Yetkisini anayasadan ve yasalardan alan ve yetki sınırları yasa ve anayasa ile açıkça belirlenmiş olan bu kurum, yasalara ve anayasaya uygun davranmak ve kararlar almak zorundadır.
Ama bakıyoruz, Yüksek Seçim Kurulu; kararları aleyhine bir başvuru makamının olmaması nedeniyle, siyasi rüzgarlara göre eğilip bükülerek, yasaların açık hükümlerine ve önceki içtihatlarına aykırı kararlar alabiliyor.
Daha önce, anayasa referandumunda mühürsüz zarf ve oyların yasanın açık hükmüne rağmen geçerli sayılmasına karar veren ve referandumun sonuçlarını etkileyen YSK,31 Mart seçimlerinden sonra aldığı bir kararla, KHK'larla kamudan ihraç edilen kişilere, yerel yönetimlere seçilseler dahi mazbatalarının verilmeyeceğini ilan etmiştir.
YSK'nın bu kararı yasalara, anayasaya ve hukuka açıkça aykırı keyfi bir karardır.
Bu karar, maçta galip gelen takımın, maç sonrasında haksız bir şekilde, masa başında galibiyetinin elinden alınmasından farksızdır.
KHK'larla ihraç edilen kişiler hakkında, aday olmalarını engelleyen bir yasa hükmü ve kesinleşen bir yargı kararı yoksa, idari bir karar olan KHK'lara dayalı bir yasaklama kararı, masumluk karinesine açıkça aykırıdır.
YSK, adaylıklarını onaylayarak seçimlere katılmalarına izin verdiği KHK'lı kişilere, seçimleri kazanmalarından sonra mazbatalarının verilmemesi kararını alamaz. Bu kişiler, yasal bir engelleri olmadığı için aday olmuşlar adaylıkları da onaylanmış ve doğrudan Türk Milletinin yeterli oylarını alarak, yerel yönetimlere seçilmişlerdir.
Bu kararı alan YSK başkanı ve üyeleri ise, doğrudan Türk Milleti tarafından seçilerek o makama gelmemişler, anayasadan kaynaklı bir hükümle Türk Milleti adına temsilen görev yapan ve yetki kullanan kişilerdir.
Başka bir anlatımla, Türk Milletinin yeterli çoğunluğu, bu adaylara, aracı kullanmadan, doğrudan kendi iradeleriyle oy ve onay verip o makamlara seçmişler, temsilen Türk Milleti adına yetki kullanan YSK başkanı ve üyeleri ise, egemenliğin gerçek sahibi milletin, oylarıyla doğrudan ortaya koydukları iradesini inkar edip, bu iradeyi yok saymışlardır.
Bu kararlar da göstermektedir ki; ülkemizde seçim güvencesi kalmamıştır.
Sırada, YSKnın İstanbul seçimleri hakkında vereceği karar mevcut olduğu için, Allah beterinden saklasın deme ihtiyacını duymaktayız.
Güner Yiğitbaşı
11/04/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder