Dile kolay, Kasım. 2020 de 18 yılı geride bırakacak ve iktidardaki 19. yaşına girecektir. Seçimlerin yapılacağı 2023 senesi itibariyle de, 21 sene kesintisiz tek başına iktidarda kalarak, kırılması imkansız bir rekora imza atacaktır.
Peki, AKP; başarılı olduğu için mi, bu kırılması imkansız rekorun sahibi olmuştur?
Tabii ki, hayır.
AKP; iktidarda en uzun süre kalma başarısını gösterdiği kadar, ülkemizin demokrasi tarihinde, en başarısız siyasal iktidar rekorunun da sahibidir.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu bir çelişki değil midir?
Evet haklısınız, bu büyük bir çelişkidir. Hem en başarısız ve hem de, en uzun süre iktidar koltuğunda oturan parti nasıl olunur?
Bizim ülkemizde oluyor böyle şeyler.
Bunun muhtelif nedenleri var tabi. Bir bilimsel araştırma ve doktora tezi olabilecek, tam bir çelişkiler yumağı.
Dış faktörler, iç faktörler, demokrasinin ülkemizdeki seviyesi, eğitim kalitesi, ekonomik yetersizlikler, yozlaştırılan din faktörü, din simsarı politikacılar, devrim yasalarının delik deşik edilmesi, siyasi partiler ve seçim yasalarındaki anti demokratik hükümler ve daha nice olumsuz faktörler.
Yazı konumuz bu değil.
Biz, sadece bu çelişkiye dikkat çekmek istedik.
Ülkenin tüm varlıklarını paraya çevirerek ve topladığı vergilerle elde ettiği 2. 5 trilyon doları tamamen taşa, toprağa ve betona harcadığı ve hazineyi tam takır bıraktığı halde, milyonlarca işsiz, milyarlarca dolarlık iç ve dış borç, eksi döviz rezervi, dış ticaret açığı, pahalılık, gelir garantili yap işlet devret yoluyla yapılan yol köprü ve tünel gibi üretime dönük olmayan yatırımlara imza atan, tarımı çökerten, tarım ürünlerini dahi döviz ödeyerek ithal eden, eğitimi tamamen dinileştiren, bütçe canavarı, hazır yiyen ve üretmeyen bir Diyanet İşleri Başkanlığı yaratan, çok başarısız ve verimsiz bir AKP iktidarı ve tüm bu olumsuzluklarına rağmen, tek kelimeyle, kırılması imkansız, kesintisiz süren 21 yıllık tek başına iktidar rekoru.
Bu büyük çelişki, T. C. Devletinin ve onun vatandaşları olan bizlerin, en büyük talihsizliğidir.
Bu başarısız ve başarısız olduğu kadar da uzun süren AKP iktidarının en büyük bir özelliği de; bugüne kadar gelmiş ve geçmiş hiçbir iktidarın yapmadığı kadar, fütursuzca anayasa ve yasa ihlallerinde bulunmasıdır.
Bu AKP iktidarı; bize, ileri de yasalar önünde hesap sorarlar diye düşünemeyecek kadar da, gözü kara, pervasız ve korkusuz.
Yani, pervasızlık ve korkusuzluk da da, büyük bir rekorun sahibi AKP iktidarı.
Hukuk Fakültelerinin birinci sınıfında, hukuk başlangıcı derslerinde öğretilir ve bunu bilmek için de hukukçu olmak gerekmez. Hukukta; tepeden aşağıya doğru, bir kurallar hiyerarşisi (sıralaması)vardır. Bu hiyerarşi içinde, bir altta yer alan hukuk kuralı, bir üstte yer alan hukuk kurallarına asla aykırı olamaz.
Buna göre; kurallar hiyerarşisinin en üstünde Anayasa, onun altında yasalar, onun altında tüzük ve yönetmelikler, onun altında yönergeler, tamim ve genelgeler, tebliğler, emir ve talimatlar yer alır.
Bu kurallar hiyerarşisi, siyasal iktidarları ve tüm kurum ve kuruluşları ve insanları bağlar. Demokratik bir devlet olmanın temel kuralı budur.
AKP iktidarının uygulamalarına bakıyoruz. Anayasa zaten askıya alınmış, varlığı ve yokluğu belli değil, hiç uygulanmıyor.
Yasalara da uyulmadığı gibi, anayasa askıda olduğu için, yasaların anayasaya aykırılığı artık tartışılmıyor bile.
Yasalar, hiyerarşik sıralamadaki anayasadan sonra gelen ikinciliğini çoktan yitirmiş durumda, genelgeler, emirler ve talimatlar; kurallar sıralamasında yasaları ve anayasayı sollamış ve onların önüne geçmiş durumda maalesef.
Bunun son uygulamasına, Baroların genel kurullarının İçişleri Bakanlığının bir genelgesiyle geçici olarak yasaklanmasında tanık oluyoruz.
Avukatlık Yasası, baroların genel kurullarının iki yılda bir yapılmasını zorunlu kılmasına rağmen, İçişleri Bakanı keyfi bir şekilde pandemiyi bahane yaparak bir genelge ile Baroların genel kurullarını keyfi olarak yasaklamıştır.
Bu pandemi ortamında, Siyasi Partiler kongrelerini yapmakta, AVM ler müşteri kabul etmekte, siyasiler kalabalık düğünler yapmakta, AKP Genel Başkanı; kalabalık mitingler düzenleyerek, kapabilmek için ezilmeyi bile göze alabilen kalabalık halka otobüsten çay atmakta, Ayasofya kalabalık cemaatle cami olarak kullanıma açılabilmekte, ama barolar; Avukatlık Yasasının amir hükmüne rağmen, yasalar açıkça ihlal edilerek, genel kurullarını yapmaktan keyfi olarak yasaklanabilmektedirler.
Bu yasaklar da, AKP iktidarının; kırılması mümkün olmayan, anayasa ve yasalarla pervasız ve korkusuzca alay etme rekorudur.
Güner Yiğitbaşı
10/10/2020
Hukukçu
Yorum Gönder