Erdoğan'ın Müjde İçeren İtirafları

Erdoğan'ın Müjde İçeren İtirafları Başarısızlığın itirafı da yer aldığı için, aynı zamanda biz laik ve demokratlar için bir müjde içermektedir

Erdoğan'ın Müjde İçeren İtirafları

Partili ve taraflı Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın;  İbni Haldun Üniversitesi Külliyesi açılış töreninde yaptığı konuşmasında yer verdiği; 

“Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Fikri iktidar yolu zor ve zahmetli bir süreçtir.  Bu konuda kendimi biraz mahzun hissediyorum.  18 yılda. . . . . . . . . .  eğitim,  kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum. Fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim.  ”

“Medyamız en modern altyapıya sahip ama,  bizim sesimizi,  nefesimizi yansıtmıyor.  “ beyanları, çok dikkat çekici, dikkat çekici olduğu kadar da, demokratik ve laik cumhuriyetimiz ve medya, düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlükleri açısından çok tehlikeli beyanlardır. 

Ancak, bu beyanlarda;  bir başarısızlığın itirafı da yer aldığı için,  aynı zamanda biz laik ve demokratlar için bir müjde içermektedir. 

ERDOĞAN; seçim kazanarak iktidar olmayı, ülkeyi anayasanın öngördüğü gibi, cumhuriyetin temel ilkelerine uygun, demokratik ve laik sosyal hukuk devleti ilkelerine göre yönetmeyi kabul etmiyor ve yeterli görmüyor. 

O,  kafasındaki,  tesis etmek istediği, İslami kurallara göre tek adam olarak yöneteceği  siyasal İslam ideolojisine dayalı sistemi,  tam ve istediği gibi tesis edemediğini ve 18 yıllık iktidarı döneminde bunu sağlayamadığı için, kendisini mahzun hissettiğini, laik eğitime son vererek, bunun yerine monte ettiği dini eğitimde,  arzu ettiği ilerlemeyi sağlayamadığını, dindar ve kindar,  siyasal İslamı benimseyen, kendisine destek veren  bir gençlik yaratamadığını itiraf etmektedir. 

AKP Genel Başkanı ERDOĞAN'ın; kendisini üzen ve mahzun eden,  laik düzen için tehlike arz eden isteklerinde, siyasal İslam ideolojisini yerleştirerek,  fikri iktidara erişmekte başarısız olduklarına yönelik itirafına,  biz sevinmeliyiz. 

ERDOĞAN'ın; “Medyamız en modern altyapıya sahip ama,  bizim sesimizi,  nefesimizi yansıtmıyor.  “ beyanıyla açıkladığı itirafına da sevinmeliyiz. 

Demek ki; ERDOĞAN, tüm devlet imkanlarını kullanarak, belki de eli altındaki devletin örtülü ödeneğini kullanarak satın alıp, birilerine hediye ettiği ve emri altına aldığı, manşetlerini dahi kendisinin belirlediği, yandaş yazarların her türlü yalan haber ve iftiralarını yayınladıkları, ülkemizdeki toplam medyanın %98'ine denk gelen , en modern altyapıya sahip havuz medyasına rağmen, sesini duyuramamaktan ve nefesini yansıtamadığından  yakınmaktadır. 

ERDOĞAN'ın bu tespit, yakınma ve vurgulamasından; geriye kalan %2 lik muhalif ve tarafsız gerçek habercilerin ve yazarların yer aldığı,  yazılı ve görsel medyanın,  %98 oranındaki yandaş medyadan daha etkili olduğu anlaşılmakta olup, ERDOĞAN'ın bu itirafı da, biz laik demokratlar için çok sevindiricidir. 

Bu itiraf, medyanın etkinliğinde;  niceliğinin değil,  niteliğinin önemini de ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki; ülkemizde,  tarafsız ve bağımsız gerçek habercilik yapan bir  avuç muhalif SÖZCÜ GAZETESİ, HALK TV  ve TELE-1 gibi kanallarına,  ERDOĞAN'ın emrindeki RTÜK tarafından cezalar yağdırılmakta ve ekranları karartılmakta, etkin muhalefet yapan sosyal medyaya kısıtlamalar getirilmektedir. 

ATATÜRK'ün temellerini çok sağlam attığı ve çağdaş Türk gençlerine emanet ettiği Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetini yok ederek, onu yerine siyasal İslam ideolojisine dayalı çağdışı rejimi ülkemizde tesis etmeye,  ne ERDOĞAN'ın,  ne de bir başkasının gücü,  asla yetmeyecektir. 

Kurulacak olan ilk sandıkta kaybederek,  geldikleri gibi, demokratik seçimle gideceklerdir. Bunda kimsenin şüphesi olmamalıdır.  

Güner Yiğitbaşı

21/10/2020

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu


Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget