Okunası bir hikâye...- Cevat Kulaksız

Nazım Hikmet’e kadar uzanan yaşamdan kesitlerle dramatik bir yaşam öyküsünü anlatılıyordu, bu yazı. Ben bu yazıdan, olaylardan çok etkilendim. Bu öyküyü okuyun

Okunası bir hikâye...- Cevat Kulaksız
Arkadaşımız, abimiz, yaşı 90 dayanmış bir eğitimci, bir ilköğretim müfettişi Mehmet Ayhan, ilerlemiş yaşına rağmen bu eğitimcimiz,  birçok sosyal etkinliklerde bulunur. Bir bakıyorsunuz bir etkinlikte piyano çalıyor, başka bir toplantıda mandolin çalıyor.  İşte bu eğitimci arkadaşımız yakaladığı ilginç görüntü ve yazıları sosyal paylaşım sitelerinde dostlarıyla paylaşır. O biliyordu ki, bilgi, bilim paylaşıldıkça artar.
İşte bu arkadaşımız dün, watsap hattından aşağıda, filimlere konu olacak muhtemelen Sunay Akın’ın kaleme aldığı öyküyü göndermiş, okuyunca ben de etkilendim. Demek ki her insanın yaşamında farklı farklı yaşam öyküsü, ilginç kesitler, bilemediğimiz nice gizler saklı.
Müjdat Gezen’in gündemde olduğu son günlerde, bir TV programında Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılan sanatçılarımızdan Metin Akpınar’la birlikte Müjdat Gezen’ı de içine alan, Nazım Hikmet’e kadar uzanan yaşamdan kesitlerle dramatik bir yaşam öyküsünü anlatılıyordu, bu yazı.  Ben bu yazıdan, olaylardan çok etkilendim. Bu öyküyü bir de siz okuyun.
Cevat Kulaksız 

OKUNASI BİR HİKÂYE...

Bilenler vardır, Sunay Akın çok güzel anlatır bunu ama oldu ya ilk defa duyacaklar da vardır.
Size bir hikâye anlatacağım, yaşanmış bir hikâye, hem de sonuçları çok ama çok güzel olan bir hikâye…
1827 yılı.
Almanya’nın Magdeburg şehri…
Bu şehirde Ludwig Carl Friedrich Dedloid adında bir erkek çocuğu dünyaya gözlerini açar.
Büyüdükçe huzursuzluğun ne olduğunu anlar, çünkü annesi ve babası sürekli kavga etmektedir.
Aileyi ve Carl’ı çok seven yakınları, bu kavgalardan etkilenmesin diye Carl’ı bir yetimhaneye verirler.
12 yaşına kadar bu yetimhanede kalır Carl, çok eziyet çeker, dayak yer ve artık kaçmaya karar verir. Bir gece çarşafları birbirine bağlar ve kaçarak Hamburg’a gelir.
Daha 12 yaşındaki Carl, bir gemide miço olarak iş bulur. Çok sıkıntılı bir 3- 4 ay geçirir. Miço olduğu gemi İstanbul Boğazından geçerken Kız Kulesini görür Carl, denize atlar ve Kız Kulesine kadar yüzer.
O sıralar Kız Kulesi Cüzamlıların kapalı tutulduğu bir minik adadır. Carl yakalanır ve Emin Ali Paşa’nın yanına götürülür. Paşa sorar “niye kaçtın” diye, “dayaktan” der, “peki de 3 4 aydır denizlerdesin neden İstanbul” der, Paşa, çocuk Kız Kulesini gösterir, bu Kule yüzünden, ben bu Kuleyi çok sevdim…
Tabi bu büyük bir haber olur, Almanlar çocuğu ister ama Emin Ali Paşa vermez ve himayesine alır.
Adı Mehmet Ali olur, askeriyeye gönderilir. Eğitimler alır ve sonunda PAŞA olur, artık adı Carl Dedloid değil, Mehmet Ali Paşadır. Çok başarılı bir asker olur, birçok savaşta ve anlaşmada Osmanlıyı temsil eder.
Bu arada evlenir, dört tane kız çocuğu olur. Evlatlarından birisinin adı Leyla Hanımdır, Leyla Hanımın da bir kızı olur, adını Celile koyarlar. Celile Hanımın da bir oğlu olur.
Adını Nazım koyarlar, NAZIM HİKMET.
Yani Nazım Hikmet, 12 yaşında Kız Kulesine sığınan adı Carl Dedloid olan sonra da Mehmet Ali Paşa’nın torunudur.
Hikaye bitti mi …?
Hayır!
Bundan sonrasını da dinleyin….
Nazım malum Selanik’te doğar, hayatını herkes biliyor, ona girmeyeceğim.
Nazım Hikmet 1938 yılında tutuklanır, neden?
Orduda isyan çıkartmaktır suçu… Bu suça da neden olan şey Beyoğlu’nda bir sinema çıkışında Ömer Deniz adında bir Askeri Öğrencinin şiirlerini Nazım Hikmet’in okumasını istemesidir.
Birlikte tutuklanırlar…
Ömer Deniz’i kimse tanımaz etmez ama Nazım o günden sonra mahkûmiyetten kurtulamaz.
Peki, Ömer Deniz’e ne olur?
7 sene hapis yatar, sonra ben der Hukuk okuyacağım ama parası yok. Fatih’te okul parasını çıkarmak için bir oyuncakçı dükkânı açar.
Tahta oyuncaklar yapar, çocuklara satar, oradan gelen para ile de okulunun ödemelerini yapar, hayatını geçirir.

Günlerden bir gün 7 8 yaşında bir çocuk dükkâna girer ve Ömer Deniz’e yanında çalışıp çalışamayacağını sorar. Ömer deniz çocuğu sever, gel der, çalış yanımda.
Çocuk sevinir ve Ömer Deniz’in yanında çalışmaya başlar.
Bir gün çocuk Ömer Amca der, benim hiç oyuncağım yok, bana da bir tane yapsana. Ömer Deniz ona da bir oyuncak yapar, her tarafı oynayan kuklalardır bu oyuncak.
Ve bu çocuk o kuklaları alır, okula gider ve ilk gösterisini yapar.
Bu çocuk ta MÜJDAT GEZEN dir …
Nasıl buldunuz, hayat ne garip değil mi, Carl Dedloid’ten Mehmet Ali Paşaya, Nazım Hikmet’ten Ömer Cengiz’e, Ömer Cengiz’den Müjdat Gezen’e…
Yaşam ağlarını kurmuş …
Biliyorum uzun oldu ama umarım keyifli olmuştur…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget