Ekrem İMAMOĞLU, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandı ya, bazıları oyuncağını kaybetmiş, çok sevdiği oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi, çok üzgün ve hırçın.
Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk, oyuncağını elinden alan çocuğu köşeye sıkıştırıp dövmek ve hırpalamak, intikam almak ister ve bunun için sürekli fırsat kollar ya, işte öyle bir çekişmeyi izlemek zorunda bırakılıyor halkımız.
Koskocaman İçişleri Bakanı, İstanbul halkının ezici çoğunluğunun oyu ile üst üste iki kez seçilen İMAMOĞLU'nu içine sindirmiş değil, yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkilerine güvenerek, İMAMOĞLU'nu harcamak ve yerine kayyum atamak için adeta fırsat kolluyor.
İstanbul ve tüm Türk halkının tepkilerini üzerine çekmeyeceğini bilse, çoktan görevden almıştı, ama cesareti İMAMOĞLU'nu bugünkü koşullarda görevden almaya yetmiyor.
İMAMOĞLU'nu, Devletimizi Avrupa Parlamentosunda konuşma yaparak şikayet etti gerekçesiyle, ahmak olmakla suçluyor.
Ülkede huzuru sağlamakla görevli olan İçişleri Bakanı, halkın oylarıyla seçilen İMAMOĞLU'nu hedef alıp ona hakaret ederek, İMAMOĞLU'nun hata yapması için onu adeta kışkırtıyor, çileden çıkarmaya çalışıyor, ülkenin huzurunu ve asayişini bozmak için elinden gelen çabayı gösteriyor.
İMAMOĞLU, Avrupa Parlamentosunda konuşmadığı halde, araştırmadan gerçekleri bilmeden İMAMOĞLU'na saldırarak onu minder dışına itip diskalifiye olmasına gayret ediyor.
İçişleri Bakanı değil, sanki mahallenin kabadayısı. Türk Milleti böyle bir bakanı hak etmiyor ve görmek istemiyor.
Herkes şunu iyi bilsin ki; ülkede bir şeyler iyi gitmiyorsa, özgürlükler çiğneniyorsa, demokrasi elden gidiyorsa, her Türk vatandaşının bu olumsuzlukları içeride ve dışarıda dile getirmeye ve siyasi iktidarı eleştirmeye hakları vardır. Burada eleştirilen siyasal iktidar olup, siyasal iktidar bugün var, yarın yoktur, iktidarlar gelip geçicidir. İktidarlara yönelik haklı eleştiriler, Devletimizi küçük düşürme olarak nitelendirilemez.
İçişleri Bakanı, neredeyse Ermeni soykırımını kabul ve Ermenilerden özür dileme anlamına gelecek şekilde, zamanın Başbakanının Ermenistan’a yönelik taziye beyanlarını şöyle bir hatırlamalı ve ondan sonra İMAMOĞLU'na dil uzatıp hakaret etmelidir. Cesareti varsa, buna ne söyleyecek merak ediyoruz doğrusu.
Söylemleriyle, mahallenin kabadayılığına soyunan bir İçişleri Bakanı istemiyoruz.
05/11/2019
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder