Bu kongreyi izlemek için ben de o gün salona gittim. Salona girdiğim zaman, “Mustafa Kemalin askerleriyiz” diyen sloganlarla salon çınlıyordu. Ama o kalabalığa rağmen kocaman salonda çok olgun bir hava vardı.
SALONDA KEFEN GİYMİŞ KADIN
“VATANIN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ UÇÜN GİYDİM KEFENİ” yazıyordu; kadının arka tarafına yine kâğıda yazılmış şu yazı okunuyordu: “ET R.T. ERDOVAN BALDIRAN ZEHRİ VATAN TOPRAĞI İÇİN İÇİLİR”. Yazı, yazım hatalarıyla aynen böyleydi, yazıda oraya buraya serpilmiş noktalama işareti ve ona benzer kırmızı noktalar vardı, belli ki, okuma yazma-eğitim durumu pek de iyi değildi. Ama yüreğinde vatan sevgisi, demokrasi sevgisi olduğu gibi, RTE ye de sinyaller, tepkiler de vardı yazının içerik ve üslubunda. Oradan gelip geçenler ilgiyle bakıyor, gazeteciler resmini çekiyorlardı. Bir ara görevliler kadını alıp protokolde oturan eski bakanların, Perinçek’in yanına götürdüler, kadını tokalaşarak kutladılar.
Dönüşte otobüse bindim, kalabalıktı, birkaç koltuk yürüdüm, hemen sol yanımdaki koltuk başında 80-90 yaşlarında başında namaz takkesi olan aksakallı güler yüzlü yaşlı bir adam oturuyordu. Hizasına gelince başımı eğerek selam verdim, yaşlı adam yakama doğru baktı baktı elini uzattı rozetteki Atatürk’ün resmini okşadı okşadı, “ahh paşam ah erken gittin” diye mırıldandı, adamın gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Ben de gözyaşlarıma zor hâkim oldum. Bu duygu yüklü halimizle ilerlerken, ileri koltuklardan kalabalığın arasından herkesin duyacağı şekilde peçeli- türbanlı yaşlı bir kadının sesi yükseldi: “kardeşler birbirimize sarılalım, birbirimizi kırmayalım, evet hayır da neymiş, Suriye gibi olmayalım, hepimiz kardeşiz, durmadan şehitler geliyor, vatanımıza sahip olalım” vb şeklinde bir şeyler söylüyordu sanki nutuk söylüyordu. Öbür yanımda orta yaşlı iki kişi bıyıklarının altından yavaşça gülümseyerek konuşuyorlar, “kadının tansiyonu yükseldi herhalde, sarılalım diyor şuna var da bir sarıl” gibi laflar ediyordu. Belli ki kadın samimi olarak ülkemizin geleceğinden endişe ediyor, bu endişesini dışa vurmaya çalışıyordu. Hangimiz endişe etmiyoruz ki.
Sıhhıye de, Orduevinde bir masaya oturdum, yanımdaki birine cebimi verdim, şu rozetli resmimi bir çek, dedim.
Neyse biz yine başa salona dönelim, bu ayrıntıları unuturum, diye başa yazdım.
Salonda Özay Gönlüm’le ilgili bir kısa film yayınlandı. Rahmetli Özay Gönlüm, şiirsel bir anlatımla Batı Anadolu, İzmir dolaylarının işgali ile ilgili, Mustafa Çavuş vb anı-anekdotlar anlattı, sonra sazı ile Ege yöresinin oyun havalarını çalarken efe kıyafetli TGB li bir genç efe oyunlarından bir gösteri yaptı.
Konuşmaların içeriği referandum sürecindeki haksız uygulamalar, ülkeyi diktatörlüğe götürecek olan evet vermenin yanlışlığı üzerine idi. Birbirinden değerli konuşmaları tek tek size sunmak isterdim. Ama konuşmayı yazıya dökmek oldukça zor ve çok uzun da olacağı için yazamadım. Fırsat bulursam bu konuşmaları günün anlamı, referandumun önemi nedeni ile size sunmaya çalışacağım.
EVETÇİLER HAYIRCILAR SONUNDA KUCAKLAŞTILAR
TGB nin öncülüğünde yapılan 1.Gençlik Meclisi, alınan kararlarla olgun bir hava içinde sona erdi.
Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
Yorum Gönder