23 Nisanın biz Atatürkçüler için önemi çok büyüktür.
Çünkü 23 Nisan “1920” Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı aynı zamanda bağımsızlığımızın, demokrasimizin, Cumhuriyetimizin temeli atıldığı için ‘Egemenlik Bayramı’ mızdır.
İşte bu anlamlı gün, önderimiz Atatürk’ün önerisi ile 24 Nisan 1924 te çocuklara armağan edilmişti.
Bu bayram, dünya çocukları arasındaki sevgi ve dostluk bağlarının gelişmesine katkı sağlamakta, tüm insanların barış içinde yaşaması gerektiğini en güzel şekilde ifade etmektedir.
AKP iktidarına kadar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız coşku ile kutlanmıştır.
Ümmetçilikten kurtulamayan, Atatürk’ü ve onun en büyük eseri olan cumhuriyeti hazmedemeyen AKP, öteden beri ulusal bayramlarımızdan rahatsız olduğu için genelgeler ile çeşitli nedenler bahane ederek, ya iptal etti, ya da yasakladı.
23 Nisan 1920 de Atatürk şöyle demişti;
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”
Atatürk’ün bu sözlerine ve anlayışına karşın ulusal egemenliğe düşman olan Erdoğan;
“egemenlik Allahındır, “egemenlik, halkı Allah adına yöneten sultan-halifeye, hanedana, din adamları zümresine aittir” anlayışını eğitimsiz bir kitleye enjekte etmeye çalışmıştır.
15 senede tek adam olarak Türkiye’yi yöneten Erdoğan’ın aklı fikri sultanlıkta olduğundan gerek köprülere gerekse resmi kurumlara Osmanlı padişahların isimlerini verdirmesi halkı alıştırma politikasıdır.
Milli bayramlar, birlik ve bütünlüğe katkı sağlayacağı için yasaklayan Erdoğan büyük umutlarla Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi Halk oylaması yaptırmasına mukabil hezimete uğramıştır.
Orantısız seçim kampanyası ve YSK’nın taraflı olması çok yazıldı ve konuşuldu.
Her türlü baskıya rağmen Türk Milleti ona istediği yetkiyi vermedi.
Bundan sonra ne olur onu zaman içinde göreceğiz.
Bu sabah Kadıköy İskele Meydanındaki 23 Nisan törenine katılmak için evimden sabah 8 de çıktım.
Puslu bir hava vardı ve hafiften yağmur çiseliyordu.
İskeleye vardığımda tören meydanını bulmakta zorluk çektim.
Adeta yok olmuştu.
Dikkat edince dört bir tarafının adeta duvarla çevrildiğini gördüm.
Girişi bulmakta zorlandım.
Neyse üzerinde Ceza İnfaz Kurumları ile Tutuk evleri İş Yurtları Kurumu Ürün ve El Sanatları Fuarı yazılı kapıdan içeriye girebildim.
O da ne?
Sanki bir labirente girmiştim.
Sağım solum kepenkleri henüz açılmamış küçük dükkâncıklarla çevrili idi.
Atatürk Heykelinin bulunduğu kısımda ki kalabalığı görünce o taraf yöneldim.
Nihayet arkadaşlarımla buluşabilmiştim.
Tabi ki herkes bu duruma isyan içindeydi.
21 Nisanda 2 gün sonra bu alanda tören yapılacağını bilerekten böyle bir şey yapmıştı.
Tören alanının halkla bağını kesmek için çocukluk yıllarında duyduğumuz Berlin Duvarı veya Utanç duvarı gibi alan adeta ablukaya alınmıştı.
Adalet Bakanlığı tarafından mahkûmların el becerilerinin sergilenmesi, satılması tabiî ki güzel bir proje idi.
Ne var ki Kadıköy’de başka bir yerde yapılabilirdi veya 23 Nisandan önce, sonrası yapılırdı.
21 Nisanda gecekondu kurar gibi acele yapılması ve 27 Nisanda kaldırılacağı ilan edilen Fuarın % 50 lik halkın törenine yasak getirmenin bir başka türüydü.
Orada bulunan çeşitli dernek başkanları ve CHP İlçe Başkanı ile görüştüm bu durumu.
Valilikten kati emirle yapılmış.
E…Ne de olsa iktidarlar ve her istediklerini yapabiliyorlar.
Aslında bugünler yarınlarda neler yapabileceklerinin bir resmidir.
Tüm olanaksızlıklara rağmen kimse yılmadı törenimizi yaptık, bayramımızı kutladık.
Bizi hiçbir engelin yıldıramadığını, asla vaz geçmeyeceğimizi bir kez daha göstermiş olduk.
Bunlar AKP’nin nafile çabalarıdır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve ocuk bayramımız kutlu olsun.
Millî egemenlik öyle bir nurdur ki onun karşısında zincirler erir taç ve tahtlar yanar yok olur Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa mahkûmdurlar.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk.1929
Tünay Süer
23 Nisan 2017
Yorum Gönder