15 Temmuz 2016 da alçak ve hain bir darbe girişimi yaşadık…
Darbe girişimine katılmayan güvenlik görevlileri ile Ordumuzun büyük bir bölümü ve halkın demokrasiye olan inancı sayesinde yüzlerce şehit verilmesine karşın bu darbe girişimi bastırılarak ülke uçurumun kenarından kurtarıldı…
Bundan sonra en zor olan, yakalamalar, sorgulamalar ve tutuklamalar süreci başladı…
Sürecin zorluğu, yapılacak işlemlerin hukuka uyup uymadığı ve kurunun yanında yaşında yakılıp yakılmayacağından geliyor…
Aradan 55 gün geçmesine karşın, basına yansıyan haberlerden, iktidar ve muhalefet partilerinin açıklamalarından anlaşılıyor ki kurunun yanında birçok yaşında ateşe atıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız…
Cumhurbaşkanı’nın, "Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. At izi, it izine karıştı" söylemi ve endişesi de haberleri ve söylemleri doğrular niteliktedir…
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Suç işlediği savlanan kişiler suçlanırken hukuk kuralları göz ardı edildiğinde hukuk devletinin geçerliliği söz konusu olamaz…
Mesleğim gereği yıllarca iddia (sav) makamında insanları suçlarken, hukuk ilkelerinden ayrılmamanın onurunu yaşamış bir olarak diyorum ki;
-Adil bir sorgulama ve yargılamada suç işleyen bir kişi suçlanırken, aleyhindeki kanıtlar toplanırken, lehindekilerinde toplanması zorunludur…
-Hukuki uygulamalarda kesin ve inandırıcı kanıt olmadan tutuklama ve cezalandırma olmamalıdır…
-Adil yargılamada, kinin, düşmanlığın, hissi davranmanın yeri olmamalıdır…
Cumhuriyet Savcısı iddianamesini (Savca) hazırlarken yakıcının beyanını, sanığın savunmasını, tanıkların beyanlarını, varsa doktor ve bilirkişi raporlarını, sanığın aleyhinde ve lehindeki kanıtları ve olayın özelliğine göre toplayacağı diğer kanıtların tümünü birlikte değerlendirerek, kamu davasının açılmasını haklı gösterecek yeterli kanıt olduğu kanaatine varırsa dava açmalıdır…
Bunlardan bir tanesi atlatıldığında ve göz ardı edildiğinde, dava eksik açılmış olur…
Ülkenin bu gün içinde bulunduğu zor durumdan çıkmanın tek koşulu, hukuk kuralları içinde davranarak, kim olursa olsun kesin ve inandırıcı kanıtlarla bu darbenin içinde yer almışsa ve FETÖ örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmişse mutlaka üstüne gitmeli ve gereken yapılmalıdır…
Hukukta suçun oluşması için kast unsuru zorunludur…
Bilmeyerek bu örgüte ait iş yerinde çalışan, bankasına para yatıran ve sair şekillerde herhangi bir kasti olmadan tesadüfen birileriyle görünen insanların soruşturmalarını kılı kırk yararak yapmak ve kurunun yanında yaşı yakmamak, genel hukuk kuralı olmalıdır…
Cadı avına çıkarak, olayla ilgisi olmayan veya muhalif olanların bu işe karıştırılması, tıpkı Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi işi sulandıracak ve gerçek suçluların kurtulmasını sağlayacaktır…
Diğer taraftan da, demokrasi adına kısmen oluşan birliğin bozulmasına, insanların yine birbirlerini ötekileştirmesine, düşman kitleler oluşmasına katkı sağlayacak ve ülkede büyük bir kargaşa yaşanacaktır…
Bu konuda en büyük sorumluluk yargının, sonra da iktidarındır…
Muhalefetinde yapılacak adil ve hukuka uygun soruşturmalara katkı vermeleri zorunludur…
Tüm ülkenin esenliğe için böyle düşünüyorum…
Ya siz?
08.09.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder