Cumhurbaşkanına hakaret davaları hakkında

Cumhurbaşkanına hakaret davaları hakkında Döneminde en çok dava açılan cumhurbaşkanları şöyle sıralandı: Erdoğan:38 bin 581 Abdullah Gül: 848 Kenan Ev

Kendine hakaret eden öğrenciyi Atatürk nasıl affetti

Cumhurbaşkanına hakaret davaları hakkında
Son Cumhurbaşkanımız Sayın R.T. Erdoğan’ın vatandaşlar hakkında açtığı davaların sayısı binleri bulurken, Cumhuriyet tarihinde hiçbir Cumhurbaşkanı, vatandaşları hakkında böylesine açtığı hakaret davalarının sayısı bu kadar değildir.  Değil Türkiye’de, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde vatandaşları hakkında böylesine açılan hakaret davaları kadar dava da yoktur, belki de dünyada yoktur.
Açılan bu hakaret davaları hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi verdiği emsal kararlarında bu ceza davalarını ret ederken şöyle ifadeler kullanmaktadır:
…Halkın oyu ile seçilen siyaset adamları, yöneticiler, halkın en ağır eleştirilerine tahammül etmek zorundadır, o nedenle açılan hakaret davaları hukuki değildir”.
Cumhurbaşkanları konuşma ve davranışlarında ister muhalefette olsun ister başka muhalif olsun, vatandaşlarını kucaklayan bir ruhla her vatandaşına karşı eşit davranmasını vatandaş olarak isteriz. Her eleştiren hakkında dava açarak susturmaya çalışılırsa, o yerde gerçekler farklılıklar birbirine karışır, toplumda kaos olur. Basından derlediğimiz şu hakaret davalarına bir bakın.
“1994- 2014 arasında, “Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçlaması ile hakkında dava açılan kişi sayısı bin 138 oldu. 2014–2020 yılları arasında Erdoğan döneminde ise bu sayı adeta zirve yaparak 38 bin 581'e ulaştı.
2018'de ise 6 bin 270 sanıktan 2 bin 775'i, 2019'da 13 bin 990 sanıktan 4 bin 291'i, 2020'de ise 9 bin 773 sanıktan 3 bin 655'i hakkında mahkûmiyet kararı verildi.
Döneminde en çok dava açılan cumhurbaşkanları şöyle sıralandı:
Erdoğan:38 bin 581
Abdullah Gül: 848
Kenan Evren: 340
Turgut Özal: 207
Ahmet Necdet Sezer: 163
Süleyman Demirel: 158”
Cumhurbaşkanına hakaret davaları hakkında

Cumhuriyet tarihinde hiçbir Türkiye Cumhurbaşkanı, vatandaşları hakkında açtığı hakaret davalarının sayısı veya eskilerin açtığı davaların sayısı şimdiki Cumhurbaşkanı RTE nin açtığı davaları kadar değildir.(1)
Yazdığım bir yazım nedeni ile hakkımda Cumhurbaşkanına hakaret davası açıldığı için bu konuda bazı yazma gereğini duydum. İnternette dolaşan bir yazımda hiçbir hakaret küfür olmadığı halde sadece fikir ve ifade basın hürriyeti hakkım doğrultusunda eleştiride bulunmuştum. Buna benzer en küçük eleştiride bile vatandaşlarına dava açan sayın cumhurbaşkanı eleştiriler karşısında daha hoşgörülü olgun davranışta bulunurlarsa çok daha saygınlık kazanacaktır. Bu konuda yani Cumhurbaşkanına hakaret konusunda ilk Cumhurbaşkanımız G. M. Kemal Atatürk ile 9. Cumhurbaşkanımı Süleyman Demirel’in bu konuda affedici tavırları saygıyla anılacak iki anıyı alıyorum.
Atatürk’ün affettiği öğrenci
Atatürk zamanında Muğla’lı Nail adlı bir lise öğrencisi Konya’da lisede yatılı okumaktadır. Edebiyata meraklı olan bu 17 yaşındaki öğrenci “Halka Doğru” adlı amatörce bir dergi çıkarmaktadır. Çıkardığı dört yapraklı küçük dergide, bu öğrenci “Alev Yağmur” başlığı ile bir şiir yazdı.
Şiirin bir yerinde “derebeyi” sözcüğü geçiyordu. Bu “derebeyi” sözünü Muğlalı bazı ağalar için kullandığı sonradan anlaşıldı.
Fakat bunu bazılarınca “Mustafa Kemal’e hakaretle “derebeyi” diye suçlanıyordu. Devrin emniyetince hemen gözaltına alındı. Her nasılsa bu lise öğrencinin gözaltına alındığı Atatürk’e kadar ulaşır. Öğrenci Nail gözaltındaki ifadesinde şunları söylüyordu:
“-Mustafa Kemal benim tartışmasız liderimdir, o bizim dehamız, hakaret etmeyi aklımdan bile geçirmem, Muğla’lıyım, ben bu şiirle Mustafa Kemal’i değil, Muğla’daki ağaları eleştiriyorum”, diyordu ama, nafile.
Sorgudan sonra emniyet müdürünün odasına alındı. Adliye’ye gönderilecekti.
O sırada telefon çaldı, Konya Emniyet müdürü açtı. Ahizenin öbür ucundaki bağırıyordu:
“Bırakın çocuğu ayıptır”.
Telefonla arayan Mustafa Kemal’di.
Lise son sınıf öğrencisinin kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alındığını öğrenmiş ve bizzat telefon etmişti.
Lise öğrencisi Nail derhal bırakıldı.
Nail adındaki Muğla’lı lise öğrenci, liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi okuyup mimar olmuş, doğayla inşaatı bütünleştiren projeleriyle, 1983 yılında Türkiye’ye Ağa Han Mimarlık Ödülünü getirecek olan Nail Çakırhan’dı.(2)
          
Kendine hakaret eden vatandaşı affedip tahliye ettirdi
1979 tarihinde rahmetli Demirel Başbakan iken Antalya’nın deniz sahilindeki küçük bir ilçesinde vatandaşın biri, bir kahvehanenin ortasında Rahmetli Demirel’e açıkça sövüp saymış. Başbakan olduğu için o zamanki Ceza Kanunu’na göre, savcı resen soruşturma başlatmış. Ağır hakaret olduğu için soruşturma açılmış, adam suçüstü haliyle yakalanmış içeri atılmış.
Başbakan Süleyman Demirel her sabah avukatını çağırır, günlük olaylar yanında davalarla ilgili bilgi alır. Antalya’nın bir ilçesinde vatandaşın birisi kahvehanede Başbakan Süleyman Demirel hakkında ağır hakaretlerle galiz küfürler eder. O vatandaş yerel kolluk kuvvetlerince hemen tutuklanır. Suçüstü mahkemesinde hâkim Demirel’in avukatını arayarak “davacı mısınız” diye sorar, avukatı da durumu Başbakan Demirel’e olduğu gibi iletir.
Gönlü vatandaşı için engin bir sevgi taşıyan Süleyman Demirel avukatına hemen şöyle der:
   “-Bu hâkim ve savcı arkadaşlar da bazen kantarın topuzunu kaçırıyorlar. ‘Başbakan’a hakaret etti’ diye bir vatandaş tutuklanır mı? Biz burada oturuyoruz, haberimiz olmuyor. Yaptığımız uygulamalarla kim bilir adamı nasıl bunalttık ki, canını sıkmışız ki bize galiz küfürler etmiş” der ve avukata dönerek şunları söyler:
- “Hemen Antalya’ya, o ilçeye git ve o vatandaşı hapisten çıkar, tahliye et gel. Sevaba girersin. Durup dururken bir ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez. Yaptığımız işlerle kim bilir adamın ne kadar canını sıkmışız, nasıl bunaltmışız ki adam sövmüş!.
Demirel’in avukatı Antalya’ya gidip asliye ceza hâkimine, davaya müdahale kabulünü ister; “sanığın tahliyesini talep ediyoruz. Müvekkilim Başbakan Demirel bana, bir ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez. Biz kim bilir adamı ne kadar bunalttık ki, küfretti” diyor. Hâkim şaşırır, duruşmaya ara verir. Hâkim Demirel’in avukatını özel olarak çağırır ona der ki: “Kusura bakmayın, bu Demirel nasıl bir adam? Gazeteler tamamen tersini yazıyor. Bu kadar hoşgörülü, geniş gönüllü insanı biz ne kadar yanlış, tanımışız” diye hayıflanır.
Duruşma başlar, Demirel’e küfür eden sanığın tahliyesine karar verilir. Hâkim sanığa dönerek, “Demirel yok, ama avukatı var, elini öp” der. Sanık çok şaşırır, “hâkim Bey, bu bana hayatımın en ağır cezası. Avukatını beni tahliye için gönderen bir insana dilim kopaydı da böyle bir adama hakaret etmeseydim. Eli ne kelime ayağını öpeceğim” diyerek pişmanlığını tekrarlar.(3)

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com
Sonnotlar

(1)Kaynak://www.cumhuriyet.com.tr/haber/carpici-rapor-cumhurbaskanlarinin-actigi-dava-sayilari-belirtildi-1863927

(2)Kaynak: Anka Kuşu Yılmaz Özdil sf 115-116

(3)https://www.yeniasya.com.tr/roportaj/demirel-kendisine-hakaret-eden-kisiyi-tahliye-ettirdi_419084

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget