6 Şubat 2023’te bir yıl kadar önce başta Gaziantep, Hatay’a kadar kapsayan on bir ilimizde meydana Cumhuriyet tarihinin en büyük depreminde on binlerce vatandaşlarımızı kaybetmiştik.
Tüm çabalarına karşın bu illerimizdeki vatandaşlar, kaybettikleri birçok yakınlarının canlısını veya ölüsünü bulamayan aralarında oluşturdukları Deprem Mağdurları Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği (DEMAD) ile Ankara’da kayıplarını aramaya devam ettiler. 11 il deprem bölgesinden Ankara’ya gelen depremzedeler, Ankara Ulus Meydanındaki Atatürk anıtı önünde 1 Şubat 2024 günü basın açıklaması yaparak kayıpları için Mecliste arama komisyonu kurulmasını ve böylece kayıp canlarının akrabalarının ölüsünü veya dirisinin bulunmasını istediler. Bu meydandaki etkinliğe Milletvekili Ali Öztunç, Aylin Nazlıaka, Ömer Faruk Gergerioğlu, Yenilik Partisi Gnl. Başk. Öztürk Yılmaz, Halkın Kurtuluş Partisi Merkez Kom. Adnan Okur, Milletvekili Hasan Öztürkmen gibi milletvekilleri ve siyasiler de katılmışlardı.
Bir kadın kalabalık arasında ağlayarak şu sesleri gürültüler arasında kayboluyordu. “Çocuklarımı uçuntularda bulamadım, morglarda bulamadım, hastanelerde bulamadım, nereye gideyim nerede bulayım yavrularımı onların ölüsünü bulup bir mezarları olsun istiyorum”. Bir bayan şöyle diyordu: “Bizim tek canlarımızın bulunması, onlar için boş mezarları bekliyor, bizler boş mezarlar kazıttık, sırf orda burada kalmasın mezarları olsun diye. Aynı binadan benim anlamadığım nokta, aynı binadan aynı daireden ölenler çıkıyor, kaybolanlar çıkıyor, nerde bunlar nereye gittiler? Yani ben bir abla olarak, bir anne olarak söylüyorum, mantıklı bir şey istiyorum, o zaman bilin ki bu araştırmayı yapmayacağım, sormayacağım saygı duyacağım. Ama hep ret hep yok, niçin, sonuçta benim kız kardeşim anneler, babalar, hepsi buradalar, hepsi tüm kayıplar bizim canlarımız”.
Ellerinde kayıplarının fotoğrafları ile ağlayan depremzedeler, bu dileklerini gözyaşları içinde anlatıyorlardı. Kalabalıktan bir Ankaralı mikrofonu eline alarak şunları söylüyordu: “Bu depremzedeler yakınlarını çocuklarını kaybetmişler, ama kimse yardım etmiyor, buralara kadar gelmişler kimse desteklemiyor, neden, ne istiyorlar bunu sorsunlar, hırsızlık önergesini ret ediyorlar, tecavüzcü önergesini ret ediyorlar, bu vekiller bizim vekilimiz olamaz bu böyle olamaz”.
Fadime Gökçe adlı bir kayıp yakını şöyle diyordu: “O günden beri kızımı hala yakınlarımı arıyorum, hiçbir bilgi vermediler. Benim kızımla ilgili pek çok kayıp var, ama hiçbir yerde hiçbir şekilde kızıma ulaşamıyorum, bizler çocuklarımızın bulunmasını istiyoruz, devletimizden çocuklarımızı istiyoruz, başka bir isteğimiz yok, kime gideceğimizi ne yapacağımızı bilemiyoruz, sadece ortalıkta koşturup duruyoruz, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, hiçbir şekilde hiçbir şeye ulaşamıyoruz, elimiz işe varmıyor, lütfen bize çocuklarımızı versinler. Bizim çocuklarımız var, bir yerlerde yaşıyorlar, nasıl yaşıyorlar kimin ellerinde bilmiyoruz. Bizim çocuklarımızı verin bu bir insani bir olay herkesin başına gelebilir, bunu Türkiye’de herkes yaşayabilir”. Birçok depremzede ağlayarak kayıplarının bulunmasını istediler. Bir kadın, ağlayarak, “sayın Cumhurbaşkanım bizi yavrularımıza yakınlarımıza kavuştur, 42 tane yakınımız 38 tane çocuğumuz kayıp, beni kuzularıma kavuşturun, ben üç tane kuzumu istiyorum, size yalvarıyorum” diyordu, bu feryatlara izleyenler de göz yaşı döküyorlardı.
Basın açıklamasında kamuoyuna şunlar açıklandı:“Bizim siyasetle işimiz yok, bizim tek derdimiz çocuklarımız bulmak, bizim olayımız siyaset üstü bir olaydır. Basına ve kamuoyuna, Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat depremlerde zarar gören on bir ilin yaraları hala sarılamadı, birkaç gün sonra bu depremin üzerinden bir yıl olacak 38’i çocuk olmak üzere 145 kişinin akıbetini hala bilmiyoruz. Bu kayıplar evlatlarımız, annelerimiz, babalarımız, eşlerimiz bu 145 kişimiz bizim canlarımız, tüm gayretimize rağmen hala bu kayıplarımıza ulaşamadık. Çoğumuz enkaz kaldırana kadar enkaz başında bekledik, tüm resmî kurumlara başvurduk, DNA örneklerini verdik, kayıplarımızı hastanelerde, mezarlıklarda, bakımevlerinde devletin tüm kurumlarında aradık. Bize gelen tüm ihbarları değerlendirdik, ancak bir sonuca ulaşamadık. Biz kayıp akınları sorunlarımıza bir çözüm üretilmediği için direnişimizi örgütlenerek karar aldık. Bu amaçla derneğin yaptığı girişim tüm kayıplarımızın TBMM’sinde konunun halli için bir komisyon kurulmasını talep ediyoruz, sorunumuzu ancak medya ile duyurabiliyoruz. Bu durum için bir açıklama bekliyoruz. Bu durum duyulduğu halde bir cevap verilmediği için bugün bu basın açıklamasını gerçekleştirmeye ihtiyaç duyduk. Tüm kayıp yakınları aileleri adına sesleniyoruz, lütfen sesimizi anlayın, bizi yalnız bırakmayın, bize duyarlı olmanızı duymanızı istiyoruz. Evlatlarımızın eşlerimizin, annelerimizin, babalarımızın, kardeşlerimizin bulunmasını istiyoruz, çaresiz hale getirildik. Yakınlarımızın ölüsünü bulamaz hale getirildik. Derneğimiz öncelikle tüm kayıp mağdurların Türkiye genelinde yürütmeye duyurmaya çalışmıştır. On bir ili kapsayan kayıpların bulunması, acıların hafiflemesi için çalışamaya devam edeceğiz. Yakınlarımızın bulunmasını talep ediyoruz, Son zamanlarda gündemde olan kayıp beklentilerimizin açıklığa kavuşturulmasını talep ediyoruz. Kayıp aileler olarak yakınlarımızı bulana kadar gayretlerimiz devam edecektir. Bir yıldır bulamadığımız yakınlarımızı aramaya devam edeceğiz. Şimdi oğlunu arayan bir anne olarak sesleniyorum, Sayın Cumhurbaşkanımıza, sesleniyoruz, tüm kayıplarımızın bulunmasını talep ediyoruz”.
Dernek başkanı Şeref Alan şunları söyledi:“Sayın 600 milletvekilimiz, sayın cumhurbaşkanım, saygı değer bakanlarım, bizleri molozların altında bırakmayın, burada binlerce kayıp yakını var, burada can var, bizim sesimizi duyun, ailelerin sesin duyun, sizlerin de çocukları var, Türkiye deprem bölgesi, Türkiye’de her an deprem olabilir, sizlerden biz bir şey istemiyoruz, sizlerden can işitiyoruz. Ben de babayım, benim de çocuğum kaybolabilir, bu acıyı içimizde sezerek bizleri ret etmeyin, kayıp yakınlarını molozlarda bırakmayın, bizler molozların altındayız, biz kayıp yakınları olarak molozların altındayız, 145 kayıp yakınları ile birebir konuşuyorum, onlar bana aile oldu, onlar bana can oldu, bu insanlar da sizlere oy veriyor, bu insanlar da sizleri destekliyor. 38 kayıp çocuğumuz var, “kayıp yok” dediniz, 145 kişi kayıp, sizlerden araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz. Lütfen vicdanlı olmanızı istiyoruz. Bu ailelere destek verin, sizler de acı yaşayabilirsiniz, canımız yanıyor canımız, çocuklarımız nerede, kayıp canlarımız nerde, bize kayıp canlarımızı verin, bir mezar verin, sarılacak bir evlat verin, sarılacak bir anne baba verin bize, biz bunu istiyoruz. 99 da deprem oldu kayıp oldu bulamadınız, 2024 canlarımızı bulun”.
Bu etkinlikte destek için gelen Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç şunları söyledi:
“Bugün burada bir siyasi partinin temsilcisi olarak değil, bir depremzede olarak çok sayıda akranını, eşini dostunu kaybetmiş biri olarak katkıda bulunuyorum. Maraş halkının vekili olarak bulunuyorum. Bu insanlar burada maaşlarına zam istemiyorlar, ekonomik kriz için bir şey söylemiyorlar, ideolojik bir şey yapmıyorlar, bu insanlar burada can istiyorlar. Kayıp yakınlarının bulunmasını istiyorlar, en doğal haklarını istiyorlar. Bunun için Mecliste ki defa önerge verildi ret edildi, haftaya biz yine vereceğiz. Çağırım şu ki gelin bu defa ret etmeyin, sizden kötü bir şey istemiyoruz, kayıplar nerede kardeşim, bu insanların dirisini gösterin ölüsünü gösterin ama nerede ofladıklarını bilelim, bunu söylüyor insanlar, çok doğal insan hakkıdır bu. Allah göstermesin Sayın Cumhurbaşkanının çocukları var, torunları var, Bilal Erdoğan’ın başına bu gelse ne yaparsın, herkesin evladı var benim de çocuklarım var, herkes ana baba. Önümüzdeki hafta bu önergeyi vereceğiz, bir milletvekili olarak. Bu defa bari vicdana gelin ey milletvekilleri, gelin bu defa bu araştırma komisyonunu kuralım diyorum. Tekrar başınız sağ olsun”.
Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com
Yorum Gönder