28.11.2019 günü, Selanik Caddesi No 34 kat 3 de bulunan dernek adresine, konferanstan yarım saat önce gittim. Binanın üçüncü katında bulunan ve konferansın yapılacağı küçük salona girdim, üç dört kişi oturup konuşuyorlardı.
Dernek başkanı sandığım kravatlı takım elbiseli şık görünümlü bir erkek, bana “hoş geldiniz” dedikten sonra, ben kendimi “emekli öğretmenim internet gazetecisiyim, bu sizin konferans konusunu resim çekerek haber yapmak istiyorum” diye tanıttım.
Sonradan, dernek başkanı değil de orada çalışan bir memur olduğunu öğrendiğim şık giyinikli kişi buna tepki göstererek, “aman aman kesinlikle olmaz, zaten en şeyden dava açıyorlar mümkün değil” şeklinde endişesini, korkusunu dışa vurdu.
Ona, “oysa konferans ve panelin amacı bilgiyi, kültürü yaymak, halka topluma sunmaktır, işte ben de buna katkıda bulunmak, bu güzel bilgileri internet yoluyla halka yaymak istiyorum, bunun ne sakıncası var, bilgi ve kültür paylaşıldıkça yayılır-dedim. Ama adam “dava mava açarlar, görmedin mi geçmişte ne dava açtılar, mümkün değil olmaz” diye direniyordu.
Aman tanrım, şimdiye kadar davetli davetsiz nice panellere, konferanslara katıldım, bana her türlü kolaylığı sağlıyorlar, ilgi gösteriyorlardı, “etkinliğimiz daha geniş kitlelere yayılacak” diye.
O görevliye, “ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum, siz bu etkinlikle kötü bir şey mi yapıyorsunuz da çekiniyor, korkuyorsunuz”, dedim.
Yanımıza yaklaşan bir emekli subaya da aynı şeyleri söyledim. O emekli de “yok yav bunda bir şey yok haber olsun yazılsın iyi olur” dediyse de, karşı çıkan görevli memur olayı abartarak “yok komutanım başımız belki derde girer, dava çarlar” diyerek, içlerine sinmiş belki de Ergenekon Davalarından gelen korkularını, sinmiş hallerini dışa vuruyordu. Yanımıza yaklaşıp “bunda bir şey yok haber olsun” diyen emekli de, boyun bükerek, “memurun dediği o” diyerek sindi.
Kendi kendime, aman Tanrım, ordumuzu ekserlerimizi emekli bile olsalar ta alt kademelere kadar korkutmuşlar, sindirmişler diye üzüntü içinde düşüncelerimi söylemek istedim. Ben böylece, hayret böyle bir şey görmedim, emeklileri askerleri bile sindirmişler, korkutmuşlar diye söylenirken, yanıma başka bir emekli subay gelerek, “gel seni üst kattaki başkana götüreyim, bu görevli memur anlamaz” dedi. Beni üst katta bulunan TESUD Başkanlık odasına götürdü. “Başkanımız bu”, dedi koltukta oturanı gösterdi. Odasında bulunan birkaç kişi ile konuşan, “başkan” denilen beye de, aynı şeyleri söyleyerek, fotoğraf çekip haber yapmak istiyorum bu etkinliğinizi, dedim.
“Başkan” dedikleri bey, tabi fotoğraf çekip haber yapabilirsin, bunda bir şey yok” dedi.
Sadece birkaç kare fotoğraf çekeceğim, ses alacağım ve yazıp internetten topluma duyuracağım, hayret ettim ilk defa sizden böyle bir tepki alıyorum, dedim.
“Başkan” dedikleri bey, “ses mi alacağın, bilmem nasıl olur, ses almasan” falan diyerek o da tereddüdünü anlatmaya çalıştı. Nevrim döndü, konferansta gizli küfürlü bir şey mi konuşulacak, diye söylendim.
Kısaca çok hayret ettim, bu eski Ergenekon, casusluk vb kumpas davaları askerlerimizi emeklilere kadar sindirmiş, bunlar neden çekiniyorlar, paneli, konferansı neden yapıyorlar, halka bu bilgilerin yayılmasından neden korkuyorlar diye düşünmeye başladım. Çok şaşırmıştım, konferansa gelen davetliler salonu doldururken konferansa çeyrek kala, arkadaş öyleyse ben yelken açıyorum dedim, oradan ayrıldım.
Ben de, aynen böyle olmuş bir olayı sizinle paylaşmak istedim.
Cevat Kulaksız
Cevat Kulaksız Fotoğraf: Cep telefonuma gelen konferans daveti fotoğrafı.
Yorum Gönder