“Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır”.
Schiller
Her insan az veya çok unutkan olabilir, ama yaş ilerledikçe unutkanlık da artar. Ama insan beyni bilgisayar değil, unutmadan da öğrenemez.
Şu da bir gerçek ki, unutkanlık her yaştan insanın en sık yakınmasıdır, ancak çoğunlukla bir hastalık belirtisi olarak kabul edilmiyor. Gençlere “bu yaşta unutkanlık olmaz” denirken, yaşlılara “unutması normal” gözüyle bakılır. Oysa unutkanlık altta yatan bir hastalığın belirtisi olarak düşünülmeli ve uzman bir doktor tarafından araştırılmalıdır. Birçoğumuz birçok yerde pek şeyimizi unutmuşuzdur.
UNUTKANLIĞIM ARTIYOR
Yetmiş yaşına geldiğim bugünlerde, bir şeye, bir konuya üzüldüğüm ve ona kafamı taktığım zaman, ben de bir unutkanlık başlıyor, birçok şeyi unutuyorum. Mesela maaş kartımı ATM lerde dört defa unuttum, unuttuğumu bir sonraki ATM den para çekerken, maaş kartımı makinede unuttuğumu anlayınca, bu sefer de nerde unuttuğumu unutuyorum. Demek ki yaş km miz arttıkça unutkanlığımız da artıyor. Demek ki unutkanlık yaşla doğru orantılıdır, unutkanlığın ana nedeni de beyin yorgunluğu olsa gerektir. “Beyin yorgunluğu, günümüz insanında giderek artan bir problem haline gelmiştir. Beyin yorgunluğunda en çok karşılaştığımız şikâyetler, unutkanlık, odaklanamama, konsantrasyon eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde ağırlık hissi, dikkatsizlik, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme gibi belirtilerdir”.
Evden çıkarken, akşamdan bir bardak su içine yıkayıp koyduğum takma dişimi, sabah tekrar yıkayıp ağzıma takacağım yerde, tekrar su bardağına koyup çıkıyormuşum. Öğleyin yemek yemeğe başlayınca ağzımda takma yarım dişimin (protezimin) olmadığını fark kedince bir –eyvah dişim- diye yakınıyorum.
Evimiz iki katlı dubleks, bazen aşağıdan bir şey getireceğim zaman, yukarıdan iniyorum aşağıya, bu sefer aşağıdan neyi getireceğimi unutuyorum, tekrar yukarı çıkıp alacağımı düşünüp anımsayınca tekrar aşağı iniyorum.
Çantamı elime alıp sokağa çıktığımda, evden bilmem kaç metre sonra, cep telefonumu unuttuğumu fark edince defalarca geri döndüğümü biliyorum.
Bazen, kapıyı kilitleyip dışarı çıkıp biraz uzaklaşınca,-acaba kapıyı kilitledim mi- diye hayıflanıp geri dönüyor, kontrol ediyorum, Ya da, kapıyı kilitlemeyi unutuyorum. İnanır mısınız, ATM den para çekerken kartımı alıp, parayı bıraktığım da olmuştu.
Bu unutkanlığımın böylece arttığı beş yıl önceki bir günde, hastaneye giderek muayene oldum. Doktor testli bir muayene yaptı, onun tekrar ettiği uzun cümle ve rakamları tekrar etmemi istedi, bir reçete yazdı, bu ilaçları kullanmamı istedi ve geçmişti.
Unutkanlığımı, kartlarımı sık sık unutunca, para işleri yaptığım iki bakaya anlattım, önlem olarak ATM lerden parmak izi ile işlem yapmamı sağladılar. Böylece unuttukça da arkasından yoksa Alzheimer mi gelecek yoksa diye, kendi kendime endişelenmeye başladım.
Bu hastalığa yakalananlardan duyduğumuza göre, birbirinden ilginç olaylar oluyormuş; mesela adam evinden çıkıp biraz uzaklaşınca, evin yolunu bulamıyor, epey bir zaman evini aradığı oluyormuş.
PERŞEMBEYİ CUMA SANMIŞIM
İnanır mısınız, Perşembe gecesi, (yani Cuma günü sandığım gün) cuma namazı konusunda bir koşuşturma, bir karmaşıklık, telaş gibi bir şey üzerinde rüya görmüştüm. (Perşembeyi Cuma sanmam ve o gün gördüğüm bu rüya arasında nasıl bir bağlantı olabilir)
Bu yazıyı yazdığım 22.10.2015 Perşembe günü, diş randevum vardı, üst çene yarım ilişme yaptırıyorum. Dişçiye varınca, adama “camiye yetişeyim çabuk olalım- diye fısıldadım adeta. Ben o günü Cuma sanıyormuşum. Neyse dişçinin provaları bitince ayrıldım, namaza yetişeyim telaşı içindeyim. Hani o günü Cuma sandığım için, Cuma namazına yetişememenin telaşı içindeyim. Neyse Beşevler’de bir yerde abdest aldım, Beşevler Metro İstasyonu’nda bulunan mescide girdim. Ben o günü yine Cuma sanıyorum, oysa Perşembe günündeyiz.
Caminin içinde çok az insan vardı. Kendi kendime, “Allah Allah bu Cuma günü niye burası böyle tenya, diyerek hayıflanmaya başladım. Neyse ezan okundu, mescidin en önünde doldurulamayan bir tek safla namaza durduk.
Ben hala Cuma gününde olduğumuzu sanıyorum, niyet ettim Cuma namazını kılmaya, diye ben de ayakta namazı kılmaya başladım. Dört rekât bitti, müezzin gamet ediyor, ama ben diyorum kendi kendime, -Allah Allah hoca neden Cuma vaazı için minbere çıkmadı, diye söyleniyorum. İnanır mısınız, ben hala Cuma gününde olduğumuzu sanıyorum, Perşembe öğle namazımda. Hoca minbere çıkmadan öğle farzına kıldırmaya başlayınca, anladım ki bu gün Cuma değil, perşembeymiş diye düşündüm, ama içimden bir garip gülüp durdum. Sizin de böyle kendiniz üstüne ilginç unutma anılarınız vardır sanırım.
Konuyu araştırırken, bir dini kanalda, kayıp ve unutulan eşyalarla ilgili duaların olduğunu bir siteden öğrendim.[i]
UNUTKANLIĞIN NEDENLERİ
Unutkanlığın günlük hayat içinde en büyük nedeni strestir. Depresyon ve beslenme yetersizliğide ve buna bağlı olarak tiroit bezinin az çalışması ve B12 vitaminin eksikliğide unutkanlığa neden olur. Kafa travmaları (vuruk) ve beyin tümörleri de unutkanlığa neden olur. Unutkanlığın en ileri çağı sürekli olması ve gittikçe ilerlemesidir. Bu durum beyinde kalıcı hasarlara neden olabilir.[ii]
BEYİN YORGUNLUĞUNUN BELİRTİLERİ:
“Unutkanlık, odaklanamama, konsantrasyon eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde ağırlık hissi, dikkatsizlik, yoğun çalışma temposu, Metropol şehirlerde sıkça karşılaşılan havasız, küçük ve dar ofisler, Cep telefonu sinyalleri, TV ve Radyo dalgaları, telsiz dalgaları, yüksek gerilim hatları, baz istasyonları gibi elektromanyetik kirlilik, Alkol alışkanlığı, uykusuzluk, depresyon ve anksiyete sorunları, Hastalık sebebiyle kullanılan bazı ilaçlar,(kanser, epilepsi ve depresyon ilaçları gibi) tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme gibi belirtilerdir. Yeni şeyler öğrenmede problem vardır. Beyinin kayıtlama merkezi alzheimerdeki gibi bozulmamıştır ancak yeni bellek kaydında gecikme ve zorlanma vardır. Okuduğu şeyleri anlamak için tekrar tekrar okumak zorunda kalınır. Kitabın bir sayfası okunurken, bir önceki sayfaya sık sık bakılır. Ezber yapmak zorunda olanlar için daha da farklı bir sıkıntı vardır. Bunun için her zamankinden daha çok zaman harcanır”.[iii]
EGO’DA UNUTULAN EŞYALAR
Unutulan eşya konusunda Ego ilgilileri şu bilgiyi verdi: “2014 yılı sonunda EGO Genel Müdürlüğü Otobüs İşletme Dairesi Başkanlığı’nda oluşturulan Kayıp Eşya Servisi’nde muhafaza altına alınan ve 1 yıllık bekleme süresini dolduran eşyaların satışı, EGO Genel Müdürlüğü’nün yapıldı.
Çok sayıda vatandaşın katıldığı ve ilgi ile izlenen açık artırmada, satışa çıkarılan 117 parça eşyadan 3 bin liraya yakın gelir elde edildi. Unutulan eşya arasında takma dişten tutun da, saza kadar çok çeşitli eşya unutuluyor.
Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
DİPNOTLAR
[i] https://duaedin.com/dualar/genel-dualar/kayip-esyayi-bulma-duasi.html
[ii] https://www.bilgiustam.com/unutkanligin-nedeni-nedir-guclu-bir-hafiza-icin-yapilmasi-gerekenler-nelerdir/
[iii] https://www.sadakatforum.com/saglikli_yasam/algilama_zorlugu_varsa_dikkat-t10420.0.html%3Bwap=
Yorum Gönder