Sizler de hiç gurur ve onur yok mudur?
İyi Parti'nin genel başkanı hanımefendi; partiniz CHP'ye bayrak açmış, CHP ile giriştiği seçim ittifakını eleştirerek ayaklarıyla çiğnemiş ve sivri diliyle söylemediğini bırakmamış, hayatı boyunca evlatlarına da vasiyet ederek, İyi Parti'ye yaptığı iyiliği asla unutmayacağına söz verdiği halde, seçimlerden sonra kendi başarısızlığının suçlusu olarak hedefe koyarak ağır eleştiriler yaptığı KILIÇDAROĞLU'nu üzme pahasına, onun iyi niyetli ittifak çabalarını yok sayarak, ona sahip çıkmadan, İyi Parti'nin bitmiş ve tükenmiş, önüne gelene çemkiren, hiçbir olumlu politika üretemeyen, bu konuda bir çaba da sarf etmeyen AKŞENER'den hala ne bekliyorsunuz da onu ziyaret ediyorsunuz, onurlandırıyor ve şımartıyorsunuz?
Evet neden?
Siz, kendinize değil de, partisine hakim olamayan, her gün gelen istifalarla eriyen bitip tükenen, kamuoyunda sürekli güven kaybeden, hata üstüne hatalar yapan, parti içinde akçeli işlerden pis kokular yayılmasına sebep olan AKŞENER'e güvenerek mi değişim sloganı ile bayrak açtınız ve iş başına geldiniz, iş başına gelir gelmez 2024 yerel seçimleri için ittifak ve işbirliği amaçlı olarak, bu hanımefendiyi ziyaret ederek onurlandırıyorsunuz ?
Hanımefendiyi onurlandıracağız diyerek, aslında kendi onurunuzdan ve özgüveninizden fedakarlık yaptığınızın farkında değilsiniz.
Sakın kimse, bu yazıyı KILIÇDAROĞLU'nu savunmak amacıyla yazdığım iftirasına kalkışmasın.
Al birini vur öbürüne.
Geçenlerde değişimci yeni genel başkan Özgür ÖZEL; önümüzdeki dört yılın sonunda yapılacak seçimlerde, parisi CHP için %30 oranında oy biçmiş. Yani, günümüze göre y dört senede, yaklaşık %3-5 gibi bir oy artışını hedefine koymuş.
Yetmez efendim. CHP'yi ilk seçimlerde iktidara taşıyacağı vaadiyle iş başına gelenlerin, dört yılın sonunda CHP için öngördükleri %30 oy oranı yetersiz ve hiç de iddialı bir oran değildir.
Bu nedenle, kendilerine güvenemeyen, niçin iş başına geldikleri konusunda ben de soru işaretleri yaratan, dört yılın sonu için %30 oy öngören yeni yönetimin, bitmiş tükenmiş, seçimlere kadar başına daha nelerin geleceği kuşkulu olan İYİ Partinin genel başkanı hanımefendiden medet umuyor olmalarını, kendilerine güvenemediklerini, şimdi çok iyi anlıyoruz.
Yerel seçimlerde; partilerden ziyade, adayların kişiliklerinin, denenmiş başarılarının, kabiliyetlerinin ve iş başındayken yaptıkları iyi icraatlarının öne çıktığını ve seçmeni partilerinden bağımsız olarak ikna etmenin, partiler arası kurumsal ittifak ve işbirliğinden ziyade, sandıkta seçmenler arasında bir işbirliğinin sağlamasının kolaylığını gözetmeden, sandıkta bir işbirliği sağlama çabası içine girmeden, parti gözetmeksizin seçmenin sandıkta işbirliğini sağlayamadan, en başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehir belediye başkanlıklarının yeniden AKP'ye kaptırılacağını, bunun sonucunda, seçmenlerin parası olan belediyelerin tüm mali imkanlarının, AKP yandaşı vakıf, cemaat ve mütahitlere yeniden hortumlanarak, inek gibi sağılacaklarını seçmenlerle açıkça paylaşmadan, seçmeni bu konuda ikna etmeden, kolaycılığa kaçılarak, hala; taban yerine, tavanda partiler arası kurumsal ittifak ve işbirliği arayışında ısrar edilmesini, bu işbirliği için de, eski gücünde olmayan ve iç sorunlarıyla boğuşan, tabanını kaybeden İYİ Parti ve onun genel başkanının tercih edilmesini, anlamakta gerçekten zorlanıyoruz.
Güner Yiğitbaşı
26/11/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder