Devlet Adamlığı Farkı

Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında geçmiş olayların ışığında yaşanmış veya söylenmiş bu söz üstüne örneklerden esinlenerek bir devlet adamlığı kıyasla

Tükürdüğünü yalamak
Büyük konuşmayın:
Ağzınızdan çıkanlara dikkat edin. Unutmayın ki dünya tükürdüğünü yalamak zorunda kalan insanlarla dolu”. Nebi Yıldız.

Devlet Adamlığı Farkı
14 Mayıs 2023 Genel seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde, birinci ve ikinci sırada yarışan iki parti liderinin AKP Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçmiş olayların ışığında yaşanmış veya söylenmiş bu söz üstüne örneklerden esinlenerek bir devlet adamlığı kıyaslaması yapmak istiyorum. Bu yazım Sayın R. T. Erdoğan’ın başbakanlığı zamanında bir sitede yayınlanmıştı.
Tükürdüğünü yalamak: Halk arasında “tükürdüğünü yalamak” diye bilinen, “söylediğini inkâr etmek” özünde hiç de hoş olmayan kötü benzetmeli bir deyim vardır. Bence gerçekten iğrenç bir benzetme. İnsanlarımızın da bunu birbirine söylemesi pek şık olmasa gerek. Zaman zaman halk arasında herkes birbirine denk düştükçe bu sözü söylerlerse de siyasilerimiz politikacılarımız konuşma üslubunun dozunu kaçırarak bazen de işin dozunu artırarak, birbirine üstünlük sağlamak için karşılıklı söylerler. Biz şimdi siyaset tarihimizin sayfalarına kazılarak yazılmış bu pek de nazik olmayan “tükürüğünü yalamak” sözünü iki örnekleme ile yinelemek istiyorum.

Devlet Adamlığı Farkı

Hemen bu “yalamak” sözünün daha da alasını aşan zirveye çıkaran “ayakkabı yalamak” söylemi aklıma geliverdi. Bir AKP li politikacının söylediği “ayakkabıyı yalamak” sözünü unutanlar için bir kez daha anımsatalım.
AKP Ordu Milletvekili Op. Dr. Şenel Yediyıldız'ın Ordu’da bir yerel televizyonun katıldığı bir programında, siyaset literatürümüzde insanı utandıran cinsten ifadeler kullanmış epey bir eleştiri konusu olmuştu. Yediyıldız, “Tayyip ağabeye ihaneti bırak, sırtımızda taşımamız lazım, ayakkabısını elimizle yalamamız lazım” diye bir söz sar etmişti. 
Bu deyim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından CHP lilere söylenerek siyasete de üslup dozunu artırarak malzeme olmuş idi.
Recep Tayip Erdoğan’ın başbakanlığı zamanında tutuklu vekillerin tahliye edilmemesi üzerine CHP lideri Kılıçdaroğlu, “arkadaşlarımız yemin etmedikçe yemin etmeyeceğiz” şeklinde açıklamasını yapmıştı.
Bunun üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Simav’da vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, CHP’nin yemin etmemesini eleştirirken şöyle demişti: “Arkadaşlarımız yemin etmedikçe, biz 4 yıl da olsa yemin etmeyeceğizdediler, bu sözü unutmayın. Tükürdüklerini yalayacaklar, göreceksiniz”.
Gerçekten bu söz çok şık olmayan yakışıksız bir söz olsa gerek.  
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in uzlaşı davet ve teklifi üzerine (muhtemelen “yalamak” sözünün doğruluğunu CHP’nin aleyhine pekiştirmek için bu kurguyu da Başbakan Erdoğan Cemil Çiçek’e yaptırmış olmalı) CHP liler iktidarla anlaşmışlar, parlamenter yeminini yapmışlardı.
O zamanları Arap Baharı ile Libya’da da olaylar başlamıştı.
Nato Destekli Muhalifler Trablus’ta RTE Nato’nun Ne İşi Var Demişti
Bu söz CHP liler için cuk otururken, Başbakan RTE nin söylediği, fakat sözüne uygun hareket etmediği için de bu kez RTE ye cuk uyan bir pozisyon doğmuştu.
Tunus’ta iktidarı deviren, Mısır’da Mübarek’i koltuğundan eden Arap Baharı dedikler isyan fırtınası Libya’ya da sıçramıştı.

Devlet Adamlığı Farkı

Yalnız sıçrayan bahar değil, kan gölüydü. Diğerlerinden farklıydı.
Kaddafi acımasızdı, muhaliflerin (halkının) üzerine ordusunu yolladı, çünkü onlar güya farelere benziyordu. Atış serbest, öldürmek mubahtı! Şubat ayıydı.
NATO’nun müdahalesi gündeme geldi. Kaddafi’nin hava gücünü yok edecek, tanklarını susturacak, cephaneliklerini vuracak bir hava harekâtı tartışılmaya başlandı; gerekirse kara harekâtı da. Başbakan Erdoğan şiddetle karşıydı. Soru üzerine şöyle demişti.
“Böyle saçmalık olur mu yahu. NATO’nun ne işi var Libya’da? NATO, mensubu olan ülkelerden birine müdahale yapılması halinde böyle bir şeyi gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya’ya nasıl müdahale edebilir? Bakın Türkiye olarak biz bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez.”
Amanın o da nesi? Çok geçmedi baktık ki, Türk gemilerinin de katıldığı NATO gücü Libya’yı ablukaya almış, havadan vuruyordu. Nerede kaldı Başbakan RTE nin karşı duran sözü? Oysa başbakanımız, ileri görüşlü olmalı; 42 yıldır ülkesini amansız, zalim bir baskı ile yöneten Kaddafi’ye karşı, Batı ile eşgüdüm içinde tavrını koymalı değil miydi?

Devlet Adamlığı Farkı
Başbakan RTE nin söylediklerinin tam tersi uygulanarak NATO uçakları Libya’yı vurdu, Kaddafi’nin belini kırdı. Sonra NATO destekli muhalifler Trablus’a doğru akmaya başlamışlardı. Kaddafi kaçacak delik aramaya başladı.
Şimdi bu durum karşısında Kemal Kılıçtaroğlu rahatlıkla, “RTE Libya karşısında “tükürdüğünü yaladı” mı demesi gerekirdi. Diyebilirdi de çünkü söz ve öz cuk diye oturmuştu…
Recep Tayip Erdoğan’nın Cumhurbaşkanlığında da ABD li Rahip Bronson olayı ile İsrail’le ilgili söyledikleri ikircikli sözler, Libya olayı gibi sözünden cayan pek çok örnekleri sayabilirsiniz.
Fakat Kemal Kılıçtaroğlu, olgun bir devlet adamlığı tavrını göstererek ve bilerek bu “cuk” oturan kaba benzetmeli, “tükürdüğünü yaladı” sözünü demedi. Kılıçtaroğlu bir TV programında, “bu sözü söyleyebilirdim, ama söylemedim; siyasetteki üslubu düşürmek istemediğimden söylemedim” dedi. Siyasette işte olgunluk, işte devlet adamlığı…

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız kulcevat 599@gmail.com

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget