Ben devletim diyorsun.
Sayın ERDOĞAN; ne sen, ne senin partin ve ne de başkanlığını yaptığın hükumet, asla devlet değilsiniz.
ATATÜRK'ün, onca şehit ve gazinin kanlarıyla ülkeyi kurtararak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, senin gibi fani değil, ATATÜRK'ün dediği gibi, ilelebet payidar kalacak, 93 milyon tüm Türk Milletinin her birinin; eşit haklarla sahip oldukları, anayasa ve yasalara göre, çatısı altında eşit olarak yaşadıkları bir kurumdur.
Bir benzetme yapacak olursak; devlet, hancı, sen ve iktidarın, partin ve hükumetin ise; bu handan gelip geçen bir yolcudur.
Devletin; anayasa ve yasalara uygun olarak, yönetilmesi, beş yıllığına sana ve partine geçici olarak emanet edilmiştir, o kadar.
Bu devletin ne ilk iktidar sahibi sensin, son iktidar sahibi de, asla sen olmayacaksın, aksi kanaatte isen, büyük bir yanılgı içindesin.
Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinde; egemenlik, yani hakimiyet, kayıtsız ve şartsız, dinlerine, mezheplerine, cinsiyetlerine ve ırklarına bakılmaksızın yasa önünde eşit olan 93 milyon Türk Milletine aittir.
Anayasaya göre; Türk Milleti, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan egemenlik haklarını, anayasanın belirlediği organlar eliyle kullanırlar.
Sayın ERDOĞAN; sen de, Türk Milletine ait egemenlik haklarından biri olan (Yürütme hak ve yetkisini), Türk Milletini temsilen ve onun adına ve menfaatlerine uygun olarak kullanmakla görevlendirilen, anayasanın öngördüğü süre ile sınırlı olmak, anayasaya ve yasalara uymak şartıyla geçici olarak kullanan, seçimle iş başına gelen, üst düzey bir kamu görevlisisin unutma sakın.
Yani, devlet değilsin, padişah değilsin, devlet babanın şahsi malı, Türk Milleti de; senin, sana biat etmek zorunda olan kulların değildir. Sakın unutma lütfen.
Sen, Türk Milleti tarafından geçici süreyle seçilmiş ve devleti yönetirken, anayasa ve yasalara saygı göstermek ve uymak zorunda olan, bizler gibi, eşitler arasında bir adım öne çıkmış bir Türk Vatandaşısın.
Bu nedenle, demokratik seçimlerle iş başına geldiğin gibi, yine demokratik seçimlerle iş başından çekilip gitmek zorundasın.
Aksine bir düşünce ve çabalar içine girmeye, kendinde bir üstünlük ve imtiyaz vehmetmeye, sen dahil, kimsenin hakkı ve haddi değildir, bunu sakın unutma lütfen.
Sayın ERDOĞAN; siyasi partiler, küçük ortağın MHP hariç, demokratik seçimlerle iş başına gelerek iktidar olmak ve millete ait olan egemenlik haklarını onlar adına kullanarak devleti yönetmek isterler, onların kuruluş ve faaliyetlerinin asıl amacı budur.
Bu nedenle, ERDOĞAN iktidarını, hükümetini sonlandırarak iş başına geleceğiz diyen ana muhalefet partisi ile diğer muhalefet partilerinin bu sözlerine takılarak; muhalefeti, beni ve hükümetimi devirmek, iş başından uzaklaştırmak istiyorlar diye suçlamaya kalkma sakın.
Burada önemli olan, seni ve hükumetini, iktidarını, iş başından uzaklaştırmanın yöntemidir.
Demokratik seçimler ve Türk Milletinin sandık tercihi senin ve partine artık yeter derse, hiç kusura bakma, çekip gitmek zorundasın.
İşte, bu demokratik ve çok yalın gerçekten hareketle biz diyoruz ki; Sayın ERDOĞAN, sen de bir fanisin, gelip geçicisin. Senin bir ayrıcalığın yok, 93 milyon Türk Milletinin diğer fertlerinden daha imtiyazlı ve bulunmaz Hint kumaşı değilsin.
Sen de; hem Dünya'nın, hem de iktidarın bir fani kulusun o kadar.
Sayın ERDOĞAN; bu gerçekleri bilir ve kabul edersen, yaşamını bu demokratik gerçeklere göre planlarsan, inan ki; daha mutlu olacaksın, bir takım hayallerin peşinde koşmayacaksın.
Güner Yiğitbaşı
05/02/2021
Hukukçu
Yorum Gönder