Ankara’nın En Güzel Sanat Müzesine Gezi

“Ben resimlerime benzerim, resimlerim bana benzer”. Mustafa Ayaz (1)
“Sanat ibadettir benim için. Resimle yaşıyor, onunla soluk alıyorum”. Mustafa Ayaz
“Benim elim geveze, sürekli çizerim, boyarım. Desen, yağlıboya, suluboya, gravür, heykel… Mustafa Ayaz

Ankara’nın En Güzel Sanat Müzesine Gezi
Ulusal Eğitim Derneği üyeleri Prof. Dr. Hasan Pekmezci kılavuzluğunda, 17 Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü anısına, “Köy Enstitüleri Haftası” nedeni ile bir köy enstitülü sanatçının eserlerini görmek için Türkiye’nin değerli sanatçılarından, Ressam Prof. Dr. Mustafa Ayaz’ın kurucusu olduğu Balgat’daki sanat galerisine gezi düzenlendi.
Geziye katılanların çoğu köy enstitü kökenli eğitimci olduklarından, “köy enstitüsünün sanat dünyamıza kazandırdığı sanatçımız Mustafa Ayaz gururumuz oldu” dediler.
Mustafa Ayaz’ın bizzat yaptığı resimler, heykeller beğeni ile izlendi. Gezi sırasında Prof. Dr. Mustafa Ayaz rahatsızlığı nedeni ile galeride bulunmasa da, ressam arkadaşı Prof Dr. Hasan Pekmezci, yapılan değerli sanat eserleri, heykel ve resimleri ile geziye katılanlara geniş bilgi verdi.
Mustafa Ayaz, 1953 yılında Pulur Köy Enstitüsüne girer, yaptığı resimlerle öğretmenlerinin beğenisini, takdirini kazanınca, bu olay onun için teşvik unsuru olur, yıllar içinde okulları bitirir, öğretmen, öğretim üyesi olurken sanatını ilerletir, Türkiye’de ve dünyada beğenilen, resimleri eserleri galerilerde korunan tanınmış bir sanatçı olur. Şimdilerde hemen Balgat girişinde dört katlı Ankara’nın en modern sanat galerisini oluşturur. Silindirik yapısı ile öylesine ilginç bir sanat galerisi ki her katında eserler dolanı dolanı izleniliyor, her bölümde ayrı sanat eserleri teşhirle sergilenmekte, izleyenleri hayranlık içinde bırakıyor.
Bu arada Mustafa Ayaz beş kızı ile meraklı olanlara ve öğrencilere resim, heykel, plastik sanatlar gibi dallarda kurslar açarak bu sanatın yayılmasın ada katkıda bulunmakta.

Ankara’nın En Güzel Sanat Müzesine Gezi
Prof. Dr. Hasan Pekmezci, eğitimcilere her kat galerisini gezdirirken, sanat, Prof. Dr. Ressam Mustafa Ayaz hakkında şunları söyledi:
-Bu müze, Türkiye’de devlet denen ucubenin, özel sektör denilen sanattan nasibini almamış kesimin büyük kesimin yapmadığı yapamadığı bir işi gerçekleştirdi Mustafa. Arkasında hiçbir kurumun, bakanlıklar devlet dahil olmak üzere bir kuruş desteği yok. Mustafa Ayaz, yazlığını sattı, binanın mermerlerinin parasını ödedi, bu sanat merkezini kurdu beş bin metre kare Ankara Resim Heykel Müzesinin bin metre kare. Bakü’de Haydar Aliyev Kültür Merkezi yapıldı 101 bin metre kare üzerine, bizim devlet müzesi bin metre kare, burası beş bin metre kare. Türkiye’de bu kapsamda bu anlayışta ikinci bir eser yok.
Mustafa Ayaz Karadenizli bir köy çocuğu, öyle varlıklı falan da değil, yakın zaman kadar Şentepe’de bir gecekonduda oturuyordu, resimden kazandığı, sanattan kazandığı para ile bu müzeyi kurdu. Sadece sanattan kazandığı, yani sizler resim almışsanız, burada bir tuğlanız var demektir, onlarla bu müzeyi kurdu. Ben zaman zaman yurt dışına öğrenci grupları götürür, oralardaki sanat müzelerini göstermeye gezdirmeye çalışırım. Mustafa Ayaz’dan çok daha fazla kazanan ressamlar var Türkiye’de. Bunlardan birinden yurt dışına öğrenci götürürken 50 Euro istedim vermedi. Ondan birkaç gün sonra bir konu geçmişti, ben istesem iki saat içinde bir buçuk iki milyon dolar çıkarırım dedi. Ben çok sayıda öğrenciyi Anadolu da dahil olmak üzere beş yüzden fazla öğrenciyi müzeleri gezmeye götürdüm. Yurt dışı öğrencilerin herhangi bir eserin orijinal eserin kokusunu burnunun hizasında hissetmiyorsa sanattan gerektiği şekilde beslenemez düşüncesindeyim. Bunlardan tüm çocukları toplayıp, bunlardan sizler gibi arkadaşların desteği ile beş Evro on Avro artan paralarını veriyorlardı onlar da bir sonraki gezide ücretsiz gençleri götürüyorduk yurt dışına; onlardan bir bölümü de şu anda üniversitelerde hoca. Bunun amacı o müzelerle yüz yüze gelmekti. Maalesef Türkiye’de bu konularda destek aramaya çıktığında destek bulamıyorsun. Bak örnek veriyorum, iki milyon doları çıkarırım diyen biri,  bir fakir fukara çocuğunu gezi parasına katkı olacak elli Avro’yu vermedi, öyleleri var.
Ayaz’ın şu anda İstanbul’da on yirmi resmi karşılığında bir resim satanlar var. Cumhurbaşkanlığı köşküne beş yüz bine iki tablo koydular, bana verse evime koyup asmam. Düşünün böyle kazananlar var. Ama Ayaz o gıdım gıdım biriktirdiği paralarla o müzeyi kurdu. Bu benim için çok önemli bir konu.
Ankara’nın En Güzel Sanat Müzesine Gezi
Bir başka bir müzeci daha var bu şekilde, çok önemli bizim için, o da Gazi Eğitim mezunu, Süleyman Saim Tekcan, o da İstanbul’da bir müze kurdu; müze olarak inşa edilmiş bir binada o da baskı sanatları alanında Türkiye’de tek müze olan İMOGA sanat müzesini kurdu. O da her zaman başımızın tacı bir arkadaşımız.
Bunlardan çok kazananlar var ama sanat adına bir çivi çakmadıklarını, yazlıklarıyla, villalarıyla, çiftlikleriyle övündüklerini söyleyebilirim ama Ayaz’ın bu müzesi gezmek isteyenlere, yararlanmak isteyenlere açık. Bebelere açık, ayrıca gençler için aşağıda atölyeler var, oralarda çalışıyorlar.
(Bu arada Mehmet Ayhan söz alıp şöyle dedi: “para yardımı konusunda bir şey söyleyeceğim, parası kıymetli olanın kendisi ucuzdur”.
O nedenle bu müzeye çok önem veriyorum. Her hafta nerede ise bir grubu gezdiriyorum. Önümüzdeki hafta ADD neğinin örgütlediği bir gezimiz var, geçen hafta gene bir gezimiz vardı.
Bunu yapıyoruz neden? Karşıda bir lokanta var, tıklım tıklım otobüsler var ya orada bir Allahın kulu gelip ya da yönlendirilip, buraya gelmiyor, bu müzeyi görmeye gelmiyor. O geziyi örgütleyen grubun liderinin kafasının çalışmadığının bir örneğidir. Çok üzülüyorum onlara ben. Gezme oranı çok düşük, ücret de çok komik bir rakam, beş lira gibi dört lira bir rakamla müze gezecekler ona bile gelmiyorlar kimse.


Ankara’nın En Güzel Sanat Müzesine Gezi
Etrafta okullar var tıklım tıkış, bu okullar gelmiyor, bırakın onu. Şuradaki öğretmenler çocuklarını alsa şuraya gelse, yani bir sirkülasyon olur. Bakın ne zamandır buradayız bir gelen var mı sizden başka, yok. Bu yürekler acısı bir durum. Bir kadir kıymet bilmezlik açısından önemli.
Bir diğeri bu tür yatırım yapmak isteyen müze kurmak isteyenlerin, nasıl olsa yaşamıyor kaygısı korkusu gibi çekinceleri oluyor maalesef. O nedenle mümkün olduğu kadar gezilmesi gerekiyor. Sadece bura değil yan tarafta Kültür Bakanlığının bir galerisi var yan tarafta, orası. İçeride sergilerin açıldığı, değişik sanatçıların açtığı bir mekân var. Küçük toplantılar yapılabilir burada. Maalesef bunların hiç birisi yapılmıyor.


Ankara’nın En Güzel Sanat Müzesine Gezi
Ben Ayaz’ı çok seven biriyim. En azından bu alana hizmet eden birine saygım gereği gezileri düzenliyorum. Buranın bu sanat merkezinin gezilmesini istiyorum, bilinmesini tanınmasını istiyorum. Bu sokakta oturup da bu binanın ne işe yaradığını merak etmeyenler var.
Şefik Bursalı müzesini gezdiriyordum bir zaman, giderken sokağa girdik, “a bizim soka burası” dediler, sokağındaki müzeden haberi yok, insanların. O nedenle bu sanat müzesinin tanınmasını, gezilmesini istiyorum”.
Müze, resim, heykel galerileri gezilirken, Prof. Dr. Hasan Pekmezci tarafından, Ressam Prof. Dr. Mustafa Ayaz’ın eserleri, çizimleri, resimleri, heykelleri konusunda aydınlatıcı bilgiler verildi. Sonunda, “Ankara’daki bütün okulların ve  Ankara’lıların bu sanat müzesini gezmelerini özellikle diliyorum” dedi, “bütün Ankaralıları sanatı, sanatçıları desteklemeleri, böylesine sanat merkezlerini, müzelerini gezmelerini” istedi.

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız 
SONNOTLAR
(1)Prof. Dr. Mustafa Ayaz  (1938 …..)
1938 yılında Trabzon/Çaykara’da doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü, Resim İş Bölümü’nde öğrenim gördü. Refik Ekipman ve Adnan Turani’nin öğrencisi oldu. 1966-1985 yılları arasında burada, 1985-87 arasında da Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1988 yılında profesör unvanıyla Bilkent’den ayrıldı. İlk dönemlerde kalın boya hamuru ve boyasal değerlere dayalı lekeci anlayışta soyut-dışavurumcu resimler yaptı. 1970’lerde kaligrafik bir anlayışa yöneldi. 1975’lerde kadın figürünün öne çıktığı resimler yapmaya başladı. Resimlerinde genellikle başköşeye oturttuğu kadın figürü ve çevresinde yer alan kendi portresiyle bir taraftan ironik olarak kadın-erkek ilişkilerine göndermelerde bulunurken diğer taraftan da düşlerini süsleyen gösterişli bir kadın imgesini vurgulamaktadır. Ayaz, ister soyut, ister figüratif dönemlerinde olsun boyayı ve boyasal tadı hep önemsemiştir. Yaşamını ve çalışmalarını Ankara’da sürdürmektedir.
Yurt içinde 60 a yakın sergi açan ve 19 ödül alan sanatçı, Hindistan, Kuveyt, Mısır, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Belçika, Fransa, ABD, İngiltere, Cezayir, Almanya gibi pek çok ülkede karma sergi ve bienallere katıldı.  Ayaz’ın 400 den fazla yapıtı yabancı ülke koleksiyonlarında, 4000 e yakın koleksiyonları da yurt içindeki koleksiyonlarda bulunmakta.
Kullandığı Teknikler:
 kâğıt üzeri karışık teknik , tuval üzeri yağlıboya , kâğıt üzeri desen , duralit üzeri yağlıboya , karton üzeri yağlıboya , duralite marufle kâğıt üzeri yağlıboya , karton üzeri yağlıboya ve karışık teknik , duralit üzeri marufle kâğıt üzeri yağlıboya, ahşaba marufle karton üzeri karışık teknik , desen, kâğıt üzeri pastel
https://www.beyazart.com/sanatci/Mustafa-Ayaz

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget