2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’ta bulunan çoğunluğu Alevi ve sol görüşlü 51 kişilik grupta Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Asım Bezirci ve Nesimi Çimen gibi tanınmış isimler de bulunuyordu.
Olay 28 yıl önce alevlerin kül ettiği otelin adıyla anılıyor: “Madımak Katliamı”, bu acı olay Cumhuriyet tarihine acı bir olay olarak geçmiştir.
Anlatılanlara göre, Madımak Yangınından kıl payı kurtulan, Sivas İtfaiye eri Aziz Nesin’i kurtarırken, ona hem küfrediyormuş hem de bir yandan yumruklamaya çalışılıyormuş. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi. Başından yaralanan Aziz Nesin'i karşıt görüşlüler tarafından linç girişiminden araya giren polisler kurtardı.
Madımak Oteli’nin önünde dinci, kinci gruplar sekiz saat eylemlerini sürdürürken, devletin valisi herhalde şehir içinde yüz asker bulup dipçikle bu kalabalığı dağıtabilirken, seyirci kalmıştı.
“Bakanın kendisi yalan söylerse gazeteler de mecburdur yalan söylemeye. Bu yalanı başta sorumlu olarak söyleyen İçişleri Bakanıdır. “Bütün bu olaylara neden olan Azizi Nesin, Azizi Nesin’in tahrik edici konuşmalarıymış”.
Öbür aydınlar ve sanatçılarla birlikte Sivas’taki sosyal etkinliğe katılan Yazar Aziz Nesin’i suçlu gösteriyordu. Zamanın İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise Aziz Nesin’i hedef gösterdi: “Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir”.
Yazar Aziz Nesin konuşmasında devamla şunları söylüyordu:
“Bunu söylemek için insanın gerçekten bilerek söylemesi için utanması lazımdır. Cumhurbaşkanı da bu yalana katılmıştır. Gazeteler, sizin gazeteleriniz de katılmıştır. Bu medya TV ile, gazetesiyle basınıyla Türk halkını boyuna kandırmaktadır. O yerel gazetelerin nasıl tahrik ettiği belli. Tahriki ben mi ettim, onlar mı etmiş. Pir Sultan Abdal’in ve şairler adıyla anıtını yıkılması nedir. Ben o konuşmayı yapmasaydım ne olacaktı. Bunu anlamamak için geri zekalı olmak lazım, ya da devlet adamı olmak lazım. Çünkü devlet adamları niçin bunu yapmışlardır, o gerici, yobaz şeriat isteriz diyen halka hoş görünmek için. İnsanlar orada yığınlar sekiz buçuk saat “şeriat isteriz” diye bağırdılar; hiçbir bakan bunu dikkate almıyor. Bu yığın “şeriat isteriz” diye bağırıyor ve devlet sesini çıkarmıyor, “Aziz Nesin suçludur” diyor. Bu açık söylüyorum bu alçaklıktır. Yazın bunu beni mahkûm etsinler böylece, ben razıyım. Küçük küçük güzel gençler kızlar oynamışlar, semahları oynamışlar. Biz yanıyoruz diyorlar. “Oruspular yanın” diye sopalarla karşı geliyorlar. Ve bunları maruz gören bir devlet adamı bakan da yoktur dünyada. Bir modeldir, bu alçaklık modelidir, çok ilginç bir olaydır. Bir otelin içinde mahsur kalmış 60-70 insanı devletin kurtaramaması, “şeriat isteriz” diyen insanlar hakkında tahkikat açmadıklarını söylemiyorlar, ama diyorlar ki, Aziz Nesin’in tahriki nedeni ile. Bu Aczimdendiler beni zorla Müslüman yapıp cennete mi sokmak istiyorlar. Bu ne akılsızlık, bu ne izansızlıktır. İmam hatipler her tarafa dolmuş, bütün devlet kadrosunun içerisine girmiş, emniyet güçlerinin içerisinde, adaletin içerisinde, kültürün eğitimin içerisinde. Kör değilsiniz sağır değilsiniz bunu yaşıyoruz. Her gün biraz daha fazla ödün vererek radikallere, gericilere, fundametislere uçuruma gidiyoruz. İlk kez olmuyor ki bu, Kahramanmaraş’ta yapmadılar mı aynı şeyi, orda ben mi vardım, ben bu tahrikleri yapsam işçilerde yapardım, ayaklanırdı böyle bir hükümet kalmazdı Türkiye’de”.
25.05.2021 günü cep telefonuma gelen bir videodan yazıya dökümünü yaptım.
Turgut Özal’ın ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel’in yerine DYP Genel Başkanı seçilen ve Başbakan olan Tansu Çiller görevi devralalı henüz bir hafta olmuştu.
Bu Madımak Otel katliamının olduğu günün ertesinde, otelin içinde 37 insan yanarken, Çiller’in Madımak Oteli’nde yaşananların ardından söylediği sözler gerçekten dehşet verici: “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir”
Sanki olayları içeridekiler başlatmış gibi, dışarıdaki saldırganları masum göstermeye çalışıyor, Laik T.C. nin Başbakanı.Bu zihniyet irticayı himaye etmek demektir.
Günümüzden 421 yıl önce dinci gericiler, bilim adamı Bruno’yu din adına 1600 yılında meydanda diri diri tek kişi olarak yakarken, Bruno’nun yakılışından 393 yıl sonra dinci gericiler, yine din adına Sivas Madımak’ta 37 kişiyi topluca Cumhuriyet karşıtlarınca yakıyorlardı. Bu katliam Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
Sivas Madımak Oteli’nde yakılarak öldürülen sanatçı ve aydınlar:
• Muhlis Akarsu – 45 yaşında, sanatçı
• Muhibe Akarsu – 45 yaşında, Muhlis Akarsu’nun eşi
• Gülender Akça – 25 yaşında
• Metin Altıok – 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci
• Mehmet Atay – 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
• Sehergül Ateş – 30 yaşında
• Behçet Sefa Aysan – 44 yaşında, şair
• Erdal Ayrancı – 35 yaşında
• Asım Bezirci – 66 yaşında, araştırmacı, yazar
• Belkıs Çakır – 18 yaşında
• Serpil Canik – 19 yaşında
• Muammer Çiçek – 26 yaşında, aktör
• Nesimi Çimen – 62 yaşında, şair, sanatçı
• Carina Cuanna Thuijs – 23 yaşında, Hollandalı akademisyen
• Serkan Doğan – 19 yaşında
• Hasret Gültekin – 22 yaşında şair, sanatçı
• Murat Gündüz – 22 yaşında
• Gülsüm Karababa – 22 yaşında
• Uğur Kaynar – 37 yaşında, şair
• Asaf Koçak – 35 yaşında, karikatürist
• Koray Kaya – 12 yaşında
• Menekşe Kaya – 15 yaşında
• Handan Metin – 20 yaşında
• Sait Metin – 23 yaşında
• Huriye Özkan – 22 yaşında
• Yeşim Özkan – 20 yaşında
• Ahmet Özyurt – 21 yaşında
• Nurcan Şahin – 18 yaşında
• Özlem Şahin – 17 yaşında
• Asuman Sivri – 16 yaşında
• Yasemin Sivri – 19 yaşında
• Edibe Sulari – 40 yaşında, sanatçı
• İnci Türk – 22 yaşında
Yorum Gönder