Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler

Osmanlıda Mustafa İsimlerinin Uğursuzluğu ve Hikmeti

Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler
Bilindiği gibi İslam Peygamberinin adı Muhammed Mustafa idi. Bundan gelen saygı ifadesi olarak Bütün Müslüman ülkelerinde ve Osmanlıda birçok erkeğin, padişah ile öteki yönetici ve halkın birçoğunun ismi Mustafa idi. Devrin tarihçisi Cevdet Paşa aşağıda açıklanan kaynakta, Osmanlıda Mustafa’larla ilgili ilginç rastlantıları, hatta uğusuzlukları tespit ederek yazmıştır.
Osmanlının III. Selim ve IV Mustafa zamanlarında bazı isimlerin uğuru ve uğursuzluğu hakkında tartışmalar yanında, isimlerle ilgili olarak bazı ilginç rastlantılar da olmuştur: “Şehremini (belediye başkanı) İbrahim Efendi’nin her teklifi yapıldığı halde, Topal Mustafa Ağanın sadarete getirilmesi teklifinin yapılmamasını Faik Efendi şöyle anlatır:
“Ashabı kiramdan hiç kimse peygamberin isimlerinden olan Mustafa adını almazdı. Ancak devleti âliyenin zuhurundan sonra bu ad alınmaya başladı. Bu adın başkalarına verilmesi hiçbir suretle caiz olmadığından Mustafa ismini taşıyanların zatında uğur olmayacağı denenmiş bir iştir. Hattâ Ali Osman sülâlesinde Mustafa adlı dört padişah gelmiş, hepsinin zamanlarında ihtilallar olmuştu. Bunun gibi, Mustafa isimli sadrazamların ilki olan Koca Mustafa Paşa öldürülmüş. Alemdar Mustafa Paşa’ya kadar gelen Mustafa isimli Sadrazamların zamanlarında birçok kötü olaylar cereyan, yani Mustafa adındaki sadrazam ve devlet adamları katledilmiş.
Halk bundan gafildi. O devirde İbrahim isminde uğursuzluk aranıyordu.
III. Ahmet’in veziri olan İbrahim Paşa’yı örnek alarak sadarete, İbrahim adlı kimseyi lâyık görmezler. Ahmet veya Ali isimlerini uğurlu sayarlar. Fakat bu yanlıştır. Yalnız Mustafa hakkındaki mütalâa doğrudur, yani Mustafa ismini alanların başına uğursuzluklar gelmiştir.
 Olaylardandır ki, III. Selim ve IV. Mustafa zamanlarında Mustafa adlı birçok rütbe sahipleri gelip geçmişti. Bu meyanda asi davranışlarından dolayı, Belgrat’tan tart olunan yamakların ve reisi Köse Mustafa Bey Belgrat Yeniçeriler Ağası Mustafa Ağa ile birleşerek Belgrat’a girmişti. Şehir muhafızı Mustafa Paşa kalede mahsur kaldığından Rumeli Valisi Mustafa Paşa imdadına memur edinmiştir. Bu sırada Mustafa Paşa, Mustafa Ağayı idam ettirerek isyanı bastırmıştır. Zeamet Nazırlığı Mustafa Rasih Efendi’ye verilmiş. Haseki Mustafa Ağa eşkıya üzerine yollanmıştı. 1211 senesinde Seyit Mustafa Paşa ölmüş. Anapa Muhafızı Mustafa Paşa azledilmiş. Rumeli eyaleti Sinekli Mustafa Paşa’ya verilmişti.
Bu esnada Kara Mustafa ve Deli Mustafa birçok sergerdelerle dolaşıp civardaki kazalara saldırırlardı. Üzerlerine Rumeli Valisi Mustafa Paşa ve Bosna Valisi Silâhtar Mustafa Paşa yollanmıştı. Napolyon Bonapart Mısır’ı istilâ ettiğinde(1798) , Mustafa Kethüdayı Haç emiri tayin etmişti. Üzerine gönderilen Köse Mustafa Paşa Fransızlara esir olmuştu.
Bu sıralarda Şeyhülislâm Mustafa Efendi Darphane Nazırı Mustafa İffet Bey, Köse Mustafa Paşa vefat etmişlerdir.
Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler
Belgrat eşkıyası Şenikli Mustafa Paşa’yı idam etmişlerdir. Eğinli Mustafa Efendi Rumeli’ye gönderilmişti. Çavuş başı Mustafa Bey’e vezaret rütbesi verilmiştir. Derviş zade Mustafa Bey Şehremini Mustafa Refik Efendi Sadaret mektupçusu olmuşlardır.
1218 yılında Mustafa Behçet Efendi Hekimbaşı oldu. Karadeniz Boğazında Kabakçı Mustafa çıkmış. Kazancı Mustafa ocaklıları tahrik etmişti.
Neticede Sultan Selim tahttan indirilmiş ve Sultan Mustafa tahta çıkarılmıştır. Mustafa Reşit Efendi tersane emini olmuştur. Kazasker Mustafa İzzet Bey çok seçkin bir zat olup meşihat makamına getirilmesi kararlaşmışken Ataullah Efendi daha çabuk davranmış. Mustafa İzzet Efendi’yi sürdürmüştür.
Şah Sultan’ın kocası Mustafa Paşa, el altından mühim işlere karışmaya başlamıştı. Sultan Mustafa’nın yakınları, Cüce Mustafa, Neyzen Mustafa, Hafız Mustafa idi. III. Selim’i öldürenlerden birisi de Bostancı Mustafa idi. Alemdar Mustafa Paşa Sadrazam olduğunda, Mustafa Ağa Yeniçeri Ağası, Mustafa Efendi hekimbaşı idiler.
Faik Efendi mecmuasında bu gibi tuhaf rast gelişler yazılmaktadır”. [1]  
Osmanlı devlet adamlarından Cevdet Paşa, Osmanlıdaki Mustafa adını taşıyanların başlarına gelenleri sıralamaya çalışmış ve Mustafa isminin devrin birçok devlet adamlarına uğursuzluk getirdiğini örneklerle açıklamaya çalışmış. Osmanlının en meşhur padişahlarından, kendileriyle gurur duyduğumuz Fatih Sultan Mehmet’le Kanuni Sultan Süleyman’ın Mustafa ismindeki çocuklarının başlarına gelen felaketleri, hem de babaları tarafından katledilmelerini görünce, önce bize hurafe gelen Mustafaların uğursuzluğuna inanasımız geldi.  Cevdet Paşa’nın gözünden kaçan bu iki padişahın Mustafa adındaki çocuklarının başlarına gelenleri de biz özetleyelim.

FATİH SULTAN MEHMED’İN OĞLU MUSTAFA’NIN HAZİN SONU:
Bizim tarihçilerin pek yazmadığı ve bir Fransız tarihçinin kitabından aldığımı Mustafa ile ilgili hazin uğursuzluğu verelim.  Osmanlı devletinin en meşhur padişahı Fatih Sultan Mehmed’in 23 yaşındaki oğlu Mustafa, bir vezirin çok güzel karısını kaçırır. Vezir askerin başında cephede düşmanla savaşmakta; aradan aylar geçtikten sonra vezir İstanbul’a gelir bakar ki karısı kaçırılmış, hem de Fatih’in oğlu Mustafa ile. İstanbul bunun dedikodusu ile çalkalanmakta. Vezir, bu utanç verici olayı hazmedemez, padişaha giderek sitem eder: “Padişahım, ben cephede düşmanla çarpışırken oğlunun yaptığına ne dersin, sen olsan ne yaparsın?” Tabi Osmanlının en muhteşem padişahı, hem de Osmanlının ikinci Halifesi, bu onursuz durum karşısında güç durumda kalır. Çünkü oğlu vezirin nikâhlı karısını ayartmış, kocası cephede olan vezirin karısını kaçırmıştı. Fatih 23 yaşındaki oğlunu katleder.  Bizim tarihçiler de bunu böylece yazmazlar, saklarlar, “Fatih’in oğlu Mustafa vadesiyle öldü” diye yazarlar. [2]

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN OĞLU MUSTAFA’NIN HAZİN SONU:
Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı cihan devletinin büyük hükümdarı idi. Rus asıllı karısı Hürrem Sultan ile damadı Rüstem Paşa’nın entrikaları sonucu oğlu Mustafa adına düzenlenen “sahte mektupları” araştırma gereği duymadı. Duygularına esir oldu, öz oğlu Mustafa’nın öldürülmesini emretti.
“…1553 yılına gelindiğinde Osmanlı için İran’daki Safevi şahlarının tehlikesi birdenbire arttı. Sınırda yaşanan olaylar sonrası İran üzerine sefer açılması gündeme geldi. İşte o günlerde Kanuni’nin huzuruna Amasya’da Valilik yapan oğlu Şehzade Mustafa mühürlü, İran Şahına hitaben yazılmış mektuplar geldi. (Oysa mektup sahteydi, Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan’ın kumpasıydı).  Mustafa kendi ikbali (yükselmesi padişah olması) için İran şahına yardım ve işbirliği teklif ediyordu. Kanuni’nin başından kaynar sular döküldü. Kızgınlığını içine gömdü. Devletinin bekası (yaşaması) için bir karar vermesi gerekiyordu.Kanuni, 1553 yılı Bahar aylarında orduyu da alarak Konya ovasına kadar geldi. Vilayet ve Sancak beylerini yanına çağırdı. Amasya Valisi oğlu Mustafa’yı da çağırmıştı. Mustafa, babasının bu isteği üzerine askerlerini de yanına alarak Osmanlı Otağı hümayununa (padişah çadırına) geldi. Kapıda iken nöbetçi askerler “silahını da bırakarak içeri gir” uyarısında bulundular. Hâlbuki padişahlar ile görüşmek üzere şehzadeler silahları ile huzura kabul olurdu. Kanuni, oğlunun gözlerine dalgın dalgın baktı. Hal hatır sordu. Sonra da “İstirahat buyur” diyerek dinlenmesini istedi. Mustafa huzurdan çıktıktan sonra çadırına doğru gitti. Ve o anda beklenmedik bir olay gelişti. 7 dilsiz cellât üzerine çullandılar. Ellerindeki baltalar ile geleceğin padişahının neresi gelirse (beline, kafasına) vurmaya başladılar. Mustafa, cellâtlara direndi. Onları dağıttı veya yere serdi. İşte o anda ünlü cellât Zal Mehmut Ağa,  çadırın arkasından aniden belirip kemendi Mustafa’nın boynuna taktı, Mustafa’yı nefessiz bıraktılar. “Cesareti, fazileti ile herkesin gönlünü kazanan şehzade Mustafa “devletin bekası” (yaşaması) için öldürülmüş oldu!  Kanuni, oğlu Mustafa adına mühür basılı mektupların,  başkaları tarafından yazılmış ve taklit edilmiş düzmece bir belge olduğunu araştırmadı.
Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler

Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan’ın entrika yönetimi yıllardır sürdü gitti. Şehzade Mustafa üstün yetenekleri ile halk ve ordu içinde çok seviliyordu. Bu hazin talihsiz olay Osmanlı ülkesinde öylesine bir üzüntüye sebep oldu ki, nice ağıtlar yakıldı, ozanlar şiirler yazdılar. Mustafa’nın olayını unutmayanlardan Taşlıcalı Yahya Bey beddua kokan aşağıdaki ağıt destanı yazdı”:

“Meded meded yıkıldı bu cihanın bir yanı
Ecel celalileri aldı mustafa hanı

Tolundu mihr-i cemali bozuldu divanı
Vebale koydular al ile al-i osmanı

Geçerler idi geçende o merd-i meydanı
Felek o canibe döndürdü şah-ı devranı

Yalancının kurı bühtanı bugz-ı pinhanı
Akıttı yaşımızı yaktı nar-ı hicranı

Cinayet etmedi etmedi canı gibi onun canı
Boğuldu seyl-i belaya tağıldı erkânı

N’olaydı görmeyeydi bu macerayı gözüm
Yazıklar ona reva görmedi bu rayı gözüm”. [3]
Görüldüğü gibi, AKP-RTE nin orduya Ergenekon, muhalefete kaset vs kumpaslarından 500 yıl önce, bizim tarihimiz böyle kumpaslarla doludur. Ama hak ve adalete kumpas kuran devletlerin hiç de iflah olmadığını tarihçiler böylece yazmaktalar.
Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler

SEKİZLİ HALİFE VE BAZI İLGİNÇ RAKAMLAR:

Abbasî Halifelerinden Mu’tasim sekiz ay sekiz günde doğmuş, sekizinci Halife olmuş, Hilâfette sekiz sene kalmış, sekiz harfli bir mühür kazdırmış, sekiz erkek, sekiz kız çocuğu olmuş, sekiz şehir fethetmiş, sekiz köşk bina etmiştir. Bunun için kendisine “Sekizli Halife”(Halife-i Müsemmen) derler.
Birçok kimseler 13 rakamını uğursuz sayarlar. Tanınmış Besteci Richard Wagner 13 rakamına çok önem verirdi. Wagner 1813 de doğmuştur. Buradaki rakamların toplamı 13 tür. 1+8+1+3=13 Richard Wagner adı 13 harften oluşmuştur. Mesleğe ayın 13 ünde başlamış. Tannhauser adlı eseri ilk kez 13 Nisanda ve Paris’te de ilk kez 13 Martta oynanmıştır. Wagner 13 eser yaratacağına ve bir ayın 13 ünde öleceğine inanırdı ve hakikaten 13 Şubatta ölmüştür. [4]
Osmanlıda Mustafalarda ve Rakamlardaki Gariplikler

RAKAMLA BAŞKA İLGİNÇLİKLER:
Bahtî Mahlası ile şiirler yazan Birinci Sultan Ahmet, on dördüncü Osmanlı Padişahıdır. On dört yaşında tahta çıkmıştır, on dört sene saltanatta kalmıştır.
Müderris Bursalı Haşim Efendi, bir Kadir Gecesi doğmuş, bir kadir gecesi ölmüştü. Oğlu Şam Kadısı Mahmut Efendi de bir Kadir gecesi ölmüştür.

MUSTAFALAR-MEHMETLER:

Sultan Mustafa III. Mustafa Devrinde ikinci Abdülhamid’e kadar gelen sadrazamlar,  Naneci Mehmet Paşa, Muhsin zade Mehmet Paşa, İzzet Mehmet Paşa, Derviş Mehmet Paşa, Darendeli Mehmet Paşa, Yeğen Mehmet Paşa’dır hepsinin ad Mehmet’tir. [5]
Bu yazımızda bir de tarihten alalım, dedik.
Cevat Kulaksız ckulaksizster@gmail.com

SONNOTLAR

[1] Kısaltılmış Cevdet Paşa Tarihinden Seçmeler Mil. Eğitim. Bak. Yay. 1964 Sf:201–202

[2] Osmanı Tarihi Alphonse de Lamartine  Kapı Yayınları 2011 sf  295

[3] https://www.ikinciabdulhamid.com/iaforum/kanuni-sultan-suleyman-oz-oglu-mustafa-yi-neden-oldurttu-t99.html

[4] Kısaltılmış Cevdet Paşa Seçmeler Mil. Eğtm. Bak. Yay. 1964 Tarihinden Sf: 202 2-Yücel Dergisi sayı: 77 Temmuz 1941 sf: 337

[5] Kısaltılmış Cevdet Paşa Tarihinden Seçmeler Mil. Eğtm. Bak. Yay. 1964 Sf: 202

Cevat Kulaksız

Etiketler:

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget