Videodan iki hurafeli konuşma

Videodan iki hurafeli konuşma İnternetten gelen bir videoda başı kırmızı sarıklı bir konuşmacı şunları söylüyordu: Videoda Hüseyin Çevik yazısı okunuy

Bak sen şu hurilere(1)  

Recep Tayyip Erdoğan’ı Halife sanıyorlar

Videodan iki hurafeli konuşma

Hurafeciler, din sömürücüleri, bağnazlıklarını, geri düşüncelerini yaymak için yeni bir alan buldular, internet. İnternette zaman zaman, aşağıda göreceğiniz, onların garip ve akıl dışı geri düşüncelerini yansıtan videolara rastlıyoruz. Bu videoları dinledikçe, dinledikçe insan çok şaşırıyor, böylesine çağ dışı insanların, düşüncelerin olduğuna inanası gelmiyor. Ben de bunlardan iki bandın konuşmalarını çözüp sizinle paylaşmak istedim. Okuyun bu konuşmaları akıl süzgecinden geçirin. 
İnternetten gelen bir videoda başı kırmızı sarıklı bir konuşmacı şunları söylüyordu:
Videoda Hüseyin Çevik yazısı okunuyordu, vaizin sakalı ve arkasında Osmanlı arması vardı.
Bu huriler nasıl bir şeymiş öyle
“Biraz hurilerden bahsedelim. Bir huri, dünyaya tükürse, dünyadaki bütün okyanuslar, denizle, göller, ırmaklar bal olur tadından içilmez. Bir huri başındaki yaşmağı sallasa onun kokusundan dünyadaki herkes o kokudan bayılır. Bir huri serçe parmağını dünyaya uzatsa, dünya onun parmağından çıkan nurla bembeyaz olur. Bir huri dünyadaki bilezikleri dünyaya sarkıtsa güneş söner, ay söner, yıldızlar söner. Bir huri dünyaya inse dünyadaki erkekler-bütün erkekler onunla evlenmek için kendilerini öldürür. Hurilerin hepsi 18 yaşında, hepsi bakire, her ilişkiden sonra tekrar bakire oluyorlar. Bunlar Kuranda geçiyor, hepsi tomurcuk memeli, Kuranda ayet var, tomurcuk memeli huriler diye. Bunu Kâbe’nin karşısında okuyor, okumazsa namaz olmuyor. O kabenin karşısında okuyor bir şey olmuyor, ben bunu okuyunca sapık oluyorum anasını satayım, yav. Ne sapığı kardeşim olanı söylüyorum yav.
Bir hurinin üzerinde yetmiş kat elbise olacak, amma hepsi de şaffaf, hepsi ayrı ayrı renk, o kadar ince ki, aynı sinek kanadı gibi teni gözükecek, teni bembeyaz, huriler bunlar.
Gelelim dünya kadınlarına, işte bunları anlatınca, “ben kocamı bunlara kaptırmam, adam utanmasa döner bıçağı ile girecek. Vallahi yav adam Cennete bozuk atacak, hurileri öldüreceğim ben, vallahi billahi çok duydum yav. “ben kocamı yedirmem, hepsi bağcı bunlar, anlamıyorum yav.
Hah kadınlara müjdeyi verin kardeşim. Dünya kadınları şu anlattıklarımdan, hurilerden çok daha güzel olacak. Bunu diyorsun, bu mu yav diyor, daha ne diyeyim sana. Deminden beri sayıyorum, dünya kadınları daha güzel olacak diyorum, bu mu yav diyor. Daha ne istiyon.
Bir şey daha söyleyeyim, Cennette yüz pazarları var, yüz. Yüz satılıyor ama parayla değil. Hanıma abla gidiyor, katoloğdan seçiyor, dünya tabiri ile söylüyorum, boşalma adrenalin var, isimleri nerden biliyon dersen her şeyi bilmem lazım ki buraya oturayım; bir şey bilmesen ne anlatacağım sana.
Hanım abla seçecek katoloğdan, sen de kocanı seç kardeşim, Allah Alllah”.
Bir başkası da sarayda nasıl para ile hacı olunacağını anlatıyor.
6 Bin Euro Diyanete yatırıp Saray’ın etrafında dolanırsan “hacı” olacakmışsınız.
R. Tayyip Erdoğan Halife mi?
Bir ülkede dincilik yarışı başladığı zaman o ülke artık iflah olmaz, gericiliğin, cehaletin, hurafenin içinde savrulur gider, çağın gerisinde kalır, dünyada hazin ve gülünç duruma düşer.  İktidara gelirken “ileri demokrasi” vaatlerini veren, iktidara geldikten sonra “dinci kinci nesi yetiştireceğiz” diyen Recep Tayyip Erdoğan için, değil “ileri demokrasi” getirmek,  kesinlikle demokrasiye inanmayan, “demokrasi bizim için bir tramvaydır” diyen bir tavır içinde olan kişiliği vardı. Gerçekten de devlet eliyle 18 yıldır ülkemizde, iktidar beledilerinden dinci vakıf ve cemaatlere aktarılan milyonlarca liralarla tüm kurumlarıyla dincilik yarışı sürdürülmektedir. 
Kapatılan 3 Mart 1924 tarihinde “Şer'iye ve Evkaf Vekâleti’nin” yerine kurulan  Diyanet İşleri Başkanlığı,  İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlendirilen ve Başbakanlığa bağlı bir genel müdürlük durumunda olan bu kurumun bir de bu günkü durumuna bakın, nice kaç tane bakanlığın bütçesinden kat be kat bütçesi olan devasa bir kurum.  Bu kurum un bilim ve teknolojiye, ülke kalkınmasına asla bir katkısı olmadığı gibi,  üstelik hurafe ve gericiliği kollayan, laikliği kemiren yapısı ile çağdaşlaşma yolunda mücadelede ülkeye asla bir katkısı yoktur. 
Diyanet, bir turizm şirketi gibi Hac organizasyonu yapmakta;  ne farz, ne sünnet  olduğu halde sürekli umre haccını pompalamakta.  Normal Hac farzdır, ona itiraz edilemez, ancak şart olmadığı halde umre haccını telkin etmek yanlış olması gerekir.  Tabi işin ucunda  6 bin Evroluk bir rant var.  Her vatandaş umreye gitmek için bu parayı yatırmak zorunda.
Bu kurum bu devasa bütçe ile hiç umulmadık yerlere camiler yaparken, kendi ülkemizi de bakmışlar başka ülkelere de cami yapmaya başladıklarını görüyoruz. Duyuşuma göre, bu devasa bütçe ile yandaş, aşırı dinci kimseler de Diyanetin bütçesinden umreye götürülmekte. Benim bir komşum var,  ailece aşırı dinciler, Hacca gidecek kadar zengin olmadıkları halde aynı evden,  ana baba, çocuklar beş kişi birden son umre haccına gittiler. Soruyorum kendilerine umreye kaça gidip geldiniz diye, “bilmiyoruz vakıf götürdü”  diyorlar. İşte düzen böyle. 
Dünyada sadece ibadethane yaparak kalkınan, çağdaşlaşan, ileri giden bir ülke yoktur. Çağın en ilerisinde olan Batı ülkeleri, oraya buraya kilise yaparak mı çağdaşlaştılar. Bir de Müslüman ülkelere bakın hangisi ileri düzeyde ve çağdaş bir devlet;  hepsi her yönden Batı ülkelerine muhtaç.
Kısaca öyleyse ülkeler dinle, ibadethane ile değil, sadece bilim ve teknolojiye önem vererek kalkınıp aydınlanabilir, bilim ve teknolojide ileri gitmekle itibar kazanır. Diyanet İşleri, günümüzde böylesine hurafelerle mücadele etmediği gibi, bilime, ekonomiye de hiçbir katkısı yoktur. Batı’nın hiçbir ülkesinde böylesine devlet bütçesinden devası bütçesi olan bir din kurumu yoktur.
Bu girişten sonra,  cep telefonuma gelen bir video görüntüsünde sesini çözüp aşağıya aldığım, Hac, R.T. Erdoğan’ın Halifeliğinden bahseden,  beni dehşete düşüren çağ dışı bir konuşmayı sunmak istedim ve bu konuşmayı sizinle paylaşmak için aşağıya aldım.
Recep Tayyip Erdoğan Halife mi? 
Bana gelen videodaki kişinin fotoğrafını çekerek yazıma ekledim. Sanırım bu çağda, ülkemizde dinci vakıflarıyla,  dinci cemaatleri ile ülkemizin nerelere sürüklenmesini isteyen, gösteren bu konuşma yazısını okuyunca siz de şaşıracaksınız. Fotoğrafı görülen kişi aynen şunları söylüyordu:
“Merhaba arkadaşlar, 2020 2025 yılları arasında Suudi Arabistan, Türkiye’den hacı kabul
etmeyeceklerini duyurdu. Bu bir sürü insan da moral bozukluğuna neden oldu. Ama üzülmeyin, ben özelikle bu konuda Menzil tarikatı ve Cübbeli Ahmet Hoca ile konuştum. Onlar bana şunu söylediler, dediler ki:
“Mevcut durumda Osmanlı İmparatorluğundan kalma halifelik halen bizde. Zaten Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir halifenin sahip olabildiği bütün vasıflara sahip olduğu için, kendisi dünyadaki ümmetin doğal halifesi kabul ediliyor. Onun için halkımız üzülmesin, Haca gidecek kişiler, paralarını götürüp Diyanete teslim etsinler 6000 )altın Evro) Evro Diyanete teslim etsinler. Üç sefer de halifenin oturduğu sarayın etrafında dönerse zaten onlar otomatikmen Hacı sayılıyor ve böylelikle Hacı olma vecibelerini de yerine getiriyor. Yani diyor ki, parayı da Evro veya Dolar bazında yatırdığı zaman, o zaman da Dolar ve Evro kalktığı zaman bu haca gitmek isteyen, hacı olmaya aday olanların da sevapları artıyor. Yani dolar arttıkça, Evro arttıkça onların da sevapları artıyor, o konuda da, yani artık çok rahat olabilirler, çünkü biliyorsunuz Dolar ve Evro sürekli artıyor, onun için de bizim Mümin kardeşlerimizin sevapları da artması lazım.
Bir de bana şunu da söyledi, dedi ki, “birçok insanımızın bu konuda paraları yetmeyebilir, yani altı bin Evro’yu bir anda yetmeyebilir o konuda da hani bir moral bozukluğu, ya da dini vecibelerinin yerine getirmedi, diye üzüntüye girebilirler. Onun için de üzülmesinler onun için de  biz bir fetva hazırladık, üç taksitte bunu yapabilirler. Mesela altı bin Evro’nun iki bin Evro’sunu bu yıl verip, bir sefer halifenin oturduğu sarayın etrafında döner, ondan sonraki yıl iki bin Evro’sunu verip tekrar bir daha halifenin oturduğu sarayın etrafında döner. Son yılda en son taksiti olan iki bin Evro’yu verip sarayın etrafında döndüğü zaman üç turunu gerçekleştirdiği zaman hacı oluyor. Ama diğer hacı ile eşit olabilmeleri için onlar bir seferde verip hacı oldu, bunlar üç seferde olduğu için eşit olabilmesi için son yılda ekstradan bin Evro fazladan verip diğer hacılarla aynı sevaba girmiş olacaklar”.
Halife sözcüğü İslam devletlerinde Muhammed'den sonraki devlet başkanlığı kurumunu ifade eder.   Peygamberin ölümünden sonra, Halifelik anlaşmazlığı yüzünden dört Halifeden üçü (Osman, Ömer, Ali ) katledilmiş, Halifelik kabileden kabileye, devletten devlete geçmiş, Kerbela Olayı gibi şimdilere kadar uzanan Müslümanlara onulmaz acılar bırakmış, buna rağmen Müslümanlar arasında birliği sağlayamamış bu kurum bütün Müslüman âleminin başına felaketler acılar getirmiştir.  Halifeliğin acılarla dolu tarihsel sürecini gören Atatürk,  Halifelik makamını Devrim Kanunlarına paralel olarak 3 Mart 1924 tarihinde tamamen kaldırılmıştır.
Hal böyleyken,  salt Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak için, böylesine bir hurafeli halifelik yaratmak çağdaş Türkiye’ye yakışır mı?  Böylesine çağ dışı bir girişimler için, Devrim Kanunlarına muhalefetten Laik TC nin C Savcıları daha bir özenle ilgilenmeli değiller midir? Artık aşırı dinci kişiler, Laik TC nin aleyhinde şeytanı planlar yapan dinci vakıflar, dinci cemaatler  (Menzilcileri ile, Cübbeli’leri ile) TC nin önünde takoz olmaktan vaz geçmelidirler. Yoksa ülke daha da geriye gidecek,  “çağdaş uygarlık” tan geriye kalacaktır.

Cevat Kulaksız 

Cevat Kulaksız
Fotoğraf. Yukarıdaki konuşmayı yapan kişidir, internetten çektim.
Sonnotlar

(1)Huri sözcüğü muarreb (Arapça dışından Araplaştırılmış) kelimelerden sayılır. Dil bilimci Nişanyan’a göre Aramice (ilkel Arapça)’de beyaz anlamına gelen “hwr” kökünden yapılan türetmeler dayanaksızdır. O’na göre sözcük Avesta dini metinlerinde de kullanıldığı gibi “güzel kadın” anlamına gelen pehlevice veya Partça bir kelimedir.  https://tr.wikipedia.org/wiki/Huri 1

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget