Bazı Pişmanlıklarınızdan Ancak Kısmen Arınabilirsiniz

Bazı Pişmanlıklarınızdan Ancak Kısmen Arınabilirsiniz
Bir hata yapıp, daha sonra bu hatalı davranışından dolayı kendini kötü hissetmek, üzülmek anlamına gelen pişmanlık duygusunu, yaşamlarında herkes mutlak surette yaşamış olmalıdır.

Bazı pişmanlıklar vardır ki; onların, daha sonra telafisi asla mümkün olamaz. Örneğin; annesine ve babasına veya diğer yakınlarına karşı, onların sağlıklarında, gerekli ilgi ve saygıyı gösteremedikleri, onlara kötü davrandıkları için, daha sonra onların ölümü üzerine ben ne yapmışım? diyerek üzülen ve kendisini çok kötü hissederek pişmanlık duyan insanların, son pişmanlık fayda etmez deyimi ile karşılık bulan pişmanlıkları, asla telafi edilemez ve hayatları boyunca bu pişmanlıkları ve üzüntüleriyle yaşamak zorunda kalırlar.

Ama, bazı pişmanlıklar vardır ki; son pişmanlık fayda etmez sözünün bir anlamı yoktur. O pişmanlıklardan, şayet istersek, daha sonra arınıp kurtulabiliriz. Ama şu gerçeği de kabul etmeliyiz ki; arındığımızı sandığımız o pişmanlığımızdan dahi, tamamen kurtulamayız, pişmanlığımızın tümünü asla yok edemeyiz.

Bu yazımıza ilham kaynaklığı yapan, benim bizzat yaşadığım bir pişmanlığımın; sonradan kısmen telafi edilebilen pişmanlığa güzel bir örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.

1970 senesinde A.Ü.Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra, tüm arkadaşlarımızdan her birimiz, ülkenin çeşitli il ve ilçelerine genellikle avukat, hakim ve savcı olarak görev yapmak üzere dağıldık.

Bunlardan biri de bendim tabi. 1970'li yıllar ülke büyük çalkantılar yaşıyordu,12 Mart Muhtırası,12 Eylül askeri darbesi ve bunun öncesindeki kanlı olay ve çatışmalar, bu dönemde çok genç yaşlarda yüklendiğimiz yargı görevimizin ağırlığı ve hassasiyeti, o dönemdeki yasaların katı ve acımasızlığı, savunma hakkının kısıtlılığı, avukatın hemen suçlama ile soruşturma sürecine dahil olamaması, buna karşılık 90 gün gibi uzun gözaltı süreleri, sanığın ve suç dosyasının yargıya intikaline  kadar, kollukta geçen sürece, yasaların ve dönemin ağır koşulları nedeniyle müdahale edememenin yarattığı mağduriyet ve acılara, yargı aşamasında bir an önce son vererek, haksız olarak özgürlükleri kısıtlanan kişileri acele tespit ederek özgürlüklerine kavuşturma gayreti içindeki yoğun çalışmalarımız nedeniyle,1970 mezunu arkadaşların düzenledikleri sınıf toplantılarına maalesef katılamadım, bu haklı ve meşru mazeretlerim nedeniyle, bu toplantılardan uzak kalmamız nedeniyle oluşan kopukluk, sürüden ayrılanı kurt kapar misali gözden çıkarılmamız ve sosyal medyanın bugünkü kadar gelişmemesi nedeniyle, sonraki toplantılardan haberdar olamamamız, bizim hiçbir sınıf toplantısına katılamamamıza neden oldu, işte bu durum, benim en büyük pişmanlıklarımdan ve üzüntülerimden en önemlisi ve ilki oldu.

Bu pişmanlığımı ve üzüntümü tamamen gidermem elbette  mümkün değildi, ama kısmen de olsa giderebilirdim. Değerli sınıf arkadaşım, Emekli Hakim Leyla UÇURUM ile sosyal medyada görüşürken, 2018 yılının Ekim ayının 12'sinde,Bursa ilimizde  A.Ü.Hukuk Fakültesi1970 mezunları toplantısı düzenlemeye karar verdik ve uygulamaya koyduk, inşallah bu toplantıya katılarak bu büyük pişmanlığımdan arınacağım, ama tamamen arınmak ne mümkün. Aramızdan, vefat ederek, bir daha geri dönmemek üzere ayrılan o kadar fazla arkadaşımız var ki; mazeretleri nedeniyle veya ulaşamadığımız için katılamayacak olan arkadaşlarımız hariç, ancak otuz civarında bir katılım olacak,48 senedir göremediğim otuz civarındaki arkadaşlarımı görecek ve görüşeceğim, ya; hakkın rahmetine kavuşarak gelemeyecekler ne olacak?

Onlarla ilgili pişmanlığım ömür boyu sürecek tabi. Tek tesellimiz, onların da mekanları cennet olur inşallah.

Güner Yiğitbaşı

27/09/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget