Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk emperyalistlere karşı başlattığı Kurtuluş Savaşını yengi (zafer) ile bitirdikten sonra, savaşı başlatmadan önce kafasında tasarladığı devrimleri ardı sıra gerçekleştirerek, 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun külleri üzerine en büyük devrim olan Türkiye Cumhuriyetini kurmuştu…
Osmanlı İmparatorluğunun çökmesinden sonra, külleri üzerinde kurulan modern Türkiye Cumhuriyetinden önce kadın haklarına baktığımızda;
-Erkek egemen şeriat toplumunda kocanın boş ol emri ile kapı önüne bırakılan kadını,
-Miras bölüşümünde erkek kardeşlerine göre yarım pay alan kadını,
-Tanıklıkta iki kadının tanıklığının bir erkek tanıklığına eşit olduğu kadını,
-Çarşıya, pazara bir erkek yakını olmadan tek başına çıkamayan kadını,
-Çarşafla örtünmeden dışarı çıkamayan kadını,
-Kocasının arzusuna göre üç kumaya razı olmak zorunda bırakılan kadını,
-Sosyal ve iş hayatında yok olan kadını,
Görüyoruz.
Cumhuriyetin ilanında sonra Türk kadını:
Birinci sınıf yurttaş olarak erkeklerle eşit haklara sahip olmuş…
Sosyal ve iş hayatında layık olduğu yeri almış…
Henüz birçok uygar Avrupa ülkelerinde bulunmayan seçme ve seçilme (1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında Köy Yasası ile muhtar seçme ve köy kuruluna seçilme, 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasa’da yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme) haklarına hiçbir çaba sarf etmeden kavuşmuştur…
O nedenledir ki kadınlarımızın çoğunluğunu oluşturan Cumhuriyet kadınları, her koşulda Atatürk’e şükranlarını (gönül borcunu) sunmaktan geri kalmamakta ve laik Cumhuriyeti koruma görevini eksizsiz yerine getirmektedirler…
Ne yazık ki bazı kadınlarımız ise tüm haklarının gökten zembille indiğini varsayarak, büyük önderin kendilerine sağladığı olanakları görmezden gelerek, Osmanlıcılık özlemiyle nankörlük etmektedirler…
Örneğin;
Yazılı medyaya yansıyan habere göre, AKP Ankara 2. Bölge milletvekili adayı Ela Kiraz, “Gün gelecek 29 Ekim'i yas, 10 Kasım'ı bayram olarak kutlayacağız!” diyerek nankörlük etmekte sakınca görmemiştir…
Ela Kiraz şunu bilmelidir ki;
Cumhuriyet kadınları ve onlarla omuz omuzu laik Cumhuriyetimizi koruyan Kemalistler olduğu sürece, bu arzusu kursağında kalacaktır…
Kaldı ki biz Cumhuriyet Bayramını büyük bir coşku ile kutlarken…
10 Kasım’da Büyük Atatürk’ün huzuruna çıkarken, onunda her fani gibi ölen birisi olduğunun bilinciyle asla yas tutmuyoruz. O’nun çocuklarımızın aydın geleceği için bize emanet ve armağan ettiği en büyük devrimi Cumhuriyet ve diğer devrimleri için şükranlarımızı bildirmek, hiç bitmeyen, gün geçtikçe artan sevgi ve saygımızı sunmak için coşkuyla anıyoruz…
Ela Kiraz ve onun gibi düşünenlere de tek sözümüz var…
NANKÖR…
30.10.2015
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder