Doğruları yazan, yanlışlarından dolayı haklı olarak iktidarı sürekli eleştirerek sadece demokratik gazetecilik görevini hakkı ile yapan ve bu nedenle adı muhalif basına çıkan SÖZCÜ Gazetesinin sesinin tamamen kısılmak istendiği,bu gazetemizin iktidarın hedefinde olduğu, suçlu ya da suçsuz, iki çalışanının üç aya yakın bir süredir haklarında iddianame düzenlenerek hakim önüne çıkarılmadığı,atmış olduğu gazete manşetlerinin suç oluşturduğu,zamanında basın savcıları tarafından değerlendirmeye dahi alınmadığı halde, içinde bulunduğumuz son günlerde, Sözcü Gazetesinin suç teşkil etmeyen,sadece iktidarı ağır eleştiri nitelliğindeki manşetlerinin topluca mercek altına alınarak bilirkişi incelemesine tabi tutulduğunu ve taraflı bilirkişiler tarafından düzelenen raporlarda, Sözcü'nün manşet yaptığı haberlerde iktidara yönelik suç unsurlarının bulunduğunun belirtildiğini üzülerek izlemekteyiz.
Bir hukukçu ve Sözcü okuru olarak, Sözcü Gazetesinin; bilirkişi incelemesine tabi tutulan ve bilirkişiler tarafından suç içerdiği rapor edilen manşetlerinde, eleştiri dışında hiçbir suç unsurunun olamadığını çok iyi bilmekteyiz.
Sözcü Gazetesinin defterinin dürülerek sesinin kısılmasını amaçlayan bu bilirkişi incelemesi,açıkça hukuka ve yasalara aykırıdır. Basın kanununa tabi olan gazetenin manşetleri, zamanında günü gününe basın savcıları tarafından mutlaka değerlendirilmiş ve suç unsuruna rastlanmadığı için de herhangi bir soruşturmaya konu yapılmamıştır.
Anlaşılıyor ki; şu anda tutuklu bulunan, gazetenin iki çalışanı ile hakkında yakalama kararı çıkarılan gazetenin sahibinin, içi boş olan dosyalarının içi doldurulmaya çalışılıyor.
Her şeyden önce soruşturmanın metodu,demokratik ve hukuki değildir.Evrensel hukukta, insan hak ve özgürlüklerine, masumluk karinesine saygılı olan demokratik devletlerde, delilden suçluya gidilir, herhangi bir suçu işlediğine dair hakkında kuvvetli suç şüphesini oluşturan yeterli deliller mevcutsa, o kişi hakkında soruşturma açılır ve kısa sürede hakkında iddianame düzenlenerek mahkeme önüne çıkarılır.Demokratik olmayan toplumlarda ise, delil önemli değildir,muhalif kişiliği ile doğruları söyleyen ve yazan kişiler ve basın hakkında, öncelikle onları susturmak için göstermelik soruşturmalar açılır, önce kişi ya da kişiler suçlu ilan edilir ve daha sonra da delil bulmaya çalışılır,yani delilden suçluya değil, suçludan delile gidilir.Sözcü için yapılmakta olan da işte budur.
İkinci olarak, önemle açıklık getirmek istediğimiz husus şudur; evet,bilirkişi delili bizim Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 62 ve devamı maddelerinde düzenlenen,yasal bir delildir, ancak savcı ve hakimlerimiz, her kafaları estiğinde bilirkişi incelemesi deliline başvuramazlar. Soruşturma ve/veya kovuşturma evrelerinde, savcı ve hakimlerimizin, soruşturdukları ve/veya kovuşturdukları, suç teşkil ettiği iddia edilen konularda bilirkişi incelemesi yaptırabilmelerinin koşulunu CMK 63. maddesi açıkça düzenlemiştir.Bu yasa maddesine göre,savcı ve hakimlerimiz; ancak, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi incelemesi deliline başvurabilirler,genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvuramazlar.
Hangi sözün,yazının ve eylemin, ceza yasalarında yer alan hangi suça ya da suçlara vücut vereceğinin veya vücut vermeyeceğinin çözümünde; uzman, özel ve teknik bilgiye sahip yegane kişi, bu konuda özel ve uzmanlık eğitimi almış,hukuk tahsili yapmış olan savcı ve hakimlerimizin bizzat kendileridir.
Bu nedenle, hakkında soruşturma yürütülen Sözcü Gazetesinin çeşitli tarihlerde atmış olduğu manşet ve haberlerin herhangi bir suça vücut verip vermediğini,bizzat savcı ve hakimlerimiz yorumlamak, taktir ve tespit etmek mecburiyetindedirler.
Aksine bir davranış, aslında ortada bir suç olmadığı halde, hukuka ve yasaya aykırı olarak görüşlerine başvurulan bilirkişilerin sırtından ve onların sorumluluğu üzerinden, birilerini suçlamak olarak değerlendirilecek ve bundan da, hukuk ve adalet zarar görecektir.
19/08/2017
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder