Şimdi, bazı okurların, ne alakası var, ülkemizi Taliban Afganistan’ı ile mukayese ederek, ülkemize ve insanlarımıza haksızlık ediyorsunuz dediklerini, duyar gibi oluyorum.
Bize göre; ha Taliban, ha Maliban. Al birini vur öbürüne.
Ülkemizde de, İslami ve şeriat esaslarına dayalı olarak, siyasal İslam, anti laik bir devlet düzeni kurmaya, millet ve ulus yerine, Ümmet’i esas almaya kalkışırsanız, üç aşağı ve beş yukarı sizin de Taliban'dan bir farkınız olamaz.
Ülkemizde olup bitenlere bir bakınız, lütfen.
İnsanların yaşam biçimlerine, İslami esaslara dayalı olarak müdahaleler ve dayatmalar olmakta, Diyanet İşleri Başkanı, laik bir devlete yakışmayacak bir şekilde protokolün en ön sıralarında yer almakta, Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş amacını aşan faaliyetlerin göbeğine çekilmekte, Devletin önemli tüm açılışları Diyanet İşleri Başkanının hazır olduğu ve okuduğu dualarla açılmakta, ATATÜRK'ün şahsı ve en başta laiklik olmak üzere, ATATÜRK'ün tüm ilke ve devrimleri, sistemli ve planlı bir şekilde saldırıya uğramakta ve saldırganlara devletin en üst makamlarından sahip çıkılmakta, bu saldırılara en küçük bir tepki gösterilmemekte, bu ülkenin partili Cumhurbaşkanı olan zat; ta, 24/Kasım/2014 tarihinde, Kadın ve Demokrasi Derneğinin İstanbul’da düzenlediği KADEM 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesinde yaptığı konuşmasında, “kadın ve erkeğin eşit olması fıtrata ters” diyerek, kadın ve erkek eşitliğini ret eden bir görüş açıklamakta, yine partili Cumhurbaşkanı olan iş başındaki zat; her fırsatta, hem Müslüman ve hem de hırsız ve yalancı olunamaz diyecek yerde, hem laik ve hem de Müslüman olunamaz diyebilmekte, yine aynı zat, daha yakın bir tarihte, KKTC ziyareti öncesi yaptığı açıklamada; “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” diyebilmekte, kadın erkek eşitliğine dayalı, kadını erkek şiddetinden ve istismarından korumaya yönelik İstanbul sözleşmesi, yine partili Cumhurbaşkanı tarafından tek yanlı feshedilebilmekte, muhalefet susturulmakta, orman yangınlarına ve sel felaketlerine ilişkin haberlere sansür uygulanmakta, tüm bu olup bitenlere, insanlarımız demokratik tepkilerini ortaya koyamamakta, Kastamonu'nun ilçelerinde vuku bulan sel'in, önüne kattığı tomruklarla ilçeleri yok ettiği gibi, anti laik ve antidemokratik uygulamalarla, laik ve demokratik ATATÜRK Cumhuriyetinin değerleri, bir, bir ve sinsice yok edilerek, ülkemiz; Türk İslam Devleti oluşumuna doğru, adım adım yol almaktadır.
Buradan, ülkemize Bir şey olmaz diyerek kendilerini avutan insanlarımıza sesleniyoruz. Taliban Afganistan’ına bakınız ve aklınızı başınıza devşiriniz.
Bugün gerçek habercilik yapan bağımsız televizyon kanallarının yayınladığı, Kabil Havaalanında yaşanan o içler acısı, Taliban zulmünden kaçış için, insanların uçaklara binebilmek uğruna yaşadıkları dramı görmüş olmalısınız.
Anti laik ve totaliter siyasal İslam Devletlerinin; insanlık ve hatta İslam dışı ilkel ve çağdaşlıktan yoksun, insana, özgürlüklere ve özellikle kadına değer vermeyen içyüzünü ve gerçekleri görünüz artık, demokratik ve laik ATATÜRK Cumhuriyetinin değerine ve geleceğine sahip çıkınız, demokratik yollardan yeter artık hayır demekte geç kalmayınız.
Güner Yiğitbaşı
16/08/2021
Hukukçu
Yorum Gönder