İçerdiği hükümler, partili ve taraflı bir Cumhurbaşkanına; yasama,yürütme ve yargı alanında çok geniş yetkiler tanımakta, kendisine tanınan yetkilerin genişliği ile ters orantılı olarak,Cumhurbaşkanının denetimi ve bir hata yaptığında kendisinden hesap sorulabilmesi, yok denecek kadar sınırlandırılmış ve daraltılmıştır. Yüce Divana sevki için, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının dört yüz oyu şart koşulmuştur.
Cumhurbaşkanı; Anayasa Mahkemesinin üyelerinin neredeyse tamamına yakınını kendisi seçecek ve çıkaracağı kanun hükmündeki kararnamelerin anayasaya uygunluğunu, bu Anayasa Mahkemesi denetleyecektir. Aynı şekilde, bir mucize gerçekleşerek, Cumhurbaşkanının Yüce Divana sevki sağlanabildiği taktirde;Cumhurbaşkanı,üyelerini kendisinin seçtiği Anayasa Mahkemesinde yargılanacaktır.
Cumhurbaşkanına tanınan kararname çıkarma yetkisi, kötüye kullanılması mümkün olan ve Cumhurbaşkanı tarafından oluşturulan Anayasa Mahkemesinden dönme şansı bulunmayan çok tehlikeli bir silah olarak Cumhurbaşkanının eline tutuşturulmaktadır.
Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN'ın, AKP ve yandaşlarının; Cumhurbaşkanına tanınan kararname çıkarma ve ülkeyi kararnamelerle yönetme yetkisinden korkulmaması gerektiğine, zira kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili olarak, Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisinin tanınmadığına ilişkin savunmaları da, bize göre geçersiz ve güvenceden yoksundur.
Zira, 20.Temmuz.2016 da ilan edilen olağanüstü hal nedeniyle,Cumhurbaşkanının başkanlığı altında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri ortadadır, Sayın ERDOĞAN'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından bugüne kadar çıkarılan OHAL KHK'leri göstermiştir ki; kararname çıkarma yetkisi kötüye kullanılmakta, anayasanın ön gördüğü yetki sınırın dışına çıkılarak, anayasaya aykırı bir şekilde, olağanüstü halin ilanını gerekli kılan konular dışında, olağanüstü halin kalkması halinde dahi geçerliliklerini koruyacak olan kalıcı ve genel düzenlemeler yapılabilmektedir.
Parlamenter sistemin hala yürüklükte olduğu bugün dahi, olağanüstü halin ilanını gerekli kılan konular dışında, ancak kanunlarla yapılabilecek olan ve bugünkü Anayasa Mahkemesi tarafından dahi göz yumulan kalıcı düzenlemeleri,Bakanlar Kuruluna rağmen, OHAL KHK'leri ile gözünü kırpmadan yapabilen Sayın ERDOĞAN'ın; referandumdan geçecek olan yeni anayasa değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanı seçildiğini düşündüğümüzde, bugünkü Bakanlar Kurulu üyelerinin iştiraki olmaksızın, tek başına kendisine tanınan kararname çıkarma yetkisini kullanarak, yetkisi olmadığı halde, kişi hak ve özgürlüklerini sınırlayan kararnameler çıkarmayacağını kim garanti edebilir.
Bugün,üyelerinin seçilmelerinde Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın imzası bulunmayan Anayasa Mahkemesinin dahi, OHAL KHK'leri adı altında çıkarılan ve ancak düzenleme konularına göre, esas itibariyle olağan KHK niteliğindeki kararnameleri incelemekten çekinmesi ve bu konuda kendisini yetkisiz sayması olgusu karşısında, üyelerinin büyük çoğunluğunu Cumhurbaşkanının seçeceği Anayasa Mahkemesinin;anayasaya aykırı olarak, kişi hak ve özgürlüklerine ilişen Cumhurbaşkanı kararnameleri karşısında sessiz kalması halinde,başımıza gelecekleri düşünmek dahi istemiyoruz.
07/03/2017
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder