Çarpıtılan Tarih - Gündüz Akgül

Gençlerimizin üzerinden ellerinizi çekiniz ve onların aydın geleceğini karartmaktan vazgeçiniz. Güneşi asla balçıkla sıvayamazsınız. Bilinmelidir ki Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk kurtarıcımız ve kurucumuzdur.

Çarpıtılan Tarih - Gündüz Akgül
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında tarihi bir gerçeğin nasıl saptırıldığı konusunu yazılı medyadaki bir haberden öğreniyoruz.
Haber şöyle;
“Balıkesir'in Bandırma İlçesi’ndeki 23 Nisan kutlamalarında, 15 Temmuz Şehit Ramazan Konuş İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin sahnelediği, geçmişten günümüze Türk devletlerinin anlatıldığı gösteride, Atatürk’ü canlandıran öğrenci sahnede, "1'inci Cihan Harbi sonrası imparatorluğumuz çöktü. Öz vatanımız dahi işgal olundu. Sultan Vahdettin tarafından Anadolu’ya gönderildim. Erzurum ve Sivas’ta kongreler düzenledik. Benim kurduğum devletin diğer devletlerden farkı, milli iradeye dayalı cumhuriyet olmasıdır. Yaşasın milli idare, yaşasın cumhuriyet, yasasın büyük Türkiye" dedi.
Bu söylemi, geleceğinin nasıl karartıldığının farkında olmayan pırıl, pırıl bir çocuğa söyletenler resmen gerçek tarihi saptırmaktadırlar.
Bir an için bu söylemin doğru olduğunu kabul edelim ve tarihi gerçeklerin bu söylemle örtüşüp örtüşmediğine bakalım.
Büyük önder Mustafa Kemal, Anadolu’ya çıkmadan önce İstanbul’da kaldığı altı aylık süre, millî mücadele hareketinin başlangıcını oluşturan hazırlık dönemidir.
Mustafa Kemal’e, 9. Ordu Müfettişliği görevi, emperyalist devletlerin isteği üzerine, Samsun'da da işgalciler ile Türk halkı arasında başlayan silahlı çatışmaları önlemek gerekçesi ile verilmiş ve Müfettişlik görev ve yetkilerinin yer aldığı fermanın görevleri içeren maddeleri kısaca şu şekilde belirtilmiştir.
1-Bölgede düzenin kurulması, yerleştirilmesi ve olayların sebebinin araştırılması.
2-Bölgede varlığı söz edilen silah ve cephanelerin toplanarak Osmanlı depolarına yerleştirilerek korunması.
3-Bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması.
Ancak Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkarken amacı, verilen bu görevleri yerine getirmek değil, Kurtuluş için kafasındaki planları uygulamaya geçirmek için çalışmalara başlamıştır.
Bu amaçla;
1- 22.06.1919 günü tarihe Amasya tamimi (Genelgesi) olarak geçen Kurtuluşun ilk kıvılcımı olan açıklamasını yaparak, "Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır."  Demiştir.
2- 23.07.1919/07.08.1919 tarihinde Erzurum Kongresini,
3- 04.09.1919/11.09.1919 tarihlerinde Sivas Kongresini
Toplamıştır.
Emperyalistler, büyük önder Mustafa Kemal’in bu tavırlarından duydukları rahatsızlıkla padişaha baskı ile Mustafa Kmeal ve arkadaşlarının askerlikten çıkarılmalarına ve idamlarına dair Şeyhülislam Haydarizade İbrahim Efendi’den fetva vermesi istenmiş, Anadolu harekatının benimseyen Şeyhülislam bu fetvayı vermeyerek görevinden ayrılmış ve yerine Dürrizade Abdullah Efendi seçilerek bu fetva alınmıştır.
Divanı Harp tarafından verilen ve Padişah tarafından onanan İdam Fermanı şöyledir:
Harbiye-Divan-ı Harp DOSYA No: 70 Harbiye Nezareti adliye-i Askeriye Dairesi
Şube: Adet: 705 PADİŞAH BUYRUĞU Mehmet Vahidüddin (ONAY)
       "Kuvayı Milliye” adı altında çıkardıkları ahlaksızlık ve fesatla, anayasaya aykırı olarak halktan zorla para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek şehirleri yakıp yıkmaya kalkışmak suretiyle iç güvenliği bozanların tertipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan, Üçüncü Ordu Müfettişliğinden alınarak askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selanikli Mustafa Kemal Efendi, Eski yirmi yedinci fırka kumandanı miralaylıktan emekli İstanbullu Kara Vasıf Bey, Eski yirminci kolordu kumandanı Mirliva Salacaklı Fuat Paşa ile Eski Vaşington elçisi ve Ankara milletvekili Midillili Alfred Rüstem ve sıhhiye eski müdürü İstanbullu Doktor Adnan Bey ile Batı Edebiyatı eski öğretmeni Halide Edip Hanımın, ayrıntıları 11 Mayıs 1336 (1920) tarihli ve 20 numaralı karar tutanağında yazılı olduğu üzre, Mülkiye Ceza Kanunu'nun kırk beşinci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle elli beşinci maddesinin dördüncü fıkrası ve elli altıncı maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülki rütbe ve nişanlarla, her türlü resmi unvanlarının kaldımasırılna ve idamlarına, halen firarda bulunmaları dolayısıyla kanun hükümleri gereğince mallarının haczedilerek, usulüne göre idare ettirilmesine dair İstanbul bir numaralı sıkıyönetim mahkemesi tarafından gıyaben verilen hüküm ve karar, ele geçirildiklerinde tekrar yargılanmak üzere tasdik edilmiştir.
  Bu Padişah Buyruğu'nu yürütmeye Harbiye Nazırı görevlidir.
  24 Mayıs 1336 (1920) Sadrazam ve Harbiye Nazırı Vekili DAMAT FERİD”
(Padişah tarafından 24 Mayıs 1920 tarihinde onanan bu karar, 11 Mayıs 1920 de gıyabında İstanbuldaki Osmanlı hükümetine bağlı Divanı harp tarafından verilmiştir.)
Şimdi, o gence tarihi yanlış öğretenlere ve ona söyletenlere soruyorum.
-Vahdettin, Atatürk’ü yurdu kurtamak için Anadol’ya gönderdiyse, boynuna astığı bu idam fermanını nereye koyacaksınız?
-Tarihi gerçekleri saptırmaktaki amacınız nedir?
-Geleceğimiz olan gençleri bu konuda kullanırken vicdanınız sızlamıyor mu?
-Bu tavrınızla, bu güzel vatanı kurtarıp bizlere armağan eden büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü unutturacağınızı mı sanıyorsunuz?
Yazıktır, günahtır. Gençlerimizin üzerinden ellerinizi çekiniz ve onların aydın geleceğini karartmaktan vazgeçiniz.
Güneşi asla balçıkla sıvayamazsınız.
Bilinmelidir ki Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk kurtarıcımız ve kurucumuzdur.

Kaynakça: Olaylarla ilgili bilgiler Vikipedi’den alınmıştır.

25.04.2017
Gündüz AKGÜL 
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget