Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’nin 16. Kuruluş yıldönümündeki konuşmasını dinledim.
“Bu kez çok köklü bir değişime ihtiyacımız var”.
“Tüm gücümüzü 2053 ve 2071 hedeflerine yoğunlaştıracağız. 26 Ağustos'ta Malazgirt'teyiz.
Bundan sonra her 26 Ağustos'ta Malazgirt'te olmak sureti ile 2071'in tohumlarını atacağız.”
“Tüm saldırıları milletimizle göğüsledik.
“AK Parti'nin hikâyesi bir milletin aşk hikâyesidir.”sözleri dikkatimi çekmişti.
2017 yılındayız.
Düşünüyorum…
2053’e 36 yıl…
2071 ‘e 54 yıl var.
Kim öle, kim kala…
Evet, AKP’nin köklü bir değişime gerçekten de ihtiyacı var.
16 yıl önce 14 Ağustos 2001 de “tek adam değil ortak akıl”
“Lider değil, kadro hareketi”
Milli görüş gömleğini çıkarttık.
Parti içi demokrasi, herkes için gerçek demokrasi ve Adalet,
Ekonomik kalkınma, refah, gibi başlıklarla iktidar olma vaatleri vermişti.
Önceki hükümetlerden memnun olmayan halk yeni bir lider ve yeni kadrolar arayışındayken AKP’nin bu sözleri umut olmuş, ilaç gibi gelmişti.
Aradan 16 koca yıl geçti, ne oldu?
Sıfır terörle alınan ülkemizin hali bu gün meydandadır.
PKK tüm şehirlerimize yayılmış neredeyse.
Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde Karadeniz’de olan saldırılardır.
PKK’nın askerimize ve polisimize, sivil halkımıza saldıracak seviyeye nasıl geldiğini söylemeye gerek var mı?
OSLO anlaşmaları, terör örgütü elebaşısı ile İmralı’da görüşmeler, Habur’da kurulan çadır mahkemesi ile savcıları hâkimleri PKK’nın ayağına götürerek hukukun ve ülkenin itibarını yerle bir ettiniz.
Onları şımarttınız…
PKK’lı katillerin Güneydoğuda silah gömmelerini görmezden gelmek ve FETÖ denilen katile ne istedilerse vermek…
Birçok yanlışları sayabiliriz.
İşsizlik, yolsuzluk, ekonomik çöküntü, dünyada itibarı kalmamış bir ülke konumuna gelmişiz.
Adalet ve Kalkınma Partisi acil fabrika ayarlarına dönmelidir.
AKP ‘in hikâyesini ileride çocuklarına anlatma fırsatı olanlar bir aşk hikâyesi olarak değil, bugünkü haliyle zulüm olarak anlatacaklardır mutlaka.
YENİ DEVLET KURMA HAYALİ
Bırakalım bu boş sözleri.
Bizim bir devletimiz var.
Adı Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
623 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun topraklarının emperyalist güçler tarafından işgali ile Mustafa Kemal önderliğinde Ulusal Savaşla, kanla, irfanla geri alınmış ve 29 Ekim 1923 de monarşi yıkılmış, yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.
Hiç kimse Atatürk olamaz ve onunla kendisini mukayese edemez, etmemelidir de.
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal, Osmanlı’nın çökmeye başladığı yıllardan cumhuriyetin kuruluşuna kadar hayatının büyük bölümünü vatan uğruna savaş meydanlarında geçirmiş, dünyanın hayran kaldığı bir komutandır.
Osmanlı Devleti Döneminde Trablusgarp, İkinci Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı’na; Ardından vatan topraklarının işgali üzerine Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda düşman kuvvetlerine karşı birçok başarı elde etmiştir.
1881 doğumlu Mustafa Kemal İlk savaşa katılımında henüz 28 yaşında bir gençti.
44 yaşına kadar 13 yılı cephelerde geçmiş, düşman kuvvetlerine karşı birçok başarı kazanmış gerçek bir kahramandır o.
Kısacık hayatının 15 yıllık iktidarı döneminde yaptığı devrimlerle dünyadaki tüm mazlum ülkelere örnek olmuştur.
Vatan topraklarının savunulması esnasında göstermiş olduğu başarılar neticesinde kendisine “Gazilik” unvanı ve “Mareşallik” rütbesi verilmiş, bunların yanı sıra TBMM tarafından 2587 sayılı kanunla 24.11.1934 tarihinde Mustafa Kemal’e, “Türkün Atası” anlamına gelen “Atatürk” soyadı verilmiştir.
Osmanlının küllerinden bir vatan ve bayrak yaratmış, istediği her şey olabilirken cumhuriyeti seçmiş ve Türk Gençliğine emanet etmiştir.
Bu gün bu emanete ihanet edilmektedir.
Bırakın yeni devlet kurmayı bugünküne sahip çıkın yeter.
O büyük liderin 15 senelik iktidarı döneminde yaptıklarını sata, sata bitiremeyen bir iktidar olmuşsunuz karşımızda.
“Tüm gücünüzü onun bıraktığı yerden alarak daha yukarılara çekip Türkiye’yi huzura ve refaha kavuşturunuz yeter.
Dünyada saygınlığımızı tekrar kazanalım.
“Ancak o zaman Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan Cumhuriyet döneminin iddiasını taşıyan bir parti olursunuz.”
EY AKP GENEL BAŞKANI ERDOĞAN!
Söyle başbakanına, yetkili bakanlarına ve Sayın Cumhur Başkanına ATAMIZIN heykellerine saldıranlara, hakaret edenlere ağır cezalar getirsinler.
Çünkü O hepimizin ATASIDIR.
Söyle başbakanına, maliye bakanına, Sayın Cumhurbaşkanına emeklilere, işçilere yaşam hakkı tanısın.
Bu arada Sayın Cumhurbaşkanı kendisi adına konuşmalar yapan gazeteci geçinen yağcılara iyi bir fırça çekmiş.
Çok ta iyi olmuş ama racon demesi makamına yakışmamış.
Her zaman söylediğim gibi bu densizlerin kendisine ve ülkeye daima zararları olur.
Ve bu herifler gemi batarsa ilk önce terk edecek tiplerdir.
Her neyse AKP Genel Başkanı, senden ricam Sayın Cumhurbaşkanına bir zahmet söyleyiver bir fırça da ATAMIZA saldıranlara çeksin olur mu?
EY AKP GENEL BAŞKANI
Söyle Sayın Cumhurbaşkanına öyle yüzlerce koruma ile gezeceğine tebdili kıyafet ile halkın arasına girsin ve konuşulanları duysun.
Sana söyleyeceğim çok şey var ama bir dahaki sefere diyorum.
Tünay Süer
21 Ağustos 2017
Yorum Gönder