Bu makalemize yorum yapan bir okuyucumuz; şu kadar il,ilçe ve belde de belediye başkanlığı kazanan ve şu kadar sayıda oy alan AKP'yi seçimin mağlubu olarak nasıl ilan edersiniz diye itiraz etmiş.
Doğrudur, salt sayı hesabı yaparsanız, AKP ve ERDOĞAN'ın galip geldiğini söyleyebilirsiniz, ama İstanbul,Ankara,İzmir,Adana,Antalya,Mersin,Aydın,Muğla,Edirne,Çanakkale,Bolu gibi önemli illerde Belediye Başkanlıklarını kazanamamış olan bir partiye, nitelik olarak seçimin galibi diyebilir misiniz?
Tabii ki diyemezsiniz. Bu ülkede, “İstanbul'u alan, seçim kazanır” sözü boşuna söylenmemiştir.
ERDOĞAN,31 Mart seçimlerini kendisinin ve partisinin güvenoyu haline getirmiş, meydan meydan dolaşarak, tüm devlet imkanlarını, Cumhurbaşkanlığının tüm ayrıcalık ve imtiyazlarını kullanarak seçim mitingleri yapmış ve halkımızdan adeta güvenoyu talep etmiştir. Bu riski üzerine alan ERDOĞAN, seçimden aldığı sonucu da kabul etmek ve başarısızlığını sineye çekmek zorundadır.
ERDOĞAN'ın 31 Mart gecesi yaptığı balkon konuşmasında verdiği mesajlar önemlidir.
ERDOĞAN; seçimdeki başarısızlığına yol açan ve adeta, kendisinin yaptığı çok önemli yanlışların itirafı niteliğindeki bu mesajlarını, bizzat kendisi tekrar tekrar okuyarak bir öz eleştiri yapmak zorundadır.
ERDOĞAN, yaptığı balkon konuşmasında diyor ki; "Bu seçimde arzu ettiğimiz neticeleri alamadığımız yerlerdeki sonucun tek sebebini, milletimize kendimizi yeterince anlatamamış, gönüllere yeterince girememiş olmamız olarak görüyorum"
Hayır ERDOĞAN, yanılıyorsun, normal yayın akışını kesip, her konuşmana canlı olarak bağlanarak yayın yapan, en başta devlet televizyonu TRT olmak üzere, elindeki tüm yandaş medya ile millete kendini yeterince ve hatta yeterinden de fazla, bıktırırcasına anlattın, ama anlattıkların, milletin yarısını karşına alan, muhalefete hakaret niteliğindeki sözlerdi, milletin dertlerine çözüm üretecek, samimi ve inandırıcı beyanlarda bulunamadın, belediye seçimlerini, ülkenin aslında olmayan beka sorununun çözümü niteliğinde lanse ettin, gönüllere yeterinden fazla girdin ama, halkımızı bölen ve kutuplara ayıran, ayrıştırıcı, ülkede gerginlik yaratan beyan ve konuşmalarınla, gönüllerde sempati değil nefret uyandırdın.
ERDOĞAN diyor ki; "Buna rağmen eksikliklerimiz varsa, bunları düzeltmek, boynumuzun borcudur. Bunu halkımızda, milletimizde arayamayız. Yine kendimizde arayacağız. Yarın sabahtan itibaren eksiklerimizi tespit ve telafi etmenin çalışmalarına başlıyoruz"
Evet ERDOĞAN; bir öz eleştiri yaparak, hataları sadece kendinde arayacaksın, AKP Genel Başkanlığı yanında, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olduğunu asla unutmayacak ve halkını bölen ve ayrıştıran söylemlerle, ülkede gerginlik yaratan değil, milleti bütünleştiren, ülkeye huzur aşılayan bir politika ve söylemi, derhal uygulamaya koyacaksın.
ERDOĞAN diyor ki; "Milletimizle aramızdaki kalpten kalbe giden yolun zedelenmesine yol açanlardan bunun hesabını sormak da dahil, gereken her gayreti göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın"
Biz de, ERDOĞAN'a diyoruz ki; bu seçim yenilgisine yol açanları, milletle aranızdaki kalpten kalbe giden yolun zedelenmesine sebep olanları bul ve bunun hesabını sor, çok haklısın. Ancak, bize sorarsanız Sayın ERDOĞAN; milletle aranızdaki kalpten kalbe giden yolu zedeleyen ve seçim yenilgisine neden olanları ararken, pek uzaklara gitmeyiniz lütfen, şöyle bir aynaya bakınız, suçluyu göreceksiniz, milletle aranızdaki kalpten kalbe giden yolun zedelenmesine sebep olan tek kişi sizsiniz Sayın ERDOĞAN, siz de biliyorsunuz ki, AKP demek ERDOĞAN demektir, partinizde parti içi demokrasi yoktur, siz ne derseniz tek doğru o dur. Bu nedenle, bu seçimde bir başarısızlık varsa, bunun tek sorumlusu sizsiniz Sayın ERDOĞAN, artık çok köklü bir şekilde öz eleştiri yapmak zorundasınız.
ERDOĞAN diyor ki; "Biz siyaseti, milletle inatlaşma, milleti küçümseme, milleti tahkir etme değil, sadece ve sadece ülkeye ve millete en iyi hizmetleri getirme aracı olarak görüyoruz. Bugüne kadar bunu yaptık, bundan sonra da bunu yapacağız"
“Hep söylediğim gibi şahsım dahil hiç kimse davamızdan daha büyük değildir, Türkiye'den daha öncelikli değildir”
Sayın ERDOĞAN; söylediğiniz, olması gereken bu çok güzel sözlere, gerçekten riayet ettiniz mi, siyaseti, gerçekten milletle inatlaşma, milleti küçümseme ve tahkir etme aracı olarak kullanmadınız mı, şahsınızı ve partinizi, gerçekten, Türkiye'den daha üstün ve öncelikli görmediniz mi? Biz, pek emin değiliz Sayın ERDOĞAN.
Sayın ERDOĞAN; balkon konuşmasında söyledikleriniz doğruların ışığında, lütfen objektif olarak bir öz eleştiri yapınız, nerede hata yaptığınızı çok iyi anlayacaksınız.
Sayın ERDOĞAN; ben, yazılarımla iyi niyetli olarak sizi sürekli ve en ağır bir şekilde eleştiren sıkı bir muhalifiniz'im ama, bana göre gerçek dostlarınızdan biriyim. Gerçek dostlarınızı çoğaltınız ve onların seslerine kulak veriniz lütfen.
Güner Yiğitbaşı
02/04/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder