Zorunlu Hapis Günlerinin Düşündürdükleri

Bu salgın nedeniyle evlerimizde hapis kalmanın; sağlığımız ve ülke ekonomisi ve geleceği için olumlu sonuçlara vesile olacağını düşünerek, huzur bulmaya çalışıyoruz. Hepinize sabırlar ve sağlıklar diliyoruz.

Zorunlu Hapis Günlerinin Düşündürdükleri
Korona virüs salgınının ülkemizi de etkisi altına almış olması nedeniyle, bilinçli insanlarımızın çoğu kendi özgür iradeleriyle sokağa çıkmıyorlar ve kendilerini ev hapsine alıyorlardı.
Maalesef, bazı duyarsız insanlarımızın tehlikeyi ve halkımızın sağlığını hiçe sayarak sokağa çıkmaya, parklardaki banklarda yan yana oturmaya devam etmeleri üzerine, hastalığın daha da yayılmaması için, devletimiz bir karar alarak, 65 yaş ve üstü insanların sokağa çıkmalarına yasak getirmek zorunda kaldı.
Biz de 65 yaş üstü olmamız nedeniyle, zaten kendi arzumuzla çıkmadığımız sokağa çıkma yasağına tabi olan insan konumuna geldik.
İnsanın; kendi sağlığını düşünerek, bir yasaklama olmadığı halde, istediği zaman sokağa çıkabileceğini bilmesinin rahatlığı ve huzuru içinde, kendi özgür iradesiyle sokağa çıkmamasına karşın, getirilen yasak nedeniyle sokağa çıkamaması halinde, değişik ve farklı duygular yaşamaya başladığına tanık oluyoruz.
İnsanın, bir yasağa tabi olarak, sokağa çıkamayarak evde kalıp özgürlüğünden mahrum kalmasının, insanı tedirgin ve rahatsız ettiğini, özgürlüğünün değerini daha fazla hissettirdiğini anlamış olduk.
65 yaş ve üzeri insanların; çocuklarını okutup evlendirerek yuvadan uçurdukları, sağ ise, eşiyle iki başına kaldıkları düşünüldüğünde, bu iki yaşlı insanın aynı evde izole yaşayarak, ne kadar birbirlerine manen destek olsalar da, kendilerini; okuyarak, yazarak, medya'yı izleyerek vakit geçirmeye çalışsalar da, dört duvar arasında hapis kalmanın, ruh sağlıkları üzerinde mutlaka kötü bir iz bırakacağı yadsınamaz. Ancak, sağlıklı ve hayatta kalabilmenin; bugün süresi bilinmese de,gelip geçici olan  bu hapis hayatından geçtiğinin bilinciyle, bu zor dönemi en az zararla atlatacağımıza güvenmeli ve kendimizi buna alıştırmalıyız.
Virüs nedeniyle; 65 yaş altı olmalarına rağmen, özgür iradeleriyle kendilerini ev hapsine almak zorunda kalan savcı ve hakimlerimiz de özgürlüklerinden mahrum kalacaklardır. Bize göre, savcı ve hakimlerimiz bu ev hapsi dönemlerinin olumsuz etkilerini, özgürlüğün ne demek olduğunu, kendi ruh halleri üzerinde gözlemleyip hissetmelilerdir ki; yasaları zorlayarak, tutuksuz yargılamanın asıl, hukuk sistemimizde zorunlu tutuklamanın olmadığını, yasal tutuklu nedenleri olsa dahi, hakimin tutuklama kararı verip vermeme konusunda özgür ve yetkili olduklarını, özgürlüğün insanların devredilemez en doğal ve tabii hakları olduğunu, bu vesileyle artık fark ederek, tutuklama kurumunu kötüye kullanma alışkanlıklarından kurtulmalıdırlar.
Bu zorunlu veya iradi ev hapsi günleri için, devletimize de bazı ekonomik görevler düşmektedir. Devlet olarak, kamunun sağlığı ve geleceği için alınan bazı yasaklayıcı kararlar nedeniyle, insanlar işlerini ve aşlarını kaybetmemelidir.
İşverenler işçi çıkarmasın demek kolaydır, ancak bu sağlık afeti nedeniyle iş yapamayan para kazanamayan küçük ve orta boy esnaf çalışanlarına ücretlerini ödeyemezse ki, çoğu ödeyemeyecek, devletin (idarenin)kusursuz sorumluluğu ilkesi gereğince, gerekirse özel sektör çalışanlarının ücretlerinin de devlet hazinesinden objektif sorumluluk ilkesi gereğince ödenmesi zorunludur. Bunun için, normal zamanlar için geçerli olan işsizlik fonu devreye sokulmak zorunda değildir.
Ülkemizde Varlık Fonu kuruldu sözüm ona, aslında adının varlık olmasından başka hiçbir varlığı olmayan.
İşte, varlık fonu böyle olağanüstü durumlar için kurulur, varlıklı devlet kurumlarını bu fona alarak içlerini boşaltmak için değil.
Bizim bu salgın nedeniyle bir önerimiz daha olacak, şu yap işlet ve devret modeliyle yapılan tüm hastane, yol, köprü, tünel, havaalanı ve benzeri yerler için verilen devlet garantisi, içinde bulunduğumuz dünyayı sarsan ve beklenmeyen salgın nedeniyle, yeniden uyarlanmalı ve bu salgın geçene kadar, devletin garantisi kaldırılmalıdır, hatta yasal ve idari alt yapısı hazırlanarak orta vadede bu tür tüm tesisler, bedeli mukabilinde devletleştirilmeli ve butün yap işlet ve devret modeli tesislerin yapımından vaz geçilmelidir.
Bu salgın nedeniyle evlerimizde hapis kalmanın; sağlığımız ve ülke ekonomisi ve geleceği için  olumlu sonuçlara vesile olacağını düşünerek, huzur bulmaya çalışıyoruz.
Hepinize sabırlar ve sağlıklar diliyoruz.

Güner Yiğitbaşı

23/03/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget