Kadınla erkeğin tek başına bulundukları asansör, halvet ortamı yaratır dedikten sonra, "Kadınların, Allah erkeklere dövün rahatlayın diye müsaade etmesinden dolayı sabaha kadar şükretmesi gerekiyor. Allah böyle diyor. Mesela bir erkeğe 'Kadının yüzüne vurmayacaksın' diyor boyundan yukarısına vurmak yasak. Göğüs kısmına vurmayacaksın. Cetvelden uzun bir sopayla vuramıyorsun. Elini yumruk yapıp vuramıyorsun. İşkence yapmak için değil deşarj olmak için vurdurtturuyor Allah. Eğer erkeğe burasına kadar geldikten sonra vurma dersen, erkek başka yolla rahatlar. "diyerek fetvalarına devam eden İlahiyatçı Nurettin YILDIZ'a, Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın, Dünya Kadınlar Günü töreninde yaptığı konuşmada verdiği sert cevap, bayağı tartışılacaktır.
Bugüne kadar, İslami hükümlerden hiç taviz vermeyen, laik Türkiye Cumhuriyetini Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yönetmesine rağmen; ısrarla, hem laik ve hem de Müslüman olunmaz tezinden bir türlü vaz geçemeyen ERDOĞAN; bugün, kendisi için kader olacak olan 2019 Başkanlık seçimleri arefesinde, özellikle laik kadınlarımıza şirin görünmek, bir oy'un dahi altın değerinde olduğu başkanlık seçimlerinde laik kadınlarımıza göz kırpmak amacıyla olacak ki; kendisinden asla beklemediğimiz bir İslami açılıma imza atarak, Nurettin YILDIZ ve onun gibileri kast ederek," İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslamın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı, 14 – 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok." demek zorunda kalmıştır.
Bizim bildiğimiz kadarıyla, İslam’da içtihat kapısı kapalıdır, yani güncelleme yoktur.
14-15 asır öncesi İslam hükümlerini bugün uygulayamazsınız, İslam hükümlerini günümüze göre güncellemek gerekir anlamına gelen ERDOĞAN'ın bu beyanı, her tarafa çekilebilecek genişlikte bir beyan olup, şu anda ERDOĞAN'ın siyasi gücü ve işgal ettiği makam itibarıyla, İslami çevrelerce yeteri kadar eleştirilemese de; ERDOĞAN bu beyanı, ileride çok eleştirilecek ve tartışılacaktır.
ERDOĞAN'ın; İslam’ın, 14-15 asır öncesi hükümlerinin, günümüze göre güncelleştirilmesi gerekeceğine ilişkin açıklamasından hareketle, bir grup çıkarak, beş vakit namaz günümüze uygun değildir, özellikle İstanbul gibi halkın sürekli koşuşturduğu, evinden işine ve işinden evine gitmek için saatlerce yollarda trafikle boğuştuğu büyük illerimizde beş vakit namaz kılmaya vakit bulunamamaktadır, bu nedenle, namaz vakitlerine ilişkin hükümler, günümüzün yaşam ve iş koşullarına göre güncelleştirilerek, mesai günleri için, namaz vakitlerinin sabah ve yatsı olmak üzere iki vakte indirilmelidir derse, bu mümkün olacak mıdır, mümkün olacaksa buna kim karar verecektir?
Günümüze kadar, laiklik ile İslam’ı birbiriyle bağdaştıramayan, hem laik ve hem de Müslüman olunamayacağını savunan ERDOĞAN; başkanlık seçimleri öncesinde, oylarına şiddetle ihtiyaç duyduğu özellikle laik kadınlarımızın gönüllerine girmek ve oylarını alabilmek için, kendisi adına çok tartışılacak tehlikeli bir açıklamaya imza atmakla, önümüzdeki seçimlerde karlı mı çıkacak, bunun zararını mı görecek merak ediyoruz doğrusu.
Ama şunu çok iyi biliyoruz ki; ERDOĞAN'ın telaffuz ettiği,” İslam hükümleri günümüze göre güncellenmelidir” sözünü CHP lideri KILIÇDAROĞLU yapmış olsaydı, CHP'nin kafirliği, camileri ahır ve genelev yaptıkları iddia ve iftiraları havada uçuşur ve gerici çevrelerden ölüm tehditleri alırdı.
Dinciler, din istismarcıları, din taciri siyasiler, laikliğin önemini ve erdemini şimdi anladınız mı?
09/03/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder