Bu beyanlarda bulunan ERDOĞAN kimdir?
AKP Genel Başkanı olmanın yanı sıra, aynı zamanda T.C.Devletinin anayasaya aykırı olarak üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilen zattır.
Askıya alınmış olsa da; Anayasa, bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilebilmesi, daha doğrusu Cumhurbaşkanı adayı olarak seçime katılabilmesi için, bazı koşullar koymuştur. En önemli koşul da, bir kişinin en fazla iki kez aday olup cumhurbaşkanı seçilebileceği, üçüncü kez aday olup seçilemeyeceği koşuludur. Anayasanın bu açık koşuluna rağmen, ERDOĞAN taraflı ve kararları kesin olan Yüksek Seçim Kurulunun olumlu kararıyla, üçüncü kez, anayasaya aykırı olarak aday olmuş ve eşit koşullarda olmayan, tüm devlet imkanlarının kullanılması ve vatandaş yapılan sığınmacıların da artı oylarıyla, az farkla cumhurbaşkanı seçilmiş, ancak gerçek ve anayasal anlamda Cumhurbaşkanı olabilmesi için anayasanın aradığı önemli koşulları yerine getirmediği için, anayasal anlamda bir cumhurbaşkanı olamamış ve cumhurbaşkanı seçilmiş zat olarak yerinde patinaj yapmaktadır.
Cumhurbaşkanı seçilen bir zatın, gerçek ve anayasa anlamda Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak, tarafsız bir şekilde hizmet sunan T.C.Devletinin cumhurbaşkanı sayılabilmesi için, anayasaya konan hükümlerin özeti aşağıdadır.
Madde 103 “Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer:
...............üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.»
Madde 103 “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder. .....”
Madde 127 “Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir. “
Anayasasında bu hükümlerin yer aldığı T.C.Devletinin tarafsızlık yemini eden cumhurbaşkanı seçilmiş olan Recep Tayyip ERDOĞAN isimli kişinin;6 Şubat depreminde yerle bir olarak yıkılan Hatay ilimizde yaptığı konuşmaya bakar mısınız?
ERDOĞAN; "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı "bu sözleri çekinmeden söyleyebilmiş ve yerel yönetim muhalefetin elinde olduğu için Hatay'a hizmet sunmadıklarını, Hatay'ın garip ve mahzun kaldığını itiraf etmiş, önümüzdeki yerel seçimlerde yeniden muhalefet adayını seçerseniz size yine hizmet sunmayız demek istemiştir.
ERDOĞAN'ın; akıl almaz, tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanına asla yakışmayacak olan bu beyanları hakkında çok şey yazabilir ve yorumlar yapabilirdik ama, ülkemizdeki; ATATÜRK'ün, unvanları önüne Cumhuriyet payesini koyduğu çoğu savcılarımızın; Cumhuriyetin savcısı olduklarını yok sayarak, anayasanın tarif ettiği ayrımcılık yapmayan ve milletin birliğini temsil eden tarafsız ve anayasal Cumhurbaşkanı hüviyetini kazanamamış olan ERDOĞAN'ın; AKP Genel Başkanı ve şapkasıyla yaptığı konuşmalarını eleştiren ve hakaret içermeyen beyanları, tarafsız bir cumhurbaşkanına yönelik, eleştiri hudutlarını aşan ve gerçek anlamda hakaret teşkil eden beyanlar için öngörülen cumhurbaşkanına hakaret suçundan haksız ve yersiz hukuk dışı davalar açması nedeniyle, ağır eleştirel yorumlar yapmıyor ve yapılabilecek sair tüm yorumları okuyucularıma bırakıyorum.
04/02/2024
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder