Tayyip Bey, aşağıya aynen aldığımız beyanların sahibidir.
Beyanlarını hep birlikte okuyalım.
Tayyip Bey diyor ki;
“Mısır’da biliyorsunuz bu darbe girişimine başından itibaren karşı bir duruşumuz olmuştu.
Zira demokrasiye inanmış bir ülke olarak demokrasiye inanmış bir siyasetçi olarak böyle bir darbe girişimini tasvip etmemiz zaten mümkün değildi.
Aslında bugünün geleceği dünden belliydi. Ne oldu, bu darbeciler bu son verdikleri karar değil şu anda yüzlerce, bini aşkın insanı aslında idama mahkum etmiş durumdalar.
Fakat son olarak halkın yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş olan cumhurbaşkanı Mursi’yi idama mahkum ettiler. Ve ben uluslararası platformlarda sürekli olarak şu anda darbeci Sisi’yi cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi hep söyledim.
Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Buradan da söylüyorum, benim indimde Mısır’ın cumhurbaşkanı Sisi değildir. Yine Mursi’dir. Öyle bakıyorum.
Bunu uluslararası BM Genel Kurulu’nda da söyledim. Hatta aynı masada bize yer ayırdılar. Ve ben o masaya gidip oturmadım. Yarın olsa yine oturmam. Eğer oturursam bu kendimi inkar olur. Ben kendimi inkar edemem. O zaman demokrat olmam.
Ve ben dünyada demokrasiyi savunduğunu iddia edenlere de söylüyorum. Siz nasıl demokratsınız bu nasıl demokrasi. Öyleyse eğer demokratsanız demokrasiye inanıyorsanız şu anda bu idam kararlarıyla ilgili olarak niye konuşmuyorsunuz.”
Tayyip Bey özetle diyor ki; ben demokrasiye inanmış bir siyasetçiyim, demokrasiye inanmış bir siyasetçi olarak,halkın yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş Mursi' nin idama mahkum edilmesini ve darbeci Sisi'yi Mısır'ın Cumhurbaşkanı olarak kabul edemem,benim indimde Mısır'ın gerçek Cumhurbaşkanı Sisi değil, yine Mursi'dir.
Çok güzel, biz dahil çoğu kişi, darbe karşıtı ve demokrasiden yana bu sözlerin altına imzasını atarlar.
Ama bu sözlerin sahibi olan Tayyip Bey'in, bugüne kadar ki tüm söylemlerine ve eylemlerine bakıyoruz, kendisini demokrasiye inanmış bir siyasetçi olarak kabul etmesine rağmen, Tayyip Bey; demokrasiyle uzaktan yakından bir ilgisi bulunmayan, bu ülkede demokrasiye inanan son kişi olarak tanımlayabileceğimiz, demokrasiyi sadece sandığa ve sandıkta alınan oylara indirgeyen, sadece kendisine demokrat olan bir siyasetçi.
Tayyip Bey'in konuşmasında yer alan en çarpıcı beyanı da; ”benim indimde Mısır'ın Cumhurbaşkanı Sisi değil, yine Mursi'dir.” şeklindeki beyanlarıdır.
Ağızına sağlık Tayyip Bey, çok doğru söylemişsiniz, sizin indinizde Mısır'ın Cumhurbaşkanı Sisi değil de Mursi ise, hiç kusura bakmayın ama, üzülerek söylemek gerekirse, bizim indimizde de, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasal Cumhurbaşkanı, zat-ı aliniz değilsiniz.
Evet, siz de, tıpkı Mursi gibi, büyük bir tesadüf eseri yüzde 52 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı makamına seçildiniz ama, demokrasilerde gerekli olan, ancak asla yeterli olmayan sandık koşulunu başarı ile gerçekleştirmenize rağmen, Anayasamızın öngördüğü, partisizlik ve tarafsızlık koşullarını, göreve başlarken namusunuz ve vicdanınız üzerine yaptığınız tarafsızlık yeminini, yemin ettiğiniz andan itibaren üzerinizde taşıyamadığınız için, bizim indimizde, sandıkta Cumhurbaşkanı seçilmenize rağmen, herkesi bağlayan, herkesin uymak zorunda oldukları yürürlükteki Anayasamıza göre;Türkiye Cumhuriyetinin tüm vatandaşlarını kucaklayan, herkese eşit mesafede duran, partiler üstü ve tarafsız, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı siz değilsiniz Sayın Tayyip Bey.21/05/2015
NOT: Yazı başlığında yer alan “İNDİ”nin sözlük anlamı;
“kendince, kişisel görüşe dayanan” demektir.
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder