Allah'ın sopası yok; adama, yalan da olsa söylediklerini günün birinde yalatır, işte böyle.
Şimdi, değerleri kendilerinden menkul bazı insanlar, bizim bu yazımızı okuyunca, birlik ve beraberlik içinde olmaya ihtiyaç duyduğumuz, korona virüsü salgınından kaynaklı bu kritik ortamda böyle bir yazıya gerek varmıydı diyerek itiraz edeceklerdir mutlaka.
Onlara cevabımız şudur; oy uğruna, dini politikaya alet eden din bezirganı, yalanı kendilerine şiar edinmiş bazı siyasilerin; ATATÜRK ve İNÖNÜ'ye yönelik din düşmanı olduklarına, camileri kapatıp ahır yaptıklarına, ezanı yasakladıklarına, bunların iki ayyaş olduklarına dair, haksız ve yalan suçlamalarına cevap vermenin tam zamanı, bugündür.
Neymiş efendim, demek ki; Yüce Allah’ın yarattığı değerli kullarının can sağlıkları, yaşamları söz konusu olduğunda, salgın hastalıkların daha da yayılmaması için,bazı kritik zamanlarda, umumi ibadet yerleri olan camiler dahi, geçici olarak kapatılabilirmiş.
Din bezirganı, oy uğruna bilerek yalan söyleyen bu ülkenin kurucularına iftira atarak, ahlak ve İslam dininin en önemli kuralı olan yalan söylememe ve kul hakkı yememe ilkelerini ihlal ederek, aslında gerçek Müslüman olmadıklarını gösteren bazı siyasilerin düşündüklerinin aksine, Allah’ın; kullarından, kendisi için bir beklentisi yoktur, Allah'ın kullarının camide namaz kılmalarına asla ihtiyacı yoktur. Onun tüm emirleri, kullarının ruhen ve bedenen daha sağlıklı olmalarıdır. Bu nedenle, ruh sağlıkları ve temizlikleri için, yalan söylememelerini, hırsızlık yapmamalarını ve kul hakkı yememelerini emretmiş, beden sağlıkları ve temizlikleri için de beş vakit namaz kılmalarını istemiştir. Her şey kulları içindir. Allah’ın, bizim namazımıza asla ihtiyacı yoktur.
Bu itibarla, kullarının ruh ve beden sağlıklarını kurumlarını isteyen Allahlımız adına ;kullarının sağlıkları için, zorunlu olarak, savaş, salgın hastalık ve benzerleri kriz dönemlerinde, namazlarını evlerinde kılmak üzere, camilerin geçici olarak bir süre kapatılmasında dinen hiçbir sakınca olmamalıdır.
Tüm Dünyanın yaşamakta olduğu salgın korona virüsü nedeniyle, geç de olsa, siyasal iktidar camilerde cemaat halinde kılınacak cuma ve vakit namazlarını askıya almış olup, başka bir deyimle, camiler geçici olarak ibadete kapatılmıştır.
Hiçbir zaman camileri kapatmamış, camileri ahır yapmamış ve ezanı anlaşılır kılmak için Türkçe okutma dışında asla yasaklamamış olan, ülkemizi ve ülke insanımızı, Yüce Allah’ın kullarını, ikinci Dünya harbinin yıkımından korumak için bazı elzem tedbirleri almak zorunda kalan özellikle İNÖNÜ'ye yönelik olmak üzere, iki devlet kurucumuza ve büyüğümüze yönelik yalan ve iftiraları atanlar, bakalım şimdi utanacaklar mı?
Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız diyerek şiir okuyan ve hapis yatan ERDOĞAN'ın okuduğu bu şiirde yer alan, camilerin kışla olmasının kabulü halinde, o savaş yıllarında henüz tam anlamıyla motorize olmayan ordumuzun bel kemiği olan süvari birliklerinin atlarının da, zorunlu olarak kışla olan camilerin bir bölümünü barınak, yani ahır olarak kullanmalarından daha doğal ne olabilir, sonunda Allah’ın sevgili kullarının burunlarının dahi kanamamış olmasından daha önemli bir şey var mıdır?
Bugün de, camilerin ibadete geçici olarak kapatılmasının, kullarının salgın hastalıktan korunmalarına vesile olacak olması nedeniyle, Yüce Allah’ı memnun edeceğini herkes bilmelidirler.
Gözle görülmeyen virüs deyip geçmeyiniz, boya posa bakmayınız, boy devede de var biliyorsunuz, bu gözle görülmeyen virüs; Dünyayı hizaya getirdi, her şerde bir hayır vardır derler ya, bu virüs; en başta temizlik olmak üzere, insan sağlığı için camilerin dahi geçici olarak ibadete kapatılabileceği, her şeyin başının insan sağlığı olduğu gerçeğini, bazı kafalara adeta mıhladı.
Sağ olasın Korona, sevildiğini bil ve tadında bırakarak en kısa zamanda uzaklaş artık hayatımızdan!
Hepinize, Korona ve görünen ve görünmeyen her tür diğer mikroplardan uzak, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Güner Yiğitbaşı
20/03/2020Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder