Eskiden, yaklaşık 25 sene öncesinde, hukuk reformu yapılmadan önceki dönemlerde, yani halk diliyle cumuk tabir edilen yeni ceza usulü kuralları kabul edilip, iddia ile birlikte savunmanın başladığı, şüphelinin avukat talep edip avukatı ile görüşerek ondan hukuki yardım alma hakkını kazandığı, gözaltı sürelerinin makul düzeye indirildiği demokratik kuralların yürürlüğe girmesinden önce, soyut bir iddia ile insanlar gözaltına alınırlar, avukat talep etme ve avukatı ile görüşerek onun hukuki yardımından istifade etme hakkı olmadan, on beş gün gibi uzun süreli gözaltılara tabi tutulurlar ve aslında savcılar adına soruşturma yapmalarına rağmen; kolluk güçleri, savcıları dahi dışlayarak, savcıları sadece bilgilendirmek suretiyle inisiyatif kullanırlar, gözaltına aldıkları şüphelileri, yasak sorgu yöntemleriyle sorgularlar ve ondan sonra şüpheliden delil yaratmaya çalışırlardı.
Özetlemek gerekirse, delilden(kanıttan) şüpheliye gidilmez, delilsiz olarak yaratılan şüpheliden delil (kanıt) elde edilmeye çalışılırdı.
Halk dilinde cumuk tabir edilen reform yasalarından sonra ise, ülkemizdeki köhnemiş olan antidemokratik ceza usulü değişmiş ve bir iddia ile gözaltına alınarak hakkında soruşturma açılan şüpheli, derhal bir avukat talep etme ve kendisini avukatı ile savunma, yasak sorgu yöntemlerine tabi tutulmama imkanına kavuşmuş, bu nedenle artık, şüpheliden delile değil, delilden şüpheliye gitme yolu açılmıştır.
Şimdi bakıyoruz, İstanbul seçimlerini kaybeden siyasal iktidar; İstanbul'u bırakmamak için elinden gelen gayreti göstermekte, yasal her itiraz yolunu denemiş ve istediği sonucu alamayınca da, en sonunda, seçimlere şaibe karıştırıldığı, seçim sonuçlarına etki yapan usulsüzlükler yapıldığı iddiasında bulunarak, seçimlerin yenilenmesinin yolunu açmak istemektedir.
Siyasal iktidar bu iddiada bulunabilmek için, somut delil ve bu delile dayalı gerekçe sunabilmek için, aslında olmayan, kafasında ürettiği usulsüzlük senaryosunu, seçimlerin yapılmasından on gün sonra delillendirme gayreti içine girmiş ve eskinin; şüpheli ve iddiadan delile gitme antidemokratik usulünü hortlatmaya çalışmaktadır.
Aslında seçim dönemlerinde bağımsız olması gereken iktidarın memuru İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı, seçim akşamından itibaren sürece dahil olmuş ve dün itibariyle, usulsüzlük iddiasıyla yapacakları seçimlerin yenilenmesi taleplerine, sonradan somut delil üretmeye başlamışlardır.
Polis, Büyükçekmece'de kapı kapı dolaşarak, usulsüz oy kullanan seçmen yaratma avına çıkmıştır.
Bu kadarına da pes doğrusu, bizi Muz Cumhuriyetlerine de rezil eden iş başındaki yönetimi, bu ülke ve milletimiz hiç hak etmiyor.
10/04/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder