Büyük önder Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişliği görevi ile çıktığı Samsun’da görevini belirleyen fermanda şunlar yazılıydı.
1-Bölgede düzenin kurulması, yerleştirilmesi ve olayların sebebinin araştırılması.
2-Bölgede varlığı söz edilen silah ve cephanelerin toplanarak Osmanlı depolarına yerleştirilerek korunması.
3-Bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması.
Mustafa Kemal, bunların hiç birini yapmadı.
Görev alırken amacı, fermanda yazılı olanları yapmak değil, emperyalistler tarafından işgal edilen yurdumuzu kurtarmak için kurtuluş savaşını başlatmaktı.
Ve öyle yaptı.
22.06.1919 da Amasya Tamimini yayınladı ve maddelerden biri şöyle idi “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Amasya Tamiminde belirttiği “Milletin azmi ve kararı” gereği olarak 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisini kurdu ve kurtuluş savaşının tüm kararlarını bu Meclisten geçirerek Yengi’ye (Zafere) kavuştu.
Zaferden sonra gerçekleştirdiği devrimlerin içinde, 25 Kasım 1925 tarihinde kabul edilen 671 sayılı Şapka Yasası vardır. Bu yasa ile birlikte Fes, kalpak, külah, takke, sarık gibi başlıkların yerine şapka giyilmesi zorunlu kılınmıştır.
Ayrıca toplumumuz çağdaş giyim şekline kavuşmuş, yaşam tarzı bakımından uygar milletlerle birlik ve beraberlik içinde olduğunu göstermiştir.
Yine kadınlar açısından en büyük devrim, erkeklerle eşit hakları sahip kılınmaları, çarşaf, peçe ve benzeri giyimlerden kurtularak çağdaş bir kılık kıyafete girmelerdir.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’sinde tarihi süreç böyle iken, güzel ülkem bu gün başka bir yere savrulmaktadır.
Yazılı ve görsel medyaya yansıyan iki haber bu savrulmanın kanıtlarıdır.
Haberler şöyle;
1-“Şırnak Silopi Milli Eğitim Müdürü B. D. Şehit Binbaşı Ercüment Türkmen İ.H. Ortaokulu’na giderek kız öğrencilerine türban dağıttı.”
Oysa öğrencilere verilmesi gereken en büyük armağan bilginin kaynağı kitaptır.
2-“CHP Grubu toplantısını izlemek için üzerinde Atatürk'ün kalpaklı fotoğrafı ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” yazısı bulunan tişörtüyle Meclis’e gelen Cafer Darı, polis tarafından engellendi. Darı ancak tişörtünü çıkarıp polise verince Meclis’e girebildi.”
Şalvarlı, cüppeli ve sarıklıların rahatça her yere girebildikleri, devlet kadrolarını işgal ettikleri bir ortamda, büyük önderin kurduğu TBMM’ne fotoğrafı sokulmuyorsa, bana da ülkemde neler oluyor? Diye sormak düştü.
Bilen var mı?
30.03.2018
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder