Nedir bu korkunuz?
Siz değil miydiniz, 3 (Y) ile mücadele edeceğiz, yani; bu ülkedeki yasakları, yolsuzlukları ve yoksulluğu önleyeceğiz diyerek iktidara gelen?
Nedir; sizden çektiği, bu ülkenin ve milletin?
Ülkedeki, 12 Eylül darbe yasaklarını kaldırmadığınız, bilakis o yasaklara sarıldığınız, yolsuzlukları ve yoksulluğu önleyemediğiniz gibi, bunları daha da artırdınız ve olağan hale getirdiniz. Millet; artık, yasaklara, yoksulluğa ve yolsuzluklara alıştı ve kanıksadı maalesef.
Kendiniz ve belirli sayıdaki yandaşlarınız için yasakları ve yoksulluğu kaldırdınız, yolsuzluğu ise meşru kıldınız.
Tüm yolsuzluklarınızı ve yasaklarınızı, anayasa ve yasalara aykırı meşru olmayan tüm icra atlarınızı; yargı ve RTÜK sopalarını kullanarak, halkı ve medyayı susturarak, meşrulaştırmaya çalıştınız.
Yargı sopasından sonra, başımıza bir de RTÜK sopası ile vurmaya başladınız.
RTÜK; sarayın talimatıyla çalışan başkanı ve yandaş üyeleriyle, asli görevini bir kenara bıraktı, muhalif partileri, kurumları, basını ve televizyonları mercek altına alarak, onların Sayıştay raporlarına dayanarak yaptıkları, kamu ve halk yararına haklı eleştirilerine dahi, tahammül edemez hale geldi.
RTÜK; yandaş televizyon kanallarının, gerçekten denetime tabi suç teşkil eden yayınlarını görmezlikten gelirken, muhalif birkaç gazete ve televizyon kanallarına; halkın ve kamunun yararına ve demokrasinin gereği olarak yaptıkları, siyasal iktidarın hoşuna gitmeyen eleştirel haberleri nedeniyle, ağır para cezaları vermekte ve hatta beşer günlük ekran karartma cezaları vermektedir.
RTÜK; yasal kuruluş amacının dışına çıkarak, siyasal iktidarın ve Saray'ın sopası olmuştur.
RTÜK; artık, tamamen anayasa ve yasaların dışına çıkarak, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını, Türkiye Büyük Millet Meclisi, yani millet adına denetlemekle görevli, bir yüksek yargı organı olan Sayıştay'ın raporlarına dayanarak, kamu kurumlarında yapılan usulsüzlük ve yolsuzlukları haber yapan görsel ve yazılı medyaya, yeni yasaklar getiren ve onları tehdit eden, yayın politikalarını buna göre yeniden dizayn etmelerini emreden, aksi halde gereğini yapacaklarını belirten bir tweet atmış bulunmaktadır.
RTÜK; Anayasanın 160. maddesine göre, üst derece bir mali Yargı Organı olan Sayıştay raporlarına dayanılarak yapılan yolsuzluk ve usulsüzlük haberleriyle, Devletin ve devletin kamu kurumlarının yıpratıldığını, itibarsızlaştırıldığını iddia etmekte ve basına ayar yapan, yasaklama getiren tehditlerini, bu akıl almaz gerekçeye dayandırmaktadır.
Siyasal iktidar ve onun sopası gibi çalışan RTÜK, bilmelidirler ki; Sayıştay’ın, kamu harcamalarındaki usulsüzlük ve yolsuzlukları tespit eden ve devlet sırrı olmayan aleni raporlarının ve buna dayalı haberlerin yayınlanması, asla suç olmayıp, milletin parasını harcayan kamu kurumlarının denetlenmesi olup; basının, Sayıştay raporlarında yer alan yolsuzlukları millete duyurmaları, en temel kamusal görevleri ve varlık nedenleridir.
Kaldı ki; iş başındaki siyasal iktidar, yürütme organını teşkil eden başkan ve bakanlarıyla, devlet değildir, geçici olarak ülkeyi yöneten ve devlet yetkisi kullanan ajanlardır, bugün varlarsa yarın yokturlar. Kalıcı ve korunması, yıpratılmaması gerekli olan, devlet ve devletin kurumsal itibarıdır.
Aslında, seçim kazanarak iş başına gelen ve ülkeyi yöneten siyasal iktidar, milletin vergilerinden oluşan devlet parasını, anayasaya ve yasalara uygun olarak kullanmak ve yolsuzluk ve usulsüzlük yapmamakla mükelleftir.
Siyasal iktidar; Sayıştay denetim raporlarıyla tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzlukları yapmakla, asıl kendileri, devletin ve devlet kurumlarının itibarını yıpratmış ve yok etmiş olmaktadır.
İş başındaki siyasal iktidarın harcamalardaki usulsüzlük ve yolsuzluklarının, Sayıştay raporlarına göre açıklanması; sadece, siyasal iktidarın itibarını yıpratır, yok eder ve siyasal iktidarı itibarsızlaştırır, T. C. Devletinin itibarını değil.
Yolsuzluk yapan iktidarlar millete açıklanacaktır ki; bir sonraki seçimlerde T. C. Devletinin itibarını yıpratan ve milletin parasını yok edenler, demokratik yolla iş başından uzaklaştırılabilsinler.
İşte, RTÜK ve ona talimat verenleri korkutan gerçek de, budur.
Ama, korkunun ecele faydası yoktur. Korkarak, ömrünü uzatan kimseye tanık olunmamıştır.
Güner Yiğitbaşı
07/10/2020
Hukukçu
Yorum Gönder