Umudunu Yitirmek

Umudunu Yitirmek Her yeni gün, bir umut derler ama, ülkemizin ağır koşulları her geçen gün daha da ağırlaşmakta, ekonomik koşullar, ağır yaşam şartl

Umudunu Yitirmek
İnsanlar ve milletler, yaşamlarında zaman zaman çok zor koşullar altında kalabilirler, zorluklar çekebilirler. 

Buna rağmen; bir gün gelecek ve bu zor günler de geçecek umuduyla,  zor günlerin ağırlığını hissetmemeye çalışırlar. 

Ta ki; umutlarını yitirene kadar. 

Her yeni gün,  bir umut derler ama,  ülkemizin ağır koşulları her geçen gün daha da ağırlaşmakta, ekonomik koşullar, ağır yaşam şartları, özgürlükler,  her gün daha da zorlaşmakta ve ağırlaşmakta, umutlarımız adeta  tükenmekte. 

İş başındaki Cumhur İttifakı,  kendi canının derdine düşmüş, ülkenin ekonomik, sosyal ve özgürlükler sorunları,  onların umurunda değil, varsa yoksa kendi iktidarlarının ilelebet sürmesi. 

İktidardan düştüklerinde,  başlarına gelecekleri, yasa önünde hesap vermekte zorlanacaklarını,  çok iyi biliyorlar. 

İktidar nimetlerinden mahrum kalmaktan, koruma ordusuyla, lüks ve şatafat içinde sürdürdükleri yaşamlarının sonlanarak,  kendilerinden yasa önünde hesap sorulacak olmasından ödleri kopuyor. 

Cumhur İttifakının ortakları, iktidarı kaybetmekten o kadar çok korkuyorlar ki; aslında birbirlerine mahkum olduklarını, aralarında ne türlü ihtilaf çıkarsa çıksın,  asla bu ortaklığı bozmayı göze alamayacaklarını dahi düşünemiyorlar ve bu nedenle,  birbirlerine tahammül etmeyi ve karşılıklı tavizler vermeyi, göze alabiliyorlar. 

Örneğin, firari bir mafya liderinin ağzına sakız olan, adeta onun maskarası haline getirilen, onun boynuna tasma takıp gezdireceğim diyen bir mafya liderine tahammül ederek, hakkındaki tüm iddialara ve itibarsızlaştırılmaya rağmen, bulunmaz Hint kumaşıymış gibi istifa etmeyen bir İçişleri Bakanına,  ittifakın sayıca küçük ama etkinliği çok büyük ortağı sahip çıkıyor ve partili cumhurbaşkanı arzu etmesine rağmen, çok yıpranmış olan bu İçişleri Bakanını görevden alamıyor ve onunla çalışmak zorunda kalıyor. 

Dedik ya, aslında her iki ortak birbirlerine muhtaçlar, her ikisi de,  bu ittifaka isteseler de son veremezler, ama iktidarı kaybetmekten o kadar çok korkuyorlar ki, partili cumhurbaşkanı ittifak ortağı BAHÇELİ'den öcü görmüş gibi korkuyor ve çekiniyor, onun tuttuğu yıpranmış, hakkında bir sürü iddia bulunan İçişleri Bakanını görevden alamıyor. 

Partili Cumhurbaşkanı; İçişleri Bakanını görevden alsa, inanın BAHÇELİ de, alıştığı Cumhur İttifakı iktidarının bozulmasını göze alamayıp, sesini çıkarmadan kuyruğunu kıstırıp oturacak oturduğu yerde.  

Partili Cumhurbaşkanı, on dokuz yıllık iktidarına ve hüküm sürdüğü saltanata o kadar çok alıştı ki; seçimle,  iktidarı devretmeyi asla düşünmüyor. 

Bunun için her yolu mübah sayıyor. Bel altı siyaset yapıyor. 

Yalan değil, kuyruklu yalanlar söylemeyi dahi göze alabiliyor. 

Bir Cumhurbaşkanı;  milletine,  açıkça,  hem de kuyruklusundan alenen yalan söyler mi, Cumhurbaşkanlığı makamı yalan söyleme makamı mı, Cumhurbaşkanlarının milletine yalan söyleme,  hak ve yetkileri var mıdır?

Cumhurbaşkanına hakaret suçunun korumasının  arkasına sığınarak, doğruların dile getirilmesini engellemeye çalışmanın da bir sınırı olmalı. 

Doğruları, siyasi ikbali için bilerek ve isteyerek çarpıtarak yalan söyleyen bir Cumhurbaşkanı olamaz, açıkça milletine yalan söyleyen bir kişi Cumhurbaşkanına tanınan özel yasal korumadan asla yararlanamaz. Buna rağmen yararlanmaya kalkması,  yalanının yüzüne vurulmasını Cumhurbaşkanına hakaret olarak nitelemeye kalkışması, erkekliğe de sığmaz. 

Partili Cumhurbaşkanı;  geçtiğimiz günlerde, siyasi ikbali için, halkın gözünün içine baka baka, covit aşısının, ülkemizde ücretsiz yapılmasına rağmen,  Amerika ve Avrupa ülkelerinde ücret karşılığı yapıldığını söyleyebildi. Televizyondan izlerken donup kaldık, o kadar inandırıcı söylüyor ki;  yüz ifadesine ve vücut diline baktığımızda, bu yalana kendisinin de inandığını görür gibi oluyorsunuz. Neredeyse biz de inanacağız. Hatta konuşmasında rakam veriyor, şu kadar dolara, sterline bu aşılar yapılıyor diyerek,  halkını kandırmaya çalışıyor. 

Gerçekten,  pes artık dedirtecek cinsten,  kuyruklu bir yalan. 

Partili Cumhurbaşkanının,  gerçek dışı olduğu apaçık meydanda olan bu beyanlarına, seçime çok az bir zaman kalmasına rağmen, iktidar koltuğunu hiçbir şekilde bırakmayacak izlenimi doğuran rahat tavırlarına, Kanal İstanbul, yazlık ve kışlık saray yapımı gibi icraatlarını sürdürmesine bakıldığında, şu veya bu şekilde iktidarı asla devretmeyeceğini, bu konuda elinden geleni yapacağını düşünerek, maalesef ülkemizin geleceğine yönelik umudumuzu yitirme aşamasına gelmiş bulunuyoruz.  

Güner Yiğitbaşı

07/07/2021

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget