Tayyip Bey; siz bu ülkenin Cumhurbaşkanısınız, 1 Mayıs İşçi Bayramının İstanbul Taksim meydanında kutlanmasıyla veya kutlanmamasıyla sizin ne alakanız var, bu sizin göreviniz mi dir Allahınız aşkına?
Bu ülkenin Başbakanı, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü var, siz bu işe niçin müdahil oluyorsunuz? Cumhurbaşkanın ağırlığı ve vakarı içinde oturun oturduğunuz yerde.Her taşın altından çıkma, her işe maydanoz olma huyunuzdan vazgeçiniz lütfen. Hiç gereği yokken, kendinizi niçin paralayıp, Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını ayaklar altına alıyorsunuz?
Televizyonlara çıkıp, işçilerimize seslenerek, 1 Mayıs İşçi Bayramını Taksim Meydanında kutlama konusundaki bu inadınız niye? Diye soruyorsunuz ve daha sonra kendiniz cevabını vererek; birilerinin, kendilerini tatmin ve tüm İstanbul'u felç etmek için bu inadı sürdürdüğünü iddia edip, tüm İstanbul halkının hukukunu kimseye çiğnetmeyiz, diyorsunuz.
Tayyip Bey; biz de size soruyoruz, alelade ve sıradan bir miting olmayan, bizzat çıkardığınız yasa ile resmen bayram ve tatil günü olarak ilan ettiğiniz 1 Mayıs İşçi Bayramının, bu bayram olma özelliği nedeniyle, diğer sıradan mitinglerden ayrık tutularak Taksim Meydanında kutlanmasına izin vermeniz gerekirken, demokratik bir hukuk devletine yakışmayan bir tavır sergileyerek, bu izni vermeme konusunda, sizin devlet olarak gösterdiğiniz inadın sebebi nedir?
Diyorsunuz ki; 1 Mayıs İşçi Bayramının Taksim Meydanında kutlanması, İstanbul halkının hukukunu çiğnemek ve İstanbul'u felç etmek demektir.
Biz de size sormak istiyoruz;bugün, işçileri Taksim Meydanına sokmama inadınızı tatmin için, yirmi bin polisle aldığınız önlemlerle, metroları, vapurları, otobüsleri ve metrobüsleri çalıştırmayarak, Taksim Meydanına çıkan tüm yolları polis barikatlarıyla kapatarak, asıl siz, devlet olarak İstanbul'u ve İstanbul halkını felç edip onların hukukunu ve ulaşım özgürlüklerini ayaklar altına almadınız mı?
Elinize ne geçti? Müşvik olması gereken demokratik bir hukuk devletinin yöneticileri olarak aldığınız sıkıyönetim önlemleriyle, hem işçilerimizin Taksim Meydanında İşçi Bayramlarını kutlamalarına engel oldunuz, işçilerin bayramını zehir ettiniz, hem de bizzat siz, aldığınız bu yasak ve önlemlerle, İstanbul'u ve İstanbulluyu felç ettiniz, İstanbul halkının hukukunu çiğnediniz.Sizin işçilerden ne farkınız kaldı, otellerine gidemeyen, ellerinde bavullarla yürümek ve otellerine ulaşmayı beklemek zorunda bırakılan turistlere ne diyeceksiniz, yaptığınıza değdi mi?
Sizin yaptıklarınızla, Türkiye Cumhuriyetinin itibarı, diğer demokratik devletler nezdinde yerle bir olmuştur.
Sizin yaptığınız ve aldığınız sıkıyönetim önlemleri sonucunda, İstanbul'un felç olması ve İstanbul halkının hukukunun çiğnenmesi önlenmemiş, bilakis, bizzat Devlet eliyle İstanbul felç olmuş ve İstanbul halkının hukuku zarar görmüştür.
İtiraf ediniz; işçilerden, halkımızın uyanmasından, gerçekleri öğrenmesinden, özgürlüklerden, şeffaflıktan, yaklaşan seçimler sonucunda sandıktan çıkamayarak iktidardan uzaklaşacak olmanızdan korkuyorsunuz.
Demokratik bir hukuk devletine yakışmayan bu yasakçı ve hırçın tavrınızın gerçek nedeni, asla ve asla, İstanbul halkının hukukunun korunması değildir, korkunun ecele faydasının olmadığını 7 Haziran seçimlerinde göreceksiniz.
Bugün İstanbul ilinde uyguladığınız, millet olarak yüzümüzü kızartan, ilan edilmemiş sıkıyönetim önlem ve yasaklarınızdan dolayı aferin, bravo sizlere,umarız başınız göğe ermiştir.
01/05/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder