Bu gün karşınıza yeni bir yazı ile çıkmıyorum…
Yıllarını yargıya vermiş, adaletten ve tarafsızlıktan ayrılmamak için büyük çaba harcamış, bağımsız yargı için her türlü bedeli göze alarak çalışmış bir kardeşiniz olarak, yargıya yapılan her baskı ve kadrolaşma sonucunda içim sızlayarak mutlaka bir yazı yazmış ve düşüncelerimi sizlere iletmiştim…
İstanbul mahkemeleri arasında doğan kriz sonucunda, amatörce yazmaya başladığımdan bu güne kadar, yazdığım o yazıları, Başlıkları, yazıldığı tarih ve önemli satırbaşlarıyla sizlere sunarken, her olay sonrasında nasıl kaygılandığımı bir daha paylaşmak gereği duydum…
YARGI NEDEN YIPRATILMAK İSTENİYOR?
Yıllarca yargıya hizmet veren biri olarak, yargının yıpratılmasında kimsenin yarar sağlamayacağını belirtiyor ve bu düşüncede olanları kınıyorum. 15.12.2003
YARGIDA NELER OLUYOR…
Tartışma konusu yapılıp gündeme taşınan yargıda ki hatalar elbette kabul edilir gibi değildir. Yalnız bunları bahane edip tüm yargı suçlamak da o kadar kabul edilemez…
Burada yargıyı koruyup kollamakla görevli birinci derece de yargı mensupları olduğunu düşünüyor ve bu nedenle de değerli meslektaşlarıma seslenmek istiyorum.
Kamuoyu önünde cereyan eden olayları sizlerde görüyor mutlaka çok rahatsız oluyorsunuz. Kadro yetersizliği yüzünden iş yoğunluğu altında bunalan yargının değerli tarafsız, dürüst ve özverili Yargıçları ve Cumhuriyet Savcıları, sizler çoğunluktasınız, bunu biliyor ve sonsuz inanıyorum. Aranızda bulunan ve sayıları çok azda olsa;
*Siyasi düşüncelerini görevlerine karıştıran…
*Verdikleri yanlış ve yanlı kararlarıyla kamuoyunda tartışma yaratan…
*Birçok yasal olmayan olaylara adları karışan kişilerle ilişki kurarak kişisel çıkar sağlamaya çalışan…
*Yeterli araştırma ve soruşturma yapmayarak, eksik iddianameler ve kararlarla yargıyı töhmet altında bırakan…
Bu suretle yargının yıpranmasına ve gündemde tartışılmasına neden olanları aranızda barındırmayınız. Bunları dışlayarak, haklarında başlatılan soruşturmalarda bildiklerinizi yetkili denetim elemanlarına söylemekte tereddüt etmeyerek, mesleği terk etmelerini sağlayınız…
Aksi halde, sayıları azda olsa bunların yargıya bulaştırdıkları çamuru temizlemek o kadar kolay olmayacaktır. O çamurun izleri tertemiz olan sizlerin üzerinde de bir leke olarak kalmaya devam edecektir. 24.01.2006
YARGIYA SİYASAL BASKI
Gün gelir, herkesin yargıya gereksinmesi olur…
Yazımı büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yargı hakkındaki sözleri ile bitirmek istiyorum…
“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz.” 1920 Mustafa Kemal Atatürk 10.02.2008
YARGIDA DEPREM 1
Günün birinde herkese gerekli olan bağımsız yargıyı bu kadar yıpratmaya ve kamuoyunu rahatsız edecek düzeyde tartışmaya kimsenin hakkı yoktur. 27.12.2008
YARGIDA DEPREM 2
Yıllarca yargıda görev yapan biri olarak, böyle bir olaya rastlamadım. Yargıyı ve Orduyu hedef seçen iktidar, yargıyı, yargıya kırdırma çabası içindedir.
Siyasallaşan bir yargı ülke için felakettir.
Yargı bağımsız, tarafsız, adıl olmadıkça ülkede insanların kendilerini güvende hissetmeleri olanaksızdır.
Gerektiğinde herkesin sığınacağı liman olan bağımsız yargıyı yıpratmak, hırpalamak kimseye yara sağlamayacaktır. 18.02.2010
YARGI CEPHESİNDE BÜYÜK YANGIN VAR
Şu bilinmelidir ki tarafsız ve adil yargı günü geldiğinde herkese gerekecektir. Bu nedenler yargının bu kadar yıpratılması ve güvenilmez hale getirilmesi kimseye yarar sağlamayacaktır. 10.06.2010
YARGIYI ELE GEÇİRME OPERASYONU DEVAM EDİYOR...
Bu oyun başarı ile sonuçlandıktan sonra, bağımsız yargıya gereksinim duyanlar, mağdur olduklarında, eyvah diyecekler ama iş işten geçmiş olacaktır.
Yargıda ki bu tür siyasi bir kadrolaşmayı, hangi siyasi düşüncede ki iktidar gelirse gelsin yıllarca çözemez.
Türk Ulusu adına karar veren Yargıç ve Cumhuriyet Savcılarının tarafsız olmaları, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz gereğidir.
Adalet dağıtan, haklıyı-haksızı ayıran yargıç ve Cumhuriyet Savcılarının siyasallaşma diye bir lüksleri olamaz ve olmamalıdır. 28.01.2011
YARGIDA ÇIĞLIK...
Benim kuşağımın döneminde olduğu gibi bedeli ne olursa olsun, her türlü hukuksuzluğa, yolsuzluğa, haksızlığa ve baskıya karşı dik duran, adil ve yansız sorgulamalarıyla, yargılamalarıyla ve kararlarıyla bağımsız yargı için ödünsüzce direnen, biat eden Yargıç ve Cumhuriyet Savcısı söylemlerini boşa çıkaran, yurttaşların gönlünde oluşturdukları saygınlığı titizlikle koruyan, Yargıç ve Cumhuriyet Savcısı meslektaşlarımı görmek istiyorum.
Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜK diyor ki;
“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz.” 02.10.2011
YARGIÇLARIN ÖZLÜK HAKLARI…
İktidarın amaçları için yargıyı kullanmasını ve tartışma konusu yapmasını da doğru bulmuyorum…
İktidarlar gelip geçicidir. Günün birinde yargıya herkes gereksinim duyacak ve o zaman yargının bağımsız olmasının değerini anlayacaktır…
Tarih bunun örnekleriyle doludur…
O gün gelmeden herkesin, her siyasi partinin, her kurumun bağımsız yargıdan elini çekmesi ve yargıyı yargıya bırakması yapılacak en doğru harekettir…
Tarihe not düşmek için söylemesi benden…
Dinlemesi buna neden olanlardan… 15.10.2014
YARGIYI ÇÖKERTTİLER…
Bu tür yıpratıcı savlar, yargıya 32 yılını veren biri olarak, içimi acıtmaktadır…
Ayni zamanda vicdanıyla adil ve bağımsız yargıyı gerçekleştirme gayretini gösteren meslektaşlarımızı da töhmet altında bırakmaktadır…
Herkesin yargıdan elini çekmesi ve yargıyı, yargıya bırakması ülkenin ve hukuk devletinin yararınadır…
26.04.2015
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder