Bunun sosyolojik, kültürel, ekonomik, özgürlüklerin kazanılmasında emek sarf edilmemesi, tüm özgürlüklerin tepeden inme ve mücadelesiz lütuf olarak kazanılması gibi, çok karmaşık nedenleri vardır.
Bu itibarla, bizim insanlarımızın çoğunluğu, karnının doyması, iktidar tarafından yapılan yardımlarla karnının doyurulması karşılığında, özgürlüklerini elinin tersiyle itebilmektedir.
Bu nedenle, AKP iktidarı; insan hak ve özgürlüklerini ne kadar yok etse de, seçmen çoğunluğunun desteğini 17 sene boyunca sürekli sağladı ve her seçimde sandıktan zaferle çıkmayı başardı.
Ancak, ülkenin ekonomisinin bozulması, cari açığın iyice büyümesi, işsizliğin ve işsizler ordusunun her geçen gün artması, enflasyon ve pahalılığın tavan yapması, döviz fiyatlarının fırlaması, mutfağın temel taşı kuru soğan ve patatesin fiyatlarının altın değerine ulaşması, et fiyatlarının bir türlü kontrol altına alınamaması, açlık sınırının her geçen gün büyük değerlere ulaşması, tüm destek ve yardımlara rağmen aç insanların, tencere kaynatamayan çocuklarını doyuramayan kadınların her geçen gün çoğalması ve halkın artık, karnını dahi doyuracak iş ve gelire sahip olamamaları karşısında, özgürlük ile ekmek tercihinin bir değerinin kalmadığı günümüzde, halk artık söylenmeye başlamış ve AKP iktidarının seçim kazanma taktikleri bu nedenle iflas etmiştir.
Bu durumu gören AKP Genel Başkanı,31 Mart seçimlerinin yerel seçimler olmasına, iktidarda bir değişikliğe neden olmayacağını bilmesine rağmen,31.Mart seçimlerinde önemli illerin belediye başkanlıklarının kaybı halinde AKP iktidarının yara alacağını görerek, aynı zamanda Cumhurbaşkanı olmasına, halkın birliğini temsil etmesine rağmen, sahaya inmiş ve Belediye başkanı adayı havasında il il dolaşarak mitingler yapmak zorunda kalmış, her mitingde yaptığı konuşmalarla, oy uğruna halkımızı bölmeye devam etmekten ve daha da ileri giderek, halkın önem verdiği ezan gibi bazı değerlere muhalefet tarafından saldırı yapıldığı iddialarından dahi medet umar hale gelmiştir.
Kadınlar gününde, kadınların yürüyüşüne dahi izin vermeyen AKP iktidarı ve onun genel başkanı, bununla da yetinmeyerek, yürümek isteyen kadınların ve onlara destek veren insanların, yürüyüşe verilmeyen izini ve polisin engellemelerini protesto amaçlı olarak yaptıkları ıslıklı ve sloganlı protestolarını fırsat bilerek, bu protestoların o anda okunmakta olan ezana yönelik olduğunu beyanla, gerçeği çarpıtmış ve halkın bazı kesimlerinin, halkın diğer bazı kesimlerine karşı kin duyacak olmaları riskini göze alabilmiştir.
Kabataş'da ki, benim baş örtülü bacım yalan haberi hala hafızalardaki tazeliğini korumaktadır.
Bu ülkenin; özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasal zor günlerinde, birlik ve beraberliğe çok daha fazla ihtiyacı olduğunu, kimse unutmamalıdır. Bu bir vatan severlik kriteri ve görevidir.
Bu nedenle, kadınlar günü yapılan ıslıklı protestonun, aslında ezana yönelik olmamasına rağmen, velev ki ezana yönelik olduğunu kabul edelim, ülkenin yönetiminden sorumlu olan ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AKP Genel Başkanının; bu durumda dahi, kendisinin ve partisinin siyasi menfaatlerinden önce, ülkenin geleceğini düşünerek, bu konuyu seçim malzemesi olarak kullanmaması ve ülkedeki gerginliği tırmandırmaması gerekir.
AKP iktidarının sıkıntısı,31 Mart seçimlerinde muhalefetin kurduğu Millet İttifakının başarılı olacağını anlamasından ve kendi iktidarının beka sorunundan kaynaklanmaktadır.
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder