Şöyle bir düşünsenize siyasi çıkarı için; gizlice PKK ile masaya oturarak müzakere edeni açılım süreçlerini başlatanı Dolmabahçe mutabakatına imza koyanı çözüm sürecinde PKK militanlarını özgür bırakanı PKK'nın güçlenmesine hendek kazmalarına göz yumanı Diyarbakır meydanlarında PKK lideri ÖCALAN'ın mesajlarını okutanı Habur’da seyyar mahkemeler kurdurarak PKK militanlarını aklayanı 7/Haziran/2015 seçimlerinde tek başına iktidarını kaybedince 180 derece dönüş yaparak yine siyasi ikbali içini bu defa PKK'ya yönelik stratejisini değiştirerek barışçıl çözüm içeren siyasetine son verip PKK'ya yönelik şahin ve silahlı mücadele politikasına geri döneni bu sayede yenilenen 2/Kasım/2015 seçimlerinde yeniden tek başına iktidar olma başarısını göstereni daha birçok örneğini sunabileceğimiz; kısacası devleti kendi siyasi çıkarlarına göre yönetmeyi ve politikalar üretmeyi alışkanlık haline getireni ERDOĞAN değil midir?
Kendi siyasi geleceğini ve ikbalini ülkemizin ve ülke insanlarımızın çıkarlarının da üzerinde gören bu aynı ERDOĞAN; şimdi de emrindeki yargıyı kullanarak HDP milletvekilleri hakkında hazırlattığı fezlekeleri Meclisin gündemine aldırarak HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak tutuklu yargılanmaları ve HDP''nin hukuken kapatılmadan fiilen içinin boşaltılması planını icraya başlamıştır.
ERDOĞAN; sanki kendisi doğrudan PKK ile masaya oturmamış gibi yasal bir parti olan ve 6 milyon Kürt seçmenin oy’ unu alarak mecliste temsil yetkisi kazanan HDP ile önümüzdeki seçimlerde dirsek temasında bulunacak olan CHP ve İYİ Parti'yi; HDP üzerinden PKK'lı ilan etmeyi teröre destek vermekle suçlamayı ve itibarsızlaştırmayı hedeflemektedir.
Maalesef ERDOĞAN'ın; kendi siyasal geleceği içini Millet İttifakını parçalamaya yönelik olarak uygulamaya koyduğu bu planının farkında değil bazı muhalefet partilerimiz.
Özellikle İYİ Parti; ERDOĞAN'ın bu oyununa gelmek üzere sanki. HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması oylamasında evet oyu verecekleri anlaşılıyor.
Millet İttifakı bileşeni partilerini ERDOĞAN'ın; Millet İttifakını parçalamaya yönelik bu oyuna gelmemeleri gerekir.
Ülkemizin bugün en önemli ve acilen çözülmesi gereken öncelikli sorunu; iş başındaki iktidar ve dolayısıyla dia hak ve özgürlükler ve demokrasi sorunudur.
Terör dahi ondan sonra gelmektedir.
Ülkemizde demokrasi olmadan demokrasi sorunu çözülmeden terör sorununun asla çözülemeyeceği unutulmamalıdır.
Bu nedenle CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere demokrasiye inanmış olan tüm muhalefet partilerinin; ERDOĞAN'ın dokunulmazlıklar üzerinden HDP'nin içinin boşaltılması ve Kürt vatandaşlarımızın partisiz bırakılarak oylarının çarçur edilmesi planına karşı koymaları ve dokunulmazlıkların kaldırılması oylamasında anlamsız ve manası teröre destek veriyorlar suçlamasına aldırış etmeden ve korkmadan ilkesel olarak HDP milletvekillerinin yanında yer olarak onlara destek vermeleri ve ERDOĞAN'ın; iktidardan gitmemek için sahneye koyduğu oyununa gelmemeleri ve bu oyunu bozmaları zorunludur.
Bu oylamada Millet İttifakı bileşenlerinin birlikte hareket etmemeleri halinde Millet İttifakının çatlayacağı ve yara alacağı kesindir.
Ülkemizde yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı dokunulmazlıkları kaldırılan HDP milletvekillerinin tutuklanarak etkisiz hale getirilecekleri Kürt seçmenlerin kendilerini dışlanmış hissedecekleri sandığa küsecekleri ve bunun da ERDOĞAN'a yarayacağı ülkenin zifiri karanlığa sürükleneceği demokrasinin sonlanacağı asla unutulmamalıdır.
Gerçekten suç işleyen HDP milletvekili varsa bile dokunulmazlıklarının bu kritik seçim ortamında kaldırılmasının ülkeye ve demokrasiye vereceği zararın faydasından daha fazla olacağı asla unutulmamalıdır.
Lütfen oyuna gelmeyiniz.
Unutmayınız bu ülkenin önceliğinde; demokrasinin kurtarılması kendi rüyalarını ve hayallerini gerçekleştirecek hayali ve gereksiz projeleri milletin gerçek ihtiyaçlarının üzerinde gören ve bu hayali projelerini milletimize inat ve inadına gerçekleştireceğini açıkça beyan eden ve milletimizle inatlaşan ERDOĞAN ve iktidarının 2023 de yapılacak olan seçimlerde sandığa gömülmesi vardır terörle mücadele dahi içinde bulunduğumuz bu ağır koşullarda insan hak ve özgürlüklerine yargının bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne dayalı laik demokrasinin kurtarılmasından öncelikli değildir.
27/02/2021
Hukukçu
Yorum Gönder