Devletin dini, dini İslam’dır hükmünün, Anayasalarımızdan çıkarıldığından bu yana yıllar geçmiştir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de, resmi bir dini yoktur ve İslam dini Devletimizin resmi dini değildir.
Türkiye Cumhuriyetinin yasalar önünde eşit olan vatandaşlarından çoğunluğu İslam dinini benimsemiş olsalar da; vatandaşlarımız arasında, İslam dinine mensup olmayanlar da vardır, onlar da bu devlete vergi vermektedirler.
Bunları niçin yazıyoruz merak etmiş olmalısınız.
Bugün, bir sağlık sorunumuz nedeniyle, doktora gitmek üzere Bayraklı'daki ofisimden, İzmir Metrosunun stadyum durağına doğru yürürken, Fetöden boşaltılan ve AKP İl Başkanlığı olarak el konulan binaya yaklaştığımda, ilanlar ve polis kordonu ile karşılaştım. İlanda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN İzmir'de, saat 12.00 de Bilal Saygılı Camisini açacak, saat 14.00 de AKP İl Binasını ziyaret edecek yazıyordu.
Anladım ki, çevredeki polis kordonu ve yoğunluğu, bu nedene dayalıydı.
Doktor dönüşü, yine Stad durağından ofisime yürüyerek dönüyordum, AKP İl Başkanlığı binasının önüne geldiğimde, polislere ofisimin burada olduğunu ve ofisime gitmek üzere geçmek istediğimi bildirdim, kordon oluşturan polisler, buradan geçemezsiniz ilerideki sokaktan saparak ofisinize gidin buyurdular, dayak yemek istemediğim için talimata uydum ve yolumu uzatma pahasına bir sonraki sokaktan dolaşarak ofisime ulaştım.
Bu önemli değil de, laik bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın; bir cami açılışını yapmak üzere İzmir'e gelerek, devleti masrafa sokmasına ve insanların huzurunu bozmasına, trafiği allak bullak etmesine akıl ve sır erdiremedim. Kızım, benden sonra arabasıyla ofise gelirken, bütün cadde ve sokaklar tutulduğu için ofise gelemedi ve telefon ederek yarı yoldan dönüp eve gideceğini bildirmek zorunda kaldı.
Muz Cumhuriyetlerinde ve kabile devletlerinde olmayan bu rezalete üzülmek üzereyken; birden, aklıma Anayasa Mahkemesinin kararı geliverdi ve biraz teselli buldum. Neydi o Anayasa Mahkemesi kararı; AKP'nin laiklik karşıtı eylem ve faaliyetlerinin odağı haline geldiğini tescil eden kararıydı. Gerçekten, biraz rahatladım ve sakinleştim, laik bir devletin cumhurbaşkanının sergilemesi gereken davranışı, aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan ERDOĞAN'dan beklemenin, büyük bir yanılgı ve saflık olduğunu anlamıştım.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; ülkenin menfaatleri yönünden çok önemli olan tank ve palet fabrikasını dahi Katar'a veren, diz boyu olan işsizliği önlemek için yeni fabrikalar inşa ederek açma gibi bir derdi olmadığı bir yana, mevcutları dahi yok pahasına elinden çıkaran bir zihniyet, ancak ihtiyaç dışı cami açılışları yapar ve bununla övünür ne yazık ki.
Güner Yiğitbaşı
22/11/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder