Korkuyorum dostlarım! - Mehmet Halil Arık

Muhalefetin, yaptığı, akıl izan ve vicdan çağrılarına iktidar kanadından kulak asan tek kişi yok!... Saldıran dersen, çok!... Hem de pek çok!... En çok da bu nedenle korkuyorum.

Korkuyorum dostlarım! - Mehmet Halil Arık
Tepki, vicdanın hakkı, aklın ürünü, vücudun dili ve dilin sesidir. Yaşıyor olmanın en belirgin kanıtıdır yani tepki.
Doğa, her canlıya kendi ortamında yaşam hakkı tanırken, savunma ve direnme hakkını da bahşetmiştir Hiçbir canlı yoktur ki, yaşamının bir döneminde direnme ve savunma hakkını kullanmamış olsun.
Solucan, dokunursun kıvranır. Şaşırtmak ister düşmanını. Arı sokar, eşek teper, kedi tırmalar.
Eşek eşekliğine bakmadan, haklı olduğuna inandığında dayatıp diretebiliyorsa, kendi savunma ve direnme mekanizmasını kurabiliyorsa eşekten de mi daha duygusuz ki insanoğlu, onca akla, vicdana ve izana sahip olduğu iddiasına rağmen, gerektiğinde direnme hakkını kullanmaz!...
Salt masal dünyasında mı vardır kötülere direniş....?
Korkmadan yılmadan ve sinmeden ortaya konacak tepkiler, "en az ihanet içindekiler kadar" cesur olmanın gereği değil midir?.
İnsanoğlu, toplumsal yaşam içgüdüsüyle programlanmıştır. Toplumsal yaşamın koşullarını belirleyen iki önemli güç, bireyleri, bir düzen ve sistem içinde yaşamaya zorlar. Birinci güç doğa, ikinci güç ise toplumsal hukuk ve ahlak kurallarıdır.
Doğa gücünü, bireylerin tek başına bütün zorluklarla mücadele edip üstesinden gelemeyeceği, biyolojik, psikolojik ve fizyolojik doyum ve huzur için başkalarına ihtiyaç duyacağı ilkesi üzerine oturtmuştur. Yardımlaşma duygusu ve içgüdüsüdür bu.
Toplumsal yaşamın en belirgin yaptırımı ise hukuktur. Hukukunu iyi ve hakça kurgulayabilmiş toplumlar varlıklarına kasteden pek çok olumsuzluklara karşı koymasını bilmişlerdir.
Hukuk toplumsal yaşamın birincil olmazsa olmazıdır. Sürekliyse, güvenilir ise, eşitlikçiyse hukukun en yüce güç kabul edildiği toplumlarda, demokrasiye o denli ulaşılmış olur.
Hukukun üstünlüğü deyip, üstünlere ayrıcalıklı hukuk yaratıyor ve buna göre özel kurumlar oluşturuyorsa…
İleri demokrasi deyip, demokrasinin tüm gereklerini kurumlarıyla birlikte ortadan kaldırıyorsa…
Hukuku kendi çıkar düzenini korumak adına araç olarak kullanıyorsa, hak deyip, hak yiyor, hukuk deyip, hukukun en temel ilkelerini bile çiğnemeyi zafer addediyorsa,
Çoğulculuğu hiçe sayıp çoğunluğun parmak hesabını demokrasinin tek gücü sayıyorsa.. yürütülen sistemin adı demokrasi değil, faşizmdir ya da diktadır.
*
Bir yanda, hanedanı, yandaşı yalakayı kesemeyen damatlar hukuku, diğer yanda, karanlıkta, bekaretin bozulup uçkurun kopmasını, hukukun ortalık malı olmasını bekleyen tecavüz ehli; diğer yanda çalan savaş tamtamları...
Nasıl olsa failleri saklamaya gerekçeler hazır her iki durumda da.
Birincisinde, tarafsızlık adına gözbağı sebep!..
İkincisi için de en makul(!?#) gerekçeler hazır!. Ya "sabahtan öğleye Şam Emevi camii'nde yetişilecek Cuma namazı... Ya da, “mazlumun yanında olmaya devam etmek!”
“Aç veya susuz veyahut da Katar'daki kardeşlerimizin yanında olmak, onlara gıda yardımında bulunmak, onlara gıda ihraç etmek, ilaç vesaire ihraç etmek(!?$#) Rahatsız olanlar var. Biz Katar'a her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. (Beyan kelimesi kelimesine ayniyle vaki)
*
Yazık!... Hem de çok yazık!...
Bir kez daha “demokrasinin parmakları çoğunluk adına kalktı… Hukuk, savaş tamtamlarına, parmakla verdiği desteğini(!) esirgemedi… Katara asker gidecek…
Yolu yok!... Yine analar ağlayacak!...
*
Ortam ne de çok benziyor 2. Dünya Savaşı öncesi dünyanın yaşadığı o ihtiraslı – egoist ortama!...
İnsan korkar. Ben de korkuyorum!....
Muhalefetin, yaptığı, akıl izan ve vicdan çağrılarına iktidar kanadından kulak asan tek kişi yok!...
Saldıran dersen, çok!... Hem de pek çok!...
En çok da bu nedenle korkuyorum.
Zira, en çirkin saldırı kirli siyasete meydan açmak adına yapılandır.
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget