Ahmak Kararının Gerekçesi Yazılıp Açıklanmış

Mahkumiyet kararının asıl tartışılması ve eleştirilmesi gereken yönü de; ahmak sözcüğünün hakaret içerip içermediğinden ziyade, muhatabının soylu old

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı hakkında,  Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine ahmak diyerek hakaret ettiği gerekçesiyle verilen iki sene yedi ay on beş günlük hapis cezasının gerekçeli kararı, yazılarak bugün açıklanmıştır. 


Ahmak Kararının Gerekçesi Yazılıp Açıklanmış
Biz, 53 senelik deneyimli bir hukukçu olarak, bu mahkumiyet kararını hukuki değil siyasi bulduğumuzu,  daha önce yazdığımız makalemizde açıklamıştık. 


Evet,  bu kararın hukuki hiçbir değeri yoktur, yargının silah olarak kullanıldığı tamamen siyasi ve hukuk dışı bir karardır. 


Bu siyasi kararın yazılarak açıklanan gerekçesinin, hiçbir önemi ve değeri yoktur. Bu nedenle, zaman kaybından öteye hiçbir anlamı bulunmayan bu gerekçeli kararı, merak edip okumadan,  bu makaleyi kaleme alıyoruz. 


Mahkumiyet kararına konu ahmak sözcüğünün;  TDK göre salt kelime(sözcük) anlamına baktığımızda; ”Aklını gereği gibi kullanamayan,  bön,  budala,  aptal” anlamına geldiğini görüyoruz. 


Bir kişiyi doğrudan ahmaklıkla suçlamak, doğrudan ahmak olarak, yani; bön, budala ve aptal olarak nitelemek, bize göre, o kişiyi küçük düşürdüğü, itibarsızlaştırdığı için,  bal gibi hakarettir, 


Ancak, bir hukuki davaya konu olan, ahmak sözcüğünün geçtiği beyanların, hakaret suçunu oluşturması için gerekli unsurları taşıyıp taşımadığını değerlendirirken, sadece ahmak sözcüğünün lafzından ve kelime anlamından hareket edilirse,  yanlış sonuçlara yol açacağı da hukuki bir gerçekliktir


İyi hukuk tahsili yapmış, hukuk nosyonu kazanmış,  tarafsız bir hukukçu, savcı ve hakim; suça konu,  sarf edilen beyanda yer alan ahmak sözcüğünü tek başına cımbızlayarak ele alıp bu sözcüğü lafzen ve sadece kelime anlamına göre değil, cümle içindeki kullanılış gayesine,  amacına ve  anlamına göre yorumlayarak değerlendirmek zorundadır. 


Salt sözcük olarak hakaret içeren ahmak sözcüğünü, yukarıda belirttiğimiz gibi, hiç gerekli değilken, kayıtsız ve şartsız, doğrudan bir kişiye yöneltirseniz ve “sen ahmaksın, ahmak adamın tekisin” derseniz, o kişiyi küçük düşürmüş, itibarsızlaştırmış ve hakaret etmiş olursunuz. 


Fakat; bir kişiyle tartışırken, karşınızdaki kişinin;  akıl ve mantık dışı, yalan ve inandırıcı olmayan, abuk subuk beyanlarına sinirlenerek;  “ahmaklık yapma” derseniz,  bu beyan içinde ahmak sözcüğü geçtiği halde, sözcüğün sarf ediliş amacı ve gayesi dikkate alındığında, hakaret kastı içermediği, muhatabını doğrudan  ahmaklıkla suçlayıp nitelemekten ziyade,  sarf ettiği, akıl dışı, gerçek olmayan, abuk subuk beyanlarının, muhatabını ahmak durumuna düşürmesi nedeniyle,  bu beyanları kendisine yakıştıramadığınızı,  kendisini uyarmak durumunda kaldığınızı ifade etmek istemiş olduğunuzdan, uyarı niteliğindeki, sarf ettiğiniz “ahmaklık yapma” sözcükleri hakaret suçunu oluşturamaz.  


İMAMOĞLU'nun ceza almasına neden olan ve aslında Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine yönelik olmadığı çok belirgin olan beyanda da,  ahmak sözcüğü geçmektedir.  Bakan Süleyman Soylunun,  Strasbourg'da temaslarda bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için sarf ettiği;  "Avrupa Parlamentosu'na gidip,  Türkiye'yi  şikayet eden ahmağa söylüyorum.  Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. " beyanında,  doğrudan ahmaklıkla suçladığı ve nitelediği İMAMOĞLU'na yönelik hakaret mevcut olup, İMAMOĞLU'nun;  Bakan SOYLU'ya yönelik olarak sarf ettiği "31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. ”beyanı ise; İMAMOĞLU'nun, kendisini savumaysa yönelik, ahmaklığı kabul etmediğini ve söyleyene iade ettiğini ifade eden Türk Ceza Kanununda cezasızlık olarak yer bulan bir insani refleks ve davranış şeklidir.   


Kaldı ki; İMAMOĞLU'nun sarf ettiği sözün,  SOYLU'ya yönelik olduğu, mahkemenin kabulü gibi,  Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine yönelik bir hakaret olmadığı açıktır. 

Mahkumiyet kararının asıl tartışılması ve eleştirilmesi gereken yönü de; ahmak sözcüğünün hakaret içerip içermediğinden ziyade,  bu sözcüğün muhatabının SOYLU olduğu gerçeğidir. 

Mahkumiyet kararını veren mahkeme; yazdığı gerekçeli kararda,  bu sözlerin Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine yönelik olduğuna ilişkin hiçbir haklı ve hukuki gerekçe bulamayacaktır. 


Yargı,  AKP döneminde siyasallaştığı, tarafsızlığını yitirdiği ve tamamen sarayın silahı haline geldiği, hukukun üstünlüğünün;  yerini, üstünlerin hukukuna bıraktığı için, Yargılayın;  benzer konularda, hakaret içeren sözcükler konusunda, kişilere ve şartlara göre çelişkili kararlar vererek yalpalaması nedeniyle, aslında bağlayıcı olmayan,  sadece yol gösterici ve örnek olan Yargıtay emsal  kararlarına da artık güven kalmamıştır,  maalesef.

Güner Yiğitbaşı

28/12/2022

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget