ERDOĞAN diyor ki; ” Anayasa'nın 104'üncü maddesi, Cumhurbaşkanı olarak bize 'yürütmenin' başı olma yanında, devlet başkanı sıfatıyla devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi de vermektedir. Dolayısıyla biz bu tartışmada taraf değil, hakem konumundayız. "
ERDOĞAN; yine, çok usta bir şekilde, laf cambazlığı ve demagoji yapmaktadır bize göre.
Anayasanın 104 maddesi; Cumhurbaşkanına Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi vermiştir doğrudur ama, Anayasa Mahkemesinin anayasaya göre kesin ve bağlayıcı olan kararlarına uymayan, anayasaya aykırı olarak bu kararı yok sayan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin anayasayı ihlal girişimi olan bu eylemini; anayasanın 104 maddesine göre, ERDOĞAN tarafından giderilmesi gereken iki devlet organı arasında çıkan bir düzensizlik ve uyumsuzluk olarak nitelendirmek asla mümkün değildir.
Anayasanın 104. maddesinin Cumhurbaşkanına verdiği bu görev; her ikisi de yargı organı içinde bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında çıkan bir uyumsuzluğu ve anayasal bir tartışmayı kapsamamaktadır. Aslında, anayasanın 153. maddesine göre kesin ve bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesinin kararına uymayarak yok sayan Yargıtay ve ilgili dairesinin bu eylemi, bir uyumsuzluk ve basit bir tartışma olmayıp, doğrudan anayasayı ihlal suçudur. Bu nedenle bir suç oluşturan Yargıtay hakimlerinin bu uyumsuzluklarının giderileceği ve hesabının sorulacağı makam, Cumhurbaşkanlığı makamı değil Yüce Divandır.
ERDOĞAN; elmalarla armutları toplamaya çalışmaktadır.
Anayasanın Cumhurbaşkanı sıfatıyla ERDOĞAN'a verdiği görev; yasama, yürütme ve yargı organları arasında çıkacak olan uyumszlukları gidermek ve bunların düzenli ve uyumlu çalışmalarını sağlamaktır.
Anayasanın 104. maddesi; Cumhurbaşkanı sıfatıyla, ERDOĞAN'a; anayasanın uygulanmasını temin etme görevini de vermiştir. ERDOĞAN; anayasanın kendisine verdiği, anayasanın uygulanmasını temin etmek görevini görmezlikten gelmektedir.
Göreve başlarken şerefi ve namusu üzerine yaptığı anayasanın 103. maddesinde yer alan yemin metninde; Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına dair verdiği söz de yer almaktadır.
Tüm bu anayasa metinlerini, anayasanın ERDOĞAN'a verdiği görev ve sorumlulukları alt alta koyduğumuzda, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında ortaya çıkan tartışmada, ERDOĞAN hakem değil, bal gibi taraftır. Hiç kaçamak güreşmesin, hiç laf cambazlığı ve demagoji yapmasın ERDOĞAN.
Anayasaya bağlı kalacağına dair yemin eden ve anayasanın 104. maddesine göre anayasanın uygulanmasını temin etmekle görevlendirilen ERDOĞAN; uygulanmasını temin etmekle görevli olduğu anayasanın 153 maddesine göre kesin ve bağlayıcı olan Can ATALAY'ın hak ihlaline uğratıldığına ilişkin kararının uygulanmasını da temin etmekle görevlidir ve bu konuda Anayasadan, anayasanın 153 maddesinden ve Anayasa Mahkemesinden yana taraftır. Asla tarafsız değildir, bu konuda hakemlik yapamaz, anayasayı uygulatma görevini yapmakla mükelleftir. ERDOĞAN; anayasal görevinin ve yaptığı yeminin gereğini, ben bu konuda tarafsızım diyerek yapmayıp hakemliğe soyunmak suretiyle, Yargıtay'ın anayasayı ihlal girişimine ortaklık yapmaktadır.
Güner Yiğitbaşı
13/11/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder