Af Et Bizi Ata’m…

Af et biz Ata’m. Yarın 81. ölüm yıldönümünde huzuruna utanarak çıkıyoruz. Af et bizi Ata’m. Ama size söz veriyoruz. Bundan sonra artık susmayacağız.

Af Et Bizi Ata’m…
Osmanlı İmparatorluğunun bir paşası olarak parlak geleceğini elinin tersi ile itip, emperyalistlerce kuşatılan ülkeni kurtarmak için 19 Mayıs 1919 da Samsun’da bir güneş gibi doğarak ülkenin kurtuluşunu başlattığın zaman, sen bize, bizde sana inanmış ve önderliğinde canımız pahasına kurtuluşu gerçekleştirmiştik.
Kuruluş aşamasında yine yanındaydık…
Devrimleri ardı sıra gerçekleştirdiğinde seninle coşmuş, seninle uygarlığı yakalamış ve çocuklar gibi şendik.
Sen gittikten sonra her şey değişmeye başladı Ata’m.
11 Kasım 1938 tarihinde (Köy Enstitülerin aydınlık çağı hariç) devrimlerin açısından durağan döneme girdik.
14 Mayıs 1950 tarihinde Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle devrimlerinin gerileme devri başladı, hala hızını arttırarak devam ediyor.
Karşı devrimciler gerçekleştirdiklerini sindiremediler ve devrimlerini yok saymak ve eski düzene dönmek için ellerinden geleni yapmaya çalıştılar.
Ama Cumhuriyetin temellerini o kadar sağlam atmıştık ki her seferinde kayaya çarpar gibi Cumhuriyetin sağlam duvarlarına tosladılar.
Kurduğun Cumhuriyet her gün değişik guruplar ve tarikatlar tarafından yıkılmaya çalışılırken biz görevimiz tam yapamadık Ata’m.
Zamanında önüne geçip durun ne yapıyorsunuz? Diyemedik.
Af et bizi Ata’m.
Oysa sen, 30 Ağustos 1925 Kastamonu Türk Ocağında yaptığın konuşmada, “Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır.” diye bize yol göstermiştin.
Bu gün tarikatlar ülkede cirit atıp, yönetim kademelerinde yer almak için büyük bir çalışma içindedirler.
Buna engel olamadık…
Af et bizi Ata’m.
Sana Ayyaş dediler sustuk.
Tiran dediler sustuk.
Heykellerini kırdılar, boyadılar sustuk.
Kamu kurum ve kuruluşlarından adını sildiler sustuk.
Atatürk döneminde hiç bir şey yapılmadı dediler, çıkıp yapılanları avazımız çıktığı kadar bağırarak anlatamadık sustuk.
Çocuklarımızın aydın geleceği olan laik Cumhuriyetine “90 yıllık reklam arası” dediler sustuk.
“Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık dediler” sustuk.
Biz sustukça, karşı devrimciler bu suskunluğumuzdan yararlanarak saldırıların dozunu arttırmaya başladılar.
Geldiğimiz noktada artık seni ve devrimlerini savunmak, nerede ise suç sayılıyor.
Af et biz Ata’m.
Yarın 81. ölüm yıl dönümünde huzuruna utanarak çıkıyoruz. 
Af et bizi Ata’m.
Ama size söz veriyoruz.
Bundan sonra artık susmayacağız.
Bu yapılanlar bizi gaflet (aymazlık) uykusundan uyandırdı. Eserlerine sonsuza dek sahip çıkacağız.
Çocuklarımızın aydın geleceğinin karartılmasına fırsat vermeyeceğiz
Sevgili Ata’m, şunu da bilmeni istiyorum.
Sen, 20 ve 21. yüzyıla damgasını vuran tek lidersin.
Tüm suskunluğumuza karşın ülkemizde ve dünya ülkelerinde hala o kadar çok hayranın ve devrimlerinin savunucusu var ki sana olan sevgimiz ve şükran borcumuz sayesinde bu sıkıntıyı da atlatacağız.
81. Ölüm yıl dönümünde seni büyük bir özlem, saygı ve şükranla anıyoruz.
Işıklar içinde uyu Ata’m.

Gündüz Akgül

09.11. 2019
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget