Berberoğlu Dosyası Hakkında Yapılması Gereken

BERBEROĞLU kararını yok kabul ederek, dava dosyasını Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararının uygulanması için yeni bir mahkemeye tevdi edecek ve

Berberoğlu Dosyası Hakkında Yapılması Gereken
BERBEROĞLU dosyasıyla ilgili olarak yapılması gerekenler konusunda, her kafadan bir ses çıkmaya başladı ve bu konu artık kabak tadı verdi. 

Bir deli bir kuyuya taş atarmış da,  kırk akıllı çıkaramazmış ya, işte tam bu sözü yaşadığımız bir durum ile yüz yüze geldi,  güzel ülkemiz.  

İstanbul 14. Ağı Ceza Mahkemesi, anayasayı ve Anayasa Mahkemesini yok sayarak, anayasayı ihlal ederek, BERBEROĞLU hakkında Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararını; elmalarla armutları karıştırarak, idari eylem ve işlemlerden kaynaklı hak ihlalleri için geçerli olan yerindelik denetimi yapılamaz gerekçesiyle ve cahilce, kötü niyetli ve siyasi amaçla,  hukuk dışı bir tutumla,  uygulamadı ve ülkemizi bir hukuki kaos içine itti. 

O kadar ki; anayasa tanımayan, ben Anayasa Mahkemesinin kararına uymuyorum kararını, mahkeme kararı olmasına rağmen, itirazı kabil olmak üzere verme yanlışlığını da yaptı ve zaman kaybına neden oldu. 

İtirazen;  konu,  15. Ağır Ceza Mahkemesine intikal ettirildi,  orası da topu taca attı ve şimdi yeniden hak ihlali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulacağı görüşleri atıldı ortaya. 

Tam bir keyfilik, hukuk dışılık ve çocuk oyuncağı hali ile karşı karşıyayız. 

Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararını vermiştir, bir daha neyin kararını verecektir, o karar da uygulanmazsa ne olacaktır?

Böyle keyfilik olamaz. Anayasa Mahkemesine tekrar başvuru;  asla hukuki ve gerekli de değildir.  

Böyle bir yol,  14. Ağır Ceza Mahkemesinin anayasa ve hukuk dışı kararını muhatap almak yerine geçer. Böyle bir karar hukuken yok hükmündedir ve muhatap alınarak aleyhine yeniden Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. 

Anayasa Mahkemesinin vereceği karar bellidir. Ben bu konuda karar verdim,  bağlayıcı olan kararım uygulanmalıdır. Ben bu konuda tekrar karar veremem diyecektir. 

Yerel Mahkemenin; anayasal bağlayıcılığı olan Anayasa Mahkemesinin kararını inkar ederek ortaya koyduğu bu hukuk zorbalığı, hak ettiği şekilde sonlandırılmalıdır. 

Daha önce de yazdık, Anayasa Mahkemesinin bağlayıcı olan kararının bir yerel mahkeme tarafından uygulanmaması diye bir hukuki zorbalık olamaz,  bu nedenle,  yasa koyucu bu zorbalığı göz önüne alarak,  uygulanması gereken olağanüstü bir hukuki başvuru yöntemi öngörmemiştir. Burada, doğal olarak yasal bir boşluk vardır. 

Bize göre,  bu boşluk şu şekilde doldurulmalıdır. 

HSK;  derhal, anayasayı ihlal eden 14. Ağır Ceza Mahkemesinin hakimlerine işten el çektirecek ve bu mahkemeyi kaldıracak ve  BERBEROĞLU  kararını yok kabul ederek,  dava dosyasını Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararının uygulanması için yeni bir mahkemeye tevdi edecek ve HSK'nın bu tutumu, bundan sonrası için,  ibreti alem bir içtihat olacaktır. 

Bunun başka bir yolu yoktur.  

Güner Yiğitbaşı

26/10/2020

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu


Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget