Bu haksız ve hukuk dışı karar; verene ve verdirenlere hayırlı ve uğurlu olur inşallah(!)
Türk Milleti için kısa vadede hayırlı olmayacağı, orta ve uzun vadede ise, çok hayırlı olacağı tartışmasız doğrudur.
İMAMOĞLU; asla, Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine yönelik olarak söylemediği, Süleyman SOYLU'ya hitaben söylediği bir sözden dolayı, Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle, ne yazık ki; haksız ve hukuksuz bir şekilde cezalandırıldı.
Bir hatırlayalım. Partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ne demişti?
İstanbul'u kaybeden, Türkiye'yi kaybeder demişti.
İşte, İMAMOĞLU; İstanbul’u kazanınca, ERDOĞAN'a İSTANBUL'u kaybettiren ve sonrasında da Türkiye'yi kaybettirecek olan bir kişi olarak, ERDOĞAN tarafından hedefe konuldu.
Önce seçimler iptal ettirildi, İMAMOĞLU, hem de daha yüksek bir oyla tekrar seçilince, İMAMOĞLU adeta imha edilmesi gereken bir kişiliğe büründü ERDOĞAN'ın gözünde.
İşte bugün mahkumiyetle sonuçlanan dava da, İMAMOĞLU'nu siyaseten imha etme planının bir ürünüdür.
Bu karar henüz kesinleşmemiştir, İstinaf ve Temyiz üst yargı denetim yolları sonucunda ne olacağını bilemiyoruz.
Ancak, bu karar kesinleşse dahi, çok iyi bildiğimiz bir gerçek vardır. Hem de İMAMOĞLU gibi İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak bizzat ERDOĞAN tarafından yaşanan ve hepimizin tanıklık yaptığı, yakın geçmişte kalan canlı örnek bir gerçek.
Yazı başlığında yer verdiğimiz “ TARİH TEKERRÜR MÜ EDECEK?” sorusunu sormamızın da nedeni budur.
ERDOĞAN da, hiç kimsenin tanımadığı isimsiz bir politikacı olarak seçildiği İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı iken başına gelen bir dava ve mahkumiyet kararı ile siyaset yolunda ayağından çelmelenmiş, ancak bu çelmeye rağmen kendisi önce milletvekili, sonrasında Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmuştur.
Demem o ki; tarih tekerrür edecek, ilahi adalet yerini bulacak ve ERDOĞAN tarafından siyaseten yok edilmek istenen İMAMOĞLU, bizzat ERDOĞAN tarafından siyaseten taçlandırılmış, siyasetteki tüm başarı yolları kendisine ardına kadar açılmış mı olacaktır?
ERDOĞAN; geçmişte kendisine yaşatılanları ve buna rağmen, bugün geldiği saray yaşamını ve tek adamlığını neye borçlu olduğunu acaba hiç düşündü mü?
Yaşarsak, nelerin olacağını hep birlikte göreceğiz.
Güner Yiğitbaşı
14/12/2022
Hukukçu
Yorum Gönder