İstiklal Marşını Okuyan Erdoğan'ın Mesajı

İstiklal Marşını Okuyan Erdoğan'ın Mesajı Bize göre, bu gece, ulusal egemenlik; ekmek arası köfte gibi, çocuk bayramı kutlamasıyla, Ramazan kutlaması arasında tost edilmiştir.

İstiklal Marşını Okuyan Erdoğan'ın Mesajı
Bugün,  23.Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının Ankara’daki Anıtkabir ve Meclis etkinlik ve törenlerine katılmayan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı ERDOĞAN; önceden ilan edildiği gibi, saat 21.00 de, önce Millete(Türk Milleti demediği için biz de millete yazdık)hitap etmiş ve arkasından da çocuklarla birlikte İstiklal Marşımızı okumuştur.
ERDOĞAN'ın;  her zaman olduğu gibi,  Türk Milleti diyemediği, milletim demekle yetindiği konuşmasında, bugün ‘ün yıldızı ve kahramanı önderimiz ATATÜRK'ün ismini,  konuşmasının başında bir kez telaffuz etmiş, konuşmanın içinde ve sonunda ATATÜRK'ü adeta görmezden gelmiştir.
ATATÜRK derken de; her zaman yaptığı gibi,  sadece Gazi Mustafa Kemal demekle yetinmeyerek, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK demek zorunda kalmıştır.
Yine, Türk Milleti diyememiş ve milletten bahsetmesi gerektiğinde, her seferinde yaptığı gibi, milletim demekle yetinmiş, hangi milletten bahsettiği yine anlaşılamamıştır.
İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif ERSOY vurgusu,  daha ihtişamlı olmuş ve ondan “Merhum  Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımızı kalemiyle değil,  yüreğinin her zerresinden kopup gelen vecd ile yazmıştır. ”diyerek;  ona, ATATÜRK'den daha ziyade verdiği önemi göstermiştir.
Peki, Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımızı kalemiyle değil,  yüreğinin her zerresinden kopup gelen vecd ile yazmış da, ATATÜRK ne yapmıştır, Türkiye Büyük Millet Meclisini,  hangi zorluklarla kurmuş ve vatanımızı,  hangi zorluklarla düşman işgalinden kurtarıp bağımsızlığına kavuşturarak bu devleti kurmuştur?
Bu konuda ses yok tabi.
Konuşmasında, 23.Nisan'ı adeta bir çocuk bayramına indirgemiş, bayramın asıl esprisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşu ve orada tecelli eden ulusal egemenlik kavramı üzerinde fazla durmamıştır.
İlk Meclisin kurulduğu 23.Nisan,  ATATÜRK'ün çocuklara hediye ettiği bir bayram günüdür ama, burada asıl amaç,  egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu olgusu ve vurgusudur.
Sayın ERDOĞAN,  konuşmasının son bölümünde; ”Bize bu vatanı armağan eden şehit ve gazilerimizi rahmetle şükranla anıyor,  çocuklarımızın ve tüm dünya çocuklarının bayramını tebrik ediyorum. Milletimizin ve tüm İslam aleminin bu gece ilk teravih namazını kılıp ilk sahurunu yapacağımız Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum. “ demekle yetinmiş, günün kahramanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurucusu, bu günü çocuklara bayram olarak hediye eden ATATÜRK'ü yok sayarak adını anmamıştır.
Ama, sanki gerekliymiş ve yeriymiş gibi, ”milletimizin ve tüm İslam aleminin bu gece ilk teravih namazını kılıp ilk sahurunu yapacağımız Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum. ”diyerek dini politikaya alet etmekten geri kalmamıştır.
Bize göre, bu gece, ulusal egemenlik; ekmek arası köfte gibi, çocuk bayramı kutlamasıyla,  Ramazan kutlaması arasında tost edilmiştir.

Güner Yiğitbaşı

24/04/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget