Aleks - Cevat Kulaksız

Bahaddin Bey’in torununa, adını ne koydunuz, diye sordum, “Aleks” dedi. Badi ile oradan her geçişimizde “Aleks Aleks” diye çağırmaya başladım. Hızla büyüyen Aleks bahçenin benden tarafına gelir

Aleks - Cevat Kulaksız
Bundan sekiz yıl kadar önce, büyük oğlum İzmit’te görevli iken, evlerine Jek Rasıl cinsinden bir köpek yavrusu almışlardı. “Badi” adını verdikleri bu köpek yavrusu zamanla büyümeye başlamış, evin içinde dört dolanıp koşup zıplarmış; bu hali de ev halkına neşe verirmiş.
Oğlum görev için veya gezme amacı ile başka il e, yurt dışına gittiğinde koyacak yer sıkıntısı baş göstermiş, köpekler evde yalnız kaldıkları zaman korkarlar veya stres içinde kalırlarmış. Bu nedenle evde yalnız kaldığı zaman, kirada oturdukları evin ahşap kısımlarını kemirmeye başlayınca sorunlar da çıkmaya başlıyor.
Ne yapalım bu “Badi” yi, düşünürken, “nasıl olsa babam emekli oldu, ona verelim baksın” diye düşünürler. Köpeği aldıklarının altıncı ayında Ankara’ya bize ziyarete geldiklerinde Badi” yi de getirmişlerdi. Oldukça sevimli ve hareketli olan bu köpeği çok sevmiştik. “Babam Badi’yi çok sevdi, onu onlara bırakalım” dediler ve “Badi’yi bize bıraktılar. Badi böylece bizde kaldı ve sekiz yıldır ona bakıyoruz.  Ben şahsen ona verdiğim emeği hiçbir torunuma verememiştim. İşte o “Badi” ile sabah ve akşam sürekli, karda, kışta, yazda mutlaka gezmeye çıkarız. Böylece o ihtiyaçlarını giderir, ben de temiz havada yarım saat-bir saat gezmiş oluyorum.
Konumuz aslında bizim Badi ile ilgili değildi.

ALEKS’İ YAVRU İKEN GÖRDÜM
Aleks - Cevat Kulaksız
Şubat ayının çok soğuk bir akşamında, yine Badi” ile gezmeden eve dönüyorduk. Komşu sitede oturan, evi bize 300 metre kadar olan banka emeklisi Bahaddin Bey’in evinin önünden geçerken, hemen dış kapısına başını dayamış küçük bir köpek yavrusuna rastladık. Bu küçücük yavru tirtir titriyor, ağlarcasına çeniliyordu. Badi yanına sokuldu, kokladı kokladı, ağız kısmını yaladı, muhtemelen o da ona acımıştı.
Muhtemelen, komşulardan birilerinin köpekleri çok yavru yapmış olmalı ki, yavruları bazılarının evlerinin önlerine, bahçelerine atmış olmalı diye düşündüm.
Köpekler meme sayısı kadar yavru yaparlar; mesela insanın iki memesi varsa ondan doğacak yavru en fazla genelde iki tane iken, çoğunlukla köpeklerin sekiz memesi vardır, doğacak yavru da sekiz kadardır.
O yavruya çok acımıştım. Eve getirsem, eşim kızar, ne yapsam diye düşünmeye başladım. Şubatın ayazının akşamında hepimiz titriyorduk.
Bu duygular içinde eve geldim, huzursuzdum. Olağan dışı bir şey olur düşüncesi ile yakın komşuların telefon numaralarını önceden cep telefonuma kayıt kaydetmiştim, bu arada komşu Bahaddin Bey’in telefonunun da almıştım. Hemen Bahaddin Bey’i telefonla aradım, durumu izah ettim. Kapınızın önünde çok küçük bir yavru var, evinizin bahçesi, bodrumu müsait ne olur şu kışın ayazında evinize alın, Allahın yaratığı bu canlıya merhamet edelim, lütfen bunu içeri alın, diye yalvarırcasına rica ettim. Adam telefonda tereddüt etti, “ben bakamam, hanım yaşlı” falan dedi, ama ben ısrar ettim, komşu etme, Allahın yarattığı canlıya merhamet edene Allah da merhamet eder, lütfen içeri alın dedim. Adam, “hele bir bakayım da düşünelim” falan dedi.
Ertesi günün sabahında, evlerinin önünden Badi ile yine geçtik, yavru köpek yoktu, dışarıda kimseyi de göremedim, köpek yavrusunu adlını mı, diye soracaktım. Badi yavru köpeğin kapı önünde sızlandığı yeri kokladı kokladı, kapıdan içeri girmeye çalıştı, bahçe duvarından bahçeye bakmaya çalıştı.
Aleks - Cevat Kulaksız
Köpek yavrusunun sonucunu soramamanın endişesi içinde günler geçirirken, yine Badi ile Bahaddin’lerin evinin önünden geçiyordum, evin bodrum tarafından köpek yavrusunun daha bir canlı avlamasını duyunca, inanın oh şükür diyerek rahatladım, Badi de ona doğru havlıyordu. Demek ki komşu Bahaddin yavru köpeği almış besliyor diye düşündüm.
Günler geçtikçe, Bahaddin Bey’in ortaokulda okuyan torununu o büyümeye başlamış köpek yavrusu ile oynadıklarını gördüm ve mutlu oldum. Oradan geçerken, Bahaddin Bey’in torununa, adını ne koydunuz, diye sordum, “Aleks” dedi. Badi ile oradan her geçişimizde “Aleks Aleks” diye çağırmaya başladım. Hızla büyüyen Aleks bahçenin benden tarafına gelir, kuyruğunu sallayarak dostluğunu belirtmeye çalışır, Badi de ayaklarını duvara dayayıp, ona doğru başını uzatır, koklaşırlardı.
Aleks hızla büyüyordu ve erkekti, Bahaddin Bey’in torununun peşinden ayrılmıyor, bahçelerinde koşup oynuyorlardı. Daha sonra Aleks parklara doğru gezmeğe çıkarıldı. Öbür köpeklerle oynaşmaya başladı, öylesine sevecen bir köpekti ki, ismini çağırdıkça gelir, Aleks Badi’nin elini yüzünü yalar, Badi benimle oynasın diye önünde yatar yuvarlanırdı. Badi sekiz yaşında idi, cinsi gereği küçüktü, ama Aleks’e karşı ilgisiz, adeta “get lan sen küçüksün” der gibi onu yalancıktan ısırır onunla ilgilenmezdi. Aleks, öyle büyümüştü ki üç dört ay içinde Badi’nin üç dört katı yükseklik ve büyüklüğe ulaşmıştı.
Günler geçtikçe, Aleks büyüyor, gelişiyor ve daha çok neşeleniyordu. Yolda kaldırımda rastladığı her şeyle oynuyor, pet şişelere saldırıyor, parçalayana kadar onunla oynuyordu. Bahaddin Bey’in torunu onu gezmeye çıkarıyor, onunla kaldırımlarda, parklarda koşuyorlar, oynuyorlardı.
Günler böylece geçerken, mayıs ayının ortalarına doğru Aleks birden kayboldu, görünmüyordu, acep ne oldu, nerede diye merak etmeye başlamıştım. Bahaddin Bey’in torununa rastladığım bir gün, Aleks nerede görünmüyor, ne oldu, diye sordum. “Aleks öldü”, dedi üzgü bir şekilde. Ne oldu, nasıl öldü, diye bir türlü ayrıntıyı soramamıştım.
Nihayet, 15 Haziran günü, Bahaddin Bey’in torununa Aleks nasıl öldü, hasta falan değildi galiba dedim. Çocuk üzgün ve tedirgin, mahzun bir şekilde, “abi tecavüz etmişler, kıçından kanlar akıyordu öldüğünde” dedi.
Aman tanrım, çok şaşırdım, çocuğa “Allah Allah çok şaşırdım” dedim. Şimdiye değin dişi köpeklere, çocuklara, ne ki büyük çocuklara cinsel tacizde bulunanları duymuştum da erkek köpeğe tecavüz edenleri hiç duymamıştım. Ben bunu dehşet içinde duyduğum zaman tarihler 15 Haziran 2017 yi gösteriyordu. O gün de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, Türkiye’de bozulan Adaleti protesto etmek için İstanbul’a doğru 450 km lik yaya yürüyüşüne başlamıştı.
Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
Resimler: Badi

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget