Vizyon belgesinin sunumunu bir süre dinledim ve çok anlaşılmaz teorik açıklamalar olduğunu fark edince televizyonu kapattım. Ben dahi anlamak da zorlanıp sıkıldığıma göre, sade vatandaş ne yaptı tahmin edebilirsiniz.
Ben hukukçuyum, ancak az da olsa iktisat okudum, yaşım gereği hayat tecrübem var, AKP iktidarını ve ondan önceki iktidarları izledim ve yapılan tüm yanlışları gördüm.
Ben beş kuruş istemeden CHP ve Altılı Masa'ya yapmaları gerekenleri bir bir sıralayayım.
Öncelikle; yargıyı bağımsız ve tarafsız kılacaksınız. hukukun üstünlüğünü, hak ve adaleti ne pahasına olursa olsun tesis edeceksiniz. Bu hiç zor değil, para ve pul da gerektirmiyor, sadece irade gerektiriyor.
Yapacağınız anayasayı harfiyen uygulayacaksınız.
Parlamenter sistemi yeniden tesis edeceksiniz.
Kuvvetler ayrılığı ilkesini tam olarak uygulamaya koyacaksınız.
Parlamentoyu, seçim kazanarak çoğunluğu elde eden parti ya da partilerin tasallutundan kurtaracak yasal düzenlemeler yapacaksınız.
Milletvekili seçilenlerin; asgari parti disiplini dışında, özgürce kanaatlerini açıklamalarının ve oy kullanmalarının önünü açacaksınız. Buna karşılık olarak da, Milletvekillerine, partinden istifa edersen milletvekilliğinden de istifa etmiş sayılacaksın diyen bir anayasa hükmünü getireceksiniz.
Bürokrat atamalarında torpili bırakacak ve liyakati esas alacaksınız.
Bağımsız bir Merkez Bankası kuracaksınız.
İhale yasasını; ihaleleri, rekabete açık ve şeffaf bir hale getirecek şekilde yeniden düzenleyeceksiniz.
Devlet harcamalarının denetimini, Sayıştay vasıtasıyla çok sıkı bir şekilde yapacaksınız.
Her türlü yolsuzluğa, sahtekarlığa ve partizanlığa açık anti demokratik ve denetim dışı örtülü ödenek rezaletini kaldıracaksınız.
Denetim dışı tüm fonları kaldıracaksınız.
Bugünkü tüm imar yolsuzluklarını aklayan Toplu Konut İdaresini kökünden kaldıracaksınız.
Vakıfları yeniden yasal düzenlemeye tabi tutarak, vakıf tesisini; yeterli parası ve malı olanlara, devletten ve belediyelerden bağış ve yardım almadan kurabilecek olanlara hak olarak tanıyan bir düzeni getireceksiniz. Dilenci vakıf değil, dilenme durumundaki fakir fukaraya yardım eden vakıflar kurduracaksınız.
Halktan önce devlet olarak azami tasarrufu yapacaksınız. Hiçbir devlet kurumu kirada oturmayacak.
En başta Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlıklar olmak üzere, Mercedes türü lüks makam araçlarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakan ile sınırlandıracaksınız, diğer üst düzey bürokratlardan makam aracı kullananlara, yerli araba tahsis edeceksiniz. Model takip edercesine, her yıl makam arabası değişikliğini yasaklayacaksınız. Bir makam otosunun en az beş yıl süreyle aynı makam sahibi tarafından kullanılması mecburiyetini getireceksiniz. Tıpkı, memurlara her istediğinde gözlük ve kulaklık gibi cihazlar vermediğiniz gibi. Hem de tam parasını da vermeyerek.
Planlama teşkilatını derhal kuracaksınız ve planlı bir kalkınmaya öncelik vereceksiniz. Ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve askeri ihtiyaç önceliklerine göre yatırım yapacaksınız ve devletin kaynaklarını, bu önceliğe göre kullanacaksınız.
Kanal İstanbul gibi absürt ranta dayalı üretmeyen döviz kazandırmayan gösterişli yatırımlardan uzak duracaksınız.
Yabancı sermaye getireceksiniz. Ancak fazla açılıp boğulmayacaksınız. Yabancı sermayeyi, aldığın döviz cinsinden borcu vadesinde ödeyecek ve artanını da diğer yatırımlarda kullanacak şekilde, artı değeri yüksek, akılcı ve üretime dönük yatırımlarda değerlendireceksiniz.
Devlet özel sektör işbirliğiyle, kar garantili ve yap işlet devret modeliyle yapılan şehir hastaneleri, köprü, yol ve tünel gibi yatırımları derhal devletleştireceksiniz ve özel sektör devlet ilişkisini tasfiye edeceksiniz, buraların kullanma bedellerini asgari düzeye indirerek, halkın buralardan istifadesini sağlayacağınız gibi, sürümden daha çok para kazanacaksınız.
Evet akaryakıt üretmiyoruz, ancak kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyeceksiniz ve akaryakıt fiyatlarını insaflı bir düzeye indireceksiniz, gerekirse sübvanse edeceksiniz, akaryakıt sürümünü artıracaksınız, bu şekilde akaryakıtın maliyetlerine bindiği mal ve hizmetlerin üretimlerinin maliyetlerini düşürerek, fiyat istikrarını sağlayarak, yüksek akaryakıt fiyatlarından kaynaklı yüksek üretim maliyetlerinin sebep olduğu enflasyonu önleyeceksiniz, akaryakıtın artan sürümünden ve ucuz akaryakıttan faydalanan ticaret ve sanayi sektörlerinin, ucuz akaryakıt nedeniyle artacak olan üretim ve satış cirolarından kaynaklı olarak devlete ödeyecekleri fazla vergilerle, akaryakıta yapacağın destekten daha fazlasını kazanmanın yollarını arayacaksınız.
KDV ve ÖTV gibi vasıtalı vergilerde, daha adil olacaksınız, hizmet ve mal üretimi ve satışından kaynaklanan beyannameye dayalı gerçek kazançlardan, vergi kaybını en alt düzeye indirerek, daha çok vergi almanın yollarını bulacaksınız, bunların da vergi oranlarını indirerek, vergi mükelleflerini vergi kaçırmaya zorlamayacak düzenlemeleri yapacaksınız.
Özel Tüketim Vergisi rezaletine son vereceksiniz, gerçekten çok lüks mal ve hizmetlerden ÖTV alacaksınız. Örneğin, bugün otomobillerden alınan gasp niteliğindeki vergilerde adalete gideceksiniz, gerçekten çok lüks zengin tabakanın alım gücüne ve kullanımına hitap eden arabalardan ÖTV alacaksınız. hem de acıtarak alacaksınız, orta tabakanın alacağı lüks olmayan arabalardan almayarak kaybettiğin ÖTV'leri, bu ultra lüks arabalarından alacağınız ÖTV ile dengeleyeceksiniz.
Sakın unutmayınız; haksız ve aşırı ÖTV nedeniyle satılmayan her araçtan, aç gözlü bir şekilde beklediğiniz ÖTV kaybının dışında, satılmayan arabanın kullanımından elde edeceğiniz akaryakıt, lastik, servis, bakım, tamir, sigorta ücretleri gibi ücretlerden alacağınız KDV'yi ve gelir vergisini de alamamış olduğunuzu, daha çok vergi kaybı yaşadığınızı, aza tamah edenin çoktan da mahrum kalacağını, asla unutmayacaksınız.
Bu ülke bir zamanlar et, süt ve tarım ürünlerini ithal ederek olmayan dövizini kaybetmezdi, Hayvancılık ve tarım, ülkemize yeterli düzeydeydi. Hayvancılık ve tarım yapan köylülerimiz, ihmal edildiler devletin desteğinden ve öncülüğünden mahrum bırakıldılar, ithal tarım ürünleri ikame edilerek, tarımla uğraşan çiftçilerimiz ürettikleri malların karşılığını alamadılar, maliyetlere binen fiyatları sürekli artan mazot, gübre, tohum ve ilaç bedelleri, çiftçimizin belini büktü ve topaklarını ekemez oldular, süt veren hayvanlarına yem yetiştiremeyerek mezbahada kesime gönderdiler.
İşte bu nedenle, bir yandan sanayileşerek, diğer yandan da tarımı ihmal etmeden sanayiciye olduğu gibi, tarımla uğraşan çiftçilere de; mazot, gübre, tohum ve ilaç destekleriyle arka çıkacaksınız, onlara destek vereceksiniz, maliyetlerini ucuzlatacaksınız, toprağını ekmeyen çiftçi bırakmayarak, tarım ve hayvancılığa dayalı ürünlerin dışarıdan dövizle ithaline son verecek tedbirleri alacaksınız.
Sığınmacı problemine derhal çözüm getireceksiniz, sınırlarımıza namusumuz gibi sahip çıkacaksınız.
Yurtta sulh cihanda sulh ilkesine sıkı bir şekilde sarılacaksınız.
Laik devlet olmanın gereği olarak; İslam dini dahil, tüm dinlere eşit mesafede ve tarafsız olacaksınız. Devletin dininin olmadığını, vatandaşlarının din sahibi olduklarını, din ve vicdan özgürlüğü ve laiklik ilkesi gereği, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, dinin; kul ile Allah arasında, manevi ve uhrevi bir bağ olduğunu gözeterek, vatandaşların dinini ve inanışlarını Allah’a aralarında yaşamalarına imkan tanıyarak, kul ile Allah arasından çekileceksiniz, dini siyasete alet etmeyeceksiniz.
Bu bağlamda, Diyanet İşleri Başkanlığını; tüm dinlere eşit mesafede ve tarafsız olacak şekilde ve anlayışta, her dinin temsilcilerinin de yer alacağı bir yapı içinde, yeniden düzenleyerek küçülteceksiniz ve protokol dışı bırakacaksınız.
Şimdilik aklımıza geliverenler bunlar.
İnanın bunları yerine getirin, Amerika’dan oradan buradan ekonomist aramadan, ülkemiz kısa sürede düze çıkacaktır.
Güner Yiğitbaşı
04/12/2022
Hukukçu
Yorum Gönder